Yapılıp yapılmayacağı hala tartışılan Kanal İstanbul’a devlet garantisi verildi. Resmi Gazete’de yayınlanan ‘’Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna’’ geçici madde eklenerek Kanal İstanbul’a devlet garantisi verilmiş oldu.
Resmi Gazete’de bugün yayımlanan kararı, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Çelik, sosyal medya hesabından duyurdu.
Resmi Gazete’de yayımlanan geçici madde şu şekilde: “GEÇİCİ MADDE 4 – 15/3/2020 tarihinden sonra ihalesi yapılmış ancak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte henüz uygulama sözleşmesi imzalanmamış, yurt dışından finanse edilmesi planlanan yap-işlet-devret projeleri kapsamında, 1l/A maddesi uyarınca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı özel bütçeli kamu idareleri tarafından imzalanacak borç üstlenim anlaşmalarına, ilgili idarenin borç üstlenim anlaşmasından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesini sağlayacak şekilde, 4749 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile 8/A maddesi hükümlerine tabi olmaksızın, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da taraf olabilir.”
2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘Çılgın proje’ olarak açıklanan Kanal İstanbul, İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’den Marmara Denizi’ne uzanması tasarlanan bir su yolu projesi. Erdoğan, “en büyük hayalim” dediği proje ile İstanbul Boğazı’ndaki trafiğin azalacağını ve Boğaz’daki kaza riskinin en aza indirileceğini söyledi.
Birçok kesimin karşı çıktığı projenin ilk ihalesi 26 Mart 2020 tarihinde yapıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından yapılan son açıklamada, çalışmaların yüzde 60’ının 2023 yılına kadar sonlandırılmasının planlandığı belirtildi.
ÇED raporuna göre proje, Küçükçekmece, Avcılar, Başakşehir, Arnavutköy ilçesi sınırları içerisinden geçecek. Projenin Karadeniz’e bağlantısı kuzeyde Karaburun’da, Marmara Denizi’ne bağlantısı ise Küçükçekmece Gölü’nde sağlanacak. Proje için İmar Kanunu’nda değişiklik yapılırken rapora göre ‘su yolu’ kavramı ile planlanan Kanal İstanbul projesi 45 kilometre uzunluk, alt kısımda 250 metre üst kısımda 360 metre genişlikte ve 20,75 metre derinlikte olacak.
Projenin inşaatını, 4 yılı kazı olmak üzere, toplam 7 yılda tamamlanması planlanıyor. İnşaat maliyeti 60 milyar TL, deplasmanlar ve geçişler yaklaşık 15 milyar TL olmak üzere toplam 75 milyara mal olması öngörülen projede, döviz artışları nedeniyle maliyetin daha yüksek olması bekleniyor.
ÇED raporuna göre proje alanının yüzde 52’si tarım alanı. Ancak İBB’nin rakamlarına göre proje ile 23 milyon metrekare orman alanı, 45 kilometre uzunluğunda ve ortalama 150 metre genişliğinde 136 milyon metrekarelik verimli tarım ve orman alanı ortadan kaldırılmış olacak. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, projenin geri dönülmez tahribatlar yaratacağı görüşünde.
CHPli Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından ‘Ya Kanal, Ya İstanbul’ başlıklı bir toplantı düzenledi. İmamoğlu projeye itiraz gerekçelerini 15 maddede sıraladı. İmamoğlu, kanalın, susuzluğa neden olacağı, deprem riskini tetikleyeceği, doğayı katledeceği, İstanbul tarihinin talan edileceği, yeni vergi yükü getireceği, İBB’nin sırtına 23 milyar liralık maliyet getireceği, milyonları trafikte iki kat perişan edeceği, 50 yıllık hafriyat çıkaracağı, İstanbul’a 1,2 milyon yeni nüfus getireceği, 8 milyonluk nüfusun bir adaya hapsedeceği, Karadeniz balıklarını ve balıkçılığını yok edileceği, maneviyatı yok edileceği gerekçeleriyle karşı çıkıyor.