Tunus’ta sona eren Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun ertesinde tarafların başkanlık konseyi ve geçiş hükümeti konusunda anlaşamadığı öğrenildi. Libya’da yaşanan son gelişmeleri Artı Gerçek’teki köşesine taşıyan Hamide Rencüzoğulları, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Libya ziyaretine dikkat çekerek, bu gezinin amacının Türkiye Merkez Bankası’na Libya’nın emanet bıraktığı 4 milyar dolar ile ilgili olabileceğini belirtti. Yazının ilgili bölümü şu şekilde;
Bir yandan radikal İslamcı milis sorununun hala çözülememesinden dolayı Cenevre anlaşmasının ölü bir metinden ibaret olarak kalma ihtimali var. Diğer yandan 4 aday arasındaki başkanlık tartışması ve İhvancıların başkanlığı ele geçirme girişimlerinin Tunus diyaloğunu başarısız kılma riski hala var. Tam da bunun üzerine Libya basınında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Libya ziyareti konuşulmaya başladı.
Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tunus’taki forumda alınacak kararlara göre Libya’ya gitmeye hazırlandığı söylenmişti. Libya basını şu anda bu ziyareti gündeme taşıyor. Henüz Türkiye’de bu ziyaretin hangi gün planlandığı yazılmazken, Erdoğan’ın önümüzdeki Salı günü Trablus ve Misrata’yı ziyaret edeceği iddia edildi. Bu ziyaret vesilesiyle de Türkiye’nin Libya müdahalesi ve müttefik UMH üzerinden elde edilen ekonomik kazançlar yeniden gündeme taşındı. Bu konuda Afrigate ajansı, Arap ve Batılı basında yer alan raporları derleyen bir analiz yayımlandı. Analizde, Libya Ulusal Ordusu ile Ulusal Mutabakat Hükümeti güçleri arasındaki son askeri istişareler neticesinde alınan “petrol tesisleri muhafızlarının birleştirilmesi” kararının duyurulmasının ardından bu ziyaretin gelmesine dikkat çekiliyor. 5+5 ortak askeri komisyonun ateşkes anlaşmasına imza attıktan sonra petrol üretimi yeniden başladı. Bundan sonra gelen “petrol sahalarının müşterek korunması” kararı, oldukça önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu bağlamda Erdoğan’ın gezisi “bozucu bir hamle” olarak da görülüyor.
Örneğin Libya’nın eski Hindistan Büyükelçisi Ramazan El Bahbah’a göre, “Erdoğan’ın Trablus ziyareti, Batı Libya’daki siyasi otorite üzerindeki Türk kontrolünün teyididir ve bu da Libya’daki sömürge projesinin bir göstergesidir.” El-Bahbah’a göre Erdoğan’ın olası ziyareti, Tunus’taki forumda Trablus ile Ankara arasındaki anlaşmaların iptal edilmeyeceğinin teyit edilememesiyle de ilgilidir. Yani diyalogdan her an eski anlaşmalarla ilgili iptal kararı çıkabilir. Bu yüzden deniliyor ki, “Ankara, Libya’daki çıkarlarını korumak için siyasi diyalog ile ilgili olumlu gelişmeleri engellemeye çalışıyor.” Çünkü Serraj’le ilişkiler üzerinden özellikle altyapı ve enerji alanları başta olmak üzere Libya’nın yeniden inşasındaki işlerin ihalesiz olarak Türk firmalarına verilmesi sözü alınmıştı.
Analizde, bu anlaşmalardan sonuncusunun Libya’daki en önemli ve en büyük inşaat projeleri için “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının ailesine ait bir şirketle yapıldığı” iddiası da yer alıyor. İddiaya göre anlaşmanın, savaşın yıkıma uğrattığı Misrata Uluslararası Havalimanı’nın yeniden inşası, bakımı ve geliştirilmesini de kapsıyor. Keza Bingazi’deki Libya Merkez Bankası likidite komitesi başkanı Ramzi Al-Ağa’nın, Recep Tayyip Erdoğan’nın ülkesindeki ekonomik krizlerle başa çıkmak için Libya bankalarındaki nakit rezervlerini nasıl kullandığının ayrıntılarını ortaya çıkardığına dikkat çekiliyor… İspanyol gazetesi OK Diario’nun yayınladığı rapora dayandırılan iddiaya göre “Birkaç gün önce, Libya Başsavcılığı, yurtdışında listelenmeyen sahte yatırımlara 800 milyon dolardan fazla para harcandığını ortaya çıkardı. Bundan dolayı pek çok uzman, Erdoğan’ın ülkesini yaşadığı boğucu ekonomik krizden kurtarmak için Türkiye Merkez Bankası’ndaki Libya döviz rezervlerini kullanma planı konusunda uyardı.” Daha önce Libya’nın Türkiye Merkez Bankasına 4 milyar dolar emanet bıraktığının yazıldığını hatırlatalım.
Hal böyleyken Libyalıların diyalog sürecinden çıkacak uzlaşıya göre Türkiye’nin Serraj hükümetiyle anlaşmalarının hala geçerli olup olmayacağı kaygısı yükselmiş durumda. Cenevre 5+5 mutabakatında bütün eski anlaşmaların sonlandırılacağı hükmüne rağmen, UMH güçleri bu kararın Türkiye ile yapılan askeri anlaşmaları kapsamadığını söylediler, Türkiye de UMH güçlerine yönelik askeri eğitim programını sürdürdü. Şimdi bu anlaşmaların akıbeti belirsizleşiyor. Diğer yandan, yeni geçiş hükümeti üyelerinin seçilememesine neden olan İhvancıların müdahalesi, BM Temsilcisi Vekili Stephanie Williams’ı soruşturma başlatmaya sevk etti. Yani İhvancıların önünün tamamen kesileceği öngörülüyor ve Erdoğan’ın ziyareti bununla da ilişkilendiriliyor. Türkiye’nin alternatiflerinin ne olabileceği masaya yatırılacak muhtemelen ama Libya’da çember giderek daralıyor….