Fırat TOPAL
Diyarbakır
Diyarbakır’ın yoksul mahallerinden Benûsen’de yaşayan öğrenciler, pandemi süreciyle birlikte geçilen Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) erişemiyor. Öğrencilerin ne tableti var, ne de interneti. Aileler “Paramız yok, zorla karnımızı doyuruyoruz” diyor. 455 bin öğrencinin kayıtlı olduğu kentteki duruma dair konuşan Eğitim 1 No’lu Şube Eş Başkanı Sadrettin Kaya ise, kentte hiçbir şekilde uzaktan eğitim alamayan öğrenci sayısının yaklaşık 200 bin civarında olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül’de okullarda yüz yüze eğitimin başlayacağını duyurdu. Pandemi süreciyle birlikte Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden öğrencilerin evden eğitim göreceği bir sisteme geçildi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında uzaktan eğitimin başarılı bir şekilde devam ettiği iddia edilse de geçtiğimiz günlerde Bakan Ziya Selçuk, Twitter hesabından “EBA erişiminde sorun yaşayan çocuklarımız, evde çalışma imkânı olmayan öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin çocukları için kurduğumuz EBA Destek Noktalarımızın sayısı bugün itibariyle 4080 oldu. Size en yakın EBA Destek” paylaşımında bulundu. Bu paylaşım bile uzaktan eğitimde sorunların var olduğunu, devam ettiğini destekler nitelikte.
Diyarbakır’ın yoksul mahallelerinden Benûsen’de yaşayan yurttaşlar uzaktan eğitim hakkında ne düşünüyor? Ailelerle çocuklarının EBA üzerinden eğitim görme koşullarını sorduk?
“PARAMIZ YOK Kİ TABLET ALALIM, İNTERNET ÇEKELİM”
Mahalleye girip dolaşıyorum. Her sokakta çocukların oyun oynadığını görüyorum. Çünkü bu mahallelerde yaşayan çocukların birçoğu okula dahi gidemiyor, maddi sorunlardan kaynaklı çalışmak zorunda kalıyorlar. Bir süre dolaştıktan sonra kapı önünde oturan çocuklardan birine okula gidip gitmediğini soruyorum. Hüseyin Demir, okula gittiğini söylüyor fakat; “Okul yok. Evde internet yok, o yüzden ders çalışamıyorum. Bazen internet kafeye gidiyorum. Evde ne telefon ne tablet var. Her gün de internete gidemiyorum, param yok. O yüzden bizim için okul yok” diyor. Hüseyin ile konuşurken kız kardeşi Ebuyu Hanise de; “Ağabey, benim de tabletim yok, EBA’ya giremiyorum. Derslerden geri kaldım” diyor. Bir süre sonra çocuklar toplanıp kalabalıklaşınca dolaşmaya devam ediyorum. Sokakta kapının önünde oturan kadınlardan sohbet için müsaade istiyorum. Gülsüm Tatargan, annelerini kaybeden 3 torununa kendisi bakıyor. Torunlarının okulla neredeyse bir ilişkilerinin kalmadığını kendilerinin de torunlarına uygun koşullar sağlayamadıklarını söylüyor. Tatargan, “Ne internet var, ne bilgisayar, ne telefon, mahallede internet yok zaten. Çocuklar derslerinden geri kaldılar. TV’den de EBA’ya çoğu zaman giremiyorlar. Paramız yok çocuklarımıza tablet alalım, internet çekelim. Ne yapalım, zorla karnımızı doyuruyoruz” diyor.
“ANCAK ÇOCUKLARIMIN İLACINI ALABİLİYORUZ”
Mahallede dolaşmaya devam ediyorum. Bu arada sohbet ettiğim çocuklar “Koşun ağabey tablet dağıtıyor” diye bağırıyorlar. Her dakika biraz daha kalabalıklaşıyor etrafım. Toplanan çocuklara tablet dağıtmadığımı söylesem de ikna etmek kolay olmuyor. Bir süre sonra kapısının önünü yıkayan bir kadını görüyorum, selam verdikten sonra sohbet etmek istediğimi söylüyorum. Ekonomik durumlarının iyi olmadığını söylüyor. Gülhan Sürücü (35) 3 çocuk annesi, eşi günlük işlerde çalışıyor. Sürücü’nün 9 yaşındaki kızı Eylül, balık pulu hastası, bu yıl okula başlayacak, 11 yaşındaki oğlu Enes ise özel gereksinimli çocuk. Bu durum maddi ve manevi açıdan Sürücü ailesini oldukça yıpratmış.
Çocuklarının yeterli eğitim alamadığını ve kendilerinin de durumları iyi olmadığı için koşulları sağlayamadığını söylüyor. Sürücü, “İnternet yok, tablet yok. Eğitim nasıl olsun? EBA TV sürekli tekrar dersler veriyor. DEDAŞ’da burada kafasına göre fatura kesiyor, ceza kesiyor. Biz ne yapalım şimdi? İki çocuğum hasta, eşim gülük işlerde çalışıyor. Onunla ilaç alabiliyoruz. Sosyal yardımlaşma kurumuna gittim, çocuğumun ilaç parası için. İlaçları pahalı yardım edemeyiz dediler. 300-400 TL kızımın ilacı her ay almak zorundayız. Onu da borç ediyoruz, Borçta boğulmuşuz daha” diyor.
“ELEKTRİK FATURASINI ÖDEYEMİYORUZ”
Eve internet çekmeyi düşündüklerini fakat yüz yüze eğitim başlar diye durumu erteleyip, kendilerini daha da zorlayacak bir külfete girmek istemediklerini söyleyen Sürücü, “Elektrik faturası geliyor 90 TL ödeyemiyoruz. İnternet olsa ne değişecek? Zaten geçinemiyoruz. Okullar açılacak çocuklarıma daha masraf yapmadım. Borç edeceğiz yine ama elimizden başka bir şey gelmiyor. Zaten durumumuz olsa burada yaşar mıydık? Buradakilerin çoğunun durumu böyle. Kimsenin umurunda değil” diyor.
EĞİTİM SEN: 200 BİN ÖĞRENCİ EBA’YA ERİŞEMİYOR
Diyarbakır’da kayıtlı 455 bin 978 öğrenci var. Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Sadrettin Kaya, uzaktan eğitim sisteminin Türkiye gerçeğiyle uyuşmadığını, öğrencilerin ciddi bir kesiminin Eğitim Bilişi Ağı’na (EBA) ulaşım sağlayamadığını ve eğitim göremediğini ifade etti. Kaya, “Sisteme bir saniye giren öğrenci EBA ile ilişki kurmuş gibi görünüyor. Örneğin, internete erişim noktasında 77 ülke arasında sondan 7’inci sıradayız. Bu neyi gösteriyor, gerçeğin yansıtılmadığını. İlde ulaştığımız veriler ise bunu doğrulamıyor. 11 ilçede ulaşabildiğimiz verilere göre hiçbir şekilde EBA’ya giremeyen öğrenci sayısı 124 bin 430. Bu ilçeler içerisinde Ergani, Yenişehir, Kayapınar gibi büyük ilçeler de yok. 17 ilçenin tamamını düşündüğünüzde 200 bin civarında öğrencinin EBA ile iletişim kuramadığını söyleyebiliriz” dedi.
EBA ERİŞİM NOKTALARI GERÇEKLERLE UYUŞMUYOR
EBA erişim noktalarının kurulmasının eğitime ulaşma noktasında herhangi bir ilerleme ve gelişmeye yol açmadığını, erişim noktalarının birçok eksikle kurulduğunu aktaran Kaya, “EBA erişim noktaları nedir? Bir ilçemizde gidip gördük. Erişim noktası olarak seçilen okulda 10 adet bilgisayar var, 6’sı çalışmıyor. Donanım eksiklikleri var, mikrofonu yok ya da kamerası çalışmıyor. EBA erişim noktaları hayatın gerçekleriyle uyuşmuyor. Her programdan sonra silinmesi gerekiyor ama bunu yapacak personel yok. Bakan, bir de gezici EBA ile tarlalardaki çocuklar için çocuk işçiliğini meşrulaştırmak yerine çocukların tarlaya gitmemesinin zeminini oluşturmalı. Tarlada çalışan bir çocuk nasıl ders işleyebilir? EBA erişim noktaları kamuoyunda bir görüntü oluşturmak için var olan gerçekle uyuşmuyor. Örneğin Kulp ilçesinin bazı köylerine gittik normal telefon çekmiyor. Telefon çekmediği köylerde EBA’ya erişim olmaz” dedi.
“BU SİSTEM DEĞİŞTİRİLMELİ”
Yoksul halkın uzaktan eğitime erişiminde sorunlar olduğunu ifade eden Kaya, bu sistem ile verilen eğitimin çocukları okuldan kopardığını söyledi. Kaya, “Yoksul kesimin tek eğlence zaman geçirme aracı TV’dir. Kalabalık bir ailede düşünün. Gün boyu o TV’de ders görülmesi lazım. Bu da hayatın olağan akışına ters, çocukları da etkiliyor. TV’den verilen eğitim monoton. Tek düze teknik bilgi dışında öğrencilere aktarılan bir şey yok. Bu, çocukların eğitimden uzaklaşmasına yol açıyor. Bu sistemin değiştirilmesi lazım. Toplumun geleceği açısından sağlık alt yapısı oluşturularak yüz yüze eğitime geçilmesi gerekiyor. Aksi takdirde büyük bir öğrenci kitlesi dezavantajlı duruma düştüğü gibi okuldan uzaklaşıyor, eğitimden kopuyor. Yaşadığı ekonomik sıkıntılarla birlikte mevsimlik tarım işçisi, ağır işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Uzaktan eğitim sisteminin Türkiye gerçeğiyle uyuşmadığı mart ayından bu yana yapılan uygulamalarla bize göstermiştir” dedi.