Hak savunucuları ve sağlık emekçileri, ölüm orucunda bulunan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın taleplerinin kabul edilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı.
Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan tutuklu avukatlar Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “hapishanede kalmaları uygun değildir” raporuna rağmen tahliye edilmeyerek 30 Temmuz’da hastaneye kaldırılmıştı.
Ölüm orucu eylemi 222. gününe giren Timtik, Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde; 191 gündür ölüm orucunda olan Ünsal da Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tutuluyor.
“Zorla müdahale tehdidi ile karşı karşıyalar”
İnsan Hakları Derneği (İHD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), bugün yaptıkları ortak açıklama ile iki avukatın durumuna dikkat çekti.
Timtik’in kaldırıldığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan açıklamada, “Adalet sağlansın, Ebru ve Aytaç yaşasın” pankartı açıldı.
Mezopotamya Ajansının haberine göre, açıklamada söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ölüm orucundaki avukatların adil yargılanma taleplerinin devlet tarafından yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.
Yoleri, hiç kimse talep etmese bile devletin adil yargılamayı, adaleti sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Timtik ve Ünsal’a dair hazırladığı raporunda cezaevinde kalamayacaklarını söylemesine rağmen avukatların tahliye edilmediğini ve zorla müdahale tehdidi ile karşı karşıya olduklarını belirten Yoleri, “Bizler, hem Ebru’nun hem de Aytaç’ın sadece adil yargılanma açısından değil, yaşam hakları bakımından da devletin artık bir adım atmasını istiyoruz” dedi.
“En temel ihtiyaçları dahi karşılanmıyor”
TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe de “Sıcak su, bardak gibi en temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmaması, onlara yapılan zulüm ve işkencedir” diye konuştu.
SES İstanbul Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel yaptığı konuşmada, son yıllarda yapılan açlık grevlerini hatırlatarak, “Sağlıkçıların temel yaklaşımı, insanların en sağlıklı şekilde yaşamasıdır. Bu arkadaşlarımız yeniden yargılansın ve kendi iradesiyle sağlık hizmetleri alsınlar. Zorla iyileştirme kavramı bizim etik olarak kabul etmediğimiz bir yaklaşımdır” ifadelerini kullandı. (AS)