Halkın iradesini gasbeden, kazanılmış belediyelere art arda kayyum atayan AKP’nin yasakçı zihniyeti biliniyor. Kayyum atanan beledilerin yaptığı ilk işlerden biri Kürt tabelaları sökmek oldu. Kürtçeye karşı tahammülsüzler. Belediye isimleri, şehir isimleri, sokak isimleri, Kürt dili ve kültüründe önemli yeri bulunan şahsiyetlerin resimleri söküldü. Kürtçe mezar taşlarına tahammül göstermeyen bir iktidar var. Kürt dili, edebiyatı, sanatı ve kültürü alanında çalışmalar yürüten dernekler, birlikler, kültür merkezleri, enstitüler peş peşe kapatıldı.
Bir dönem yasaklara veryansın eden, Kürtler özgürlük, Kürtçeye serbestlik naraları atan AKP şimdi Kürtçe ne varsa söküp atmanın çabasında. Kürtlerin hiçbir hak ve hukuktan yararlanmaları mümkün olmuyor. Türkiye büyük bir baskı cenderesi altındayken, Kürtler bunu katmerli biçimde yaşamaktadır. Bölge savaş politikalarıyla yönetiliyor.
Bu toprakların kadim halkı olan Kürtlerin ana dilinde eğitim yasak. Halkın eşitlik, özgürlük talepleri yok sayılmaya devam ediyor. Halkın temsilcileri hapislerde çürütülmek isteniyor. Milyonlar ise baskı ve şiddetle, asimilasyon politikaları
Artuklu Üniversitesi Kürtçe tez yazımını yasakladı. Üniversiteden bir KHK ile uzaklaştırılmış olan değerli Bilim İnsanı Selim Temo’nun yazdıkları, söyledikleri bu alanda yaşananmış olanları su yüzüne çıkardı.
AKP yönetimi, Kürt’e, Kürtçeye, Kürt halkının diline, kültürüne tahammül etmiyor. Daha önce CHP’yi eleştirip yerden yere vurduğu, tekçi zihniyetin emsalsiz temsilcisi haline geldi. Yeniden “Vatandaş Türkçe konuş” devrine geçildi. Şimdi AVM’lerde Kürtçe yasakları devri zorlanıyor.
Ehmedê Xanî’nin 1692’de kaleme aldığı ünlü eseri Mem u Zin Cizre’de geçer… O yalın, akıcı, şiirsel dil Kürtçedir. Hikaye MÖ’ye dayanan bir efsanedir diğer adıyla Memê Alan destanı. Kürtçe dilden dile asırlarca söylenip gelir. Fırat gibi, Dicle gibi akar… Halkın kültürüdür orada anlatılan… Newroz’dur, ateştir…
Yaşlı kuşaklardan gençlere, gençlerden gönüllere akan bir hikayedir. Kürtçeden, Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca, Rusça gibi daha birçok dillere çevrildi. İyilik vardır Mem u Zîn’de, kötülük vardır… Mem ile Zîn, tüm iyilik ve güzelliklerin temsilcileridir. Aşıktırlar. Ancak kavuşamazlar. Trajik bir aşk öyküsüdür. Kürtçenin zenginliğini bu destan boyunca duyumsarsınız. Akıcı, lirik… Öfke, kin, garez… Halkın dilinde ve yüreğinde kuşaklar boyunca akan bu hikaye günlük yaşamda da bir tavır, bir tanımdır. Kimileri kendini Mem ile, kimileri Zîn ile özleştirir. Kürt halkının dili, kültürü, sanatı, duyguları, sadakati, aşkı onların duru gönülleri üzerinden tasvir edilmiştir. Aşık olan ancak kavuşamayan, kavuşmaları her durumda engellenen iki gencin mezarı Cizre’dedir. Botan’ı aşka ve güzelliğe boğan bir destandır Mem u Zîn. Her genç kızın, genç erkeğin birbirine bağlılığının sembolüdür. Kimse sonları onlar gibi olsun istemesede aşkını onlarınkine benzetmeden, aşkının saflığını temizliğini onlara benzetmeden edemez.
Ancak bir de Beko vardır bu destanda. Fesat Beko…
Kimse Beko olmak istemez. Lanetlidir o. Zira, kötülük onda toplanmıştır. Onun isminde cisimleşmiştir dalkavukluk. Fitne Beko ile özdeştir. İki yüzlünün tekidir Beko. Riyakardır. Fesattır. Rezil biridir. Duruma göre tavır alır. Egemenin uşağıdır. Değerlerin onun için bir anlamı yoktur.
Cizre’deki bir AVM’de Kürtçe konuşmanın yasaklandığına ilişkin haberler çıkınca insanın aklına ilk gelen hikaye bu oluyor.
O Cizre ki, onca direnişe, mücadeleye sahne olmuş bir Botan merkezidir. Kürt dili, kültürü, tarihi bakımından tarihsel ve köklü bir geçmişe sahiptir. O Cizre’dir ki, Orhan Doğan’ın memleketidir.
Benim de görmüşlüğüm vardır Cizre’yi. Nehrin çevresinde kurulan taziye çadırında hikâye dinlemişliğim, havasını teneffüs etmişliğim, buz gibi suyundan içmişliğim…
Cizre tepeden tırnağa Kürt kültürü temsiliyetiyle bilinmektedir. Tarihsel olarak ulusal şekillenişte önemli bir merkezdir.
İşte bu Cizre, birkaç gün önce bir AVM’deKürtçe konuşma yasağıyla gündeme geldi. Bekolar yaşamaya devam ediyor!
Haberlere göre, Cizre’de yeni açılan bir alışveriş merkezinde personele, müşteriyle Kürtçe konuşma yasağı getirildiği iddia edildi.
Mezopotamya Ajansının (MA) haberine göre bir müşteri, “Neden Kürtçe konuşmuyorsunuz, anladığınız halde neden Türkçe cevap veriyorsunuz?” diye sorduğu mağaza personelinden, “Kürtçe işletme sahipleri tarafından yasaklandı. Konuşursak işimizden oluruz” yanıtı aldı.
Haklı olarak büyük bir tepki oluştu. AVM sahibi ve müdürü iddiayı yalanladı. Başka bir habere göre “Bizi çekemeyenler var. Bunlar karalama” demiş.
Kürt halkı yüzyıllardır olduğu gibi, bugün ve bundan sonra da değerlerini savunacaktır.
Reklam
Yazar: Ender İmrek
Kaynak: Evrensel