Aralarında JK Rowling, Salman Rüşdi ve Margaret Atwood gibi isimlerin olduğu 153 yazar, akademisyen ve insan hakları savunucusu, ABD’de George Floyd’un hayatını kaybetmesinin “ırklar arasında ve sosyal adaletin sağlanması için güçlü protestolar” başlattığını ancak tartışmalarda “hoşgörüsüz bir ortam” oluşmaya başladığını öne sürdü.
Ancak mektup, sosyal medyada tartışma yarattı ve tepki topladı. Bazı isimler, mektubun “ifade özgürlüğüne yöneltilmiş bir eleştiri” olduğu yorumunu yaptı.
Mektupta, “Liberal toplumun can damarı olan bilgi ve fikirlerin özgürce karşılıklı bir şekilde ifade edilmesi, her gün biraz daha zorlaşıyor” denildi.
Harper’s Magazine’in web sitesinde salı günü yayımlana mektupta, oluşan tartışma ortamında “karşı görüşlere yönelik hoşgörüsüzlük, herkesin önünde küçük düşürmenin rağbet görmesi ve karmaşık politika meselelerini kör edici bir ahlaki kesinlik içerisinde çözme eğilimi” olduğu belirtildi.
Mektupta neler deniyor?
Mektupta, “Her kesimden güçlü ve hatta sert karşı görüşlerin değerli olduğunu kabul ediyoruz. Ancak, ifade ve düşüncenin sınırları aşılmış gibi algılanan durumlarda hızlı ve sert karşılık verilmesi çağrılarını artık çok daha sık duyar olmaya başladık” denildi.
Sanat ve medya aracılığıyla korku saçılmaması gerektiği uyarısı yapıldı.
Mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Ortak kanaate katılmamaları ya da bu kanaate yeterince hevesli bir şekilde katılmamaları halinde hayatlarından korkmaya başlayan yazar, sanatçı ve gazetecilerin daha fazla riskten kaçınmaya başlamalarıyla birlikte bunun bedelini de ödüyoruz. Ağır profesyonel sonuçlara yol açmadan, iyi niyetle görüş ayrılıklarına düşme ihtimalini korumamız gerekiyor.”
Mektubu kimler imzaladı?
Mektuba imza atanlar arasında son dönemde yaptıkları yorumlar nedeniyle tepki gören isimler de bulunuyor. Bu isimlerden birisi bu ay içerisinde trans bireyler hakkındaki sözlerinden dolayı ağır eleştirilerin hedefi olan Harry Potter’ın yazarı JK Rowling.
Diğer imzacılar arasında ABD’li düşünür Noam Chomsky, feminist yazar Gloria Steinem, Rus satranç şampiyonu Garry Kasparov ve yazar Malcolm Gladwell de yer alıyor.
İmzacı isimlerden bazılarının eserleri birtakım ülkelerde yasaklı. İngiliz yazar Salman Rüşdi, 1988 yılında çıkardığı Şeytan Ayetleri kitabı nedeniyle aldığı ölüm tehditlerinin ardından saklanarak yaşamaya başlamıştı. Suriyeli yazar Halid Halife’nin bazı kitapları Suriye hükümetine yönelik eleştirileri nedeniyle yasaklandı.
Beyaz İnsanların Tarihi’nin yazarı Nell Irvin Painter ve Yale Üniversitesi’nin Kölelik, Direniş ve Köleliğin Kaldırılması Çalışmaları Merkezi’nden Gilder Lehrman gibi ırk ve kölelik konularında araştırmalar yapan ünlü tarihçiler de mektubu imzalayan diğer isimler arasında bulunuyor.
Mektubun hedefinde kimler var?
Son aylarda, bazı isimler ırk, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi konularda bazılarının rencide edici bulduğu sözler sarf ettiği için internet ortamında aşağılayıcı yorumların hedefi oldu.
Bazı durumlarda eleştirilerin hedefi olan kişilere karşı işverenleri de harekete geçti.
Mektupta bu konuyla ilgili, “Tartışmalı makaleler yayımladıkları için editörler kovuldu, gerçekleri yansıtmadığı iddiasıyla kitapların basımı durduruldu, gazetecilerin bazı konuları ele almasına izin verilmedi, sınıfta bazı edebi eserlerden alıntı yapan öğretim üyelerine soruşturma açıldı, bir araştırmacı bilimsel bir araştırmayı dağıttığı için kovuldu ve zaman zaman sadece saçma hatalar yaptıkları için kuruluşların başındaki isimler görevden alındı” denildi.
New York Times gazetesinin yorum editörü, Cumhuriyetçi bir Senatör’ün şiddet olaylarına dönen protestoların bastırılması için ordunun konuşlandırılması gerektiğini savunan yazısına gelen tepkilerin ardından istifa etti.
Aynı gazeteye makale yazarak katkıda bulunan David Brooks ve Bari Weiss, mektubu imzalayan isimler arasında yer aldı.
New York’taki New School’dan öğretim üyesi hakkında James Baldwin’in kitabından yaptığı bir alıntı nedeniyle soruşturma açıldı. Ancak öğretim üyesi, ayrımcılık suçlamasından aklandı.
Ocak ayında, yayın evi Flatiron, Meksikalılar ile ilgili klişelere yer verdiği gerekçesiyle yazar Jeanine Cummins’in yeni kitabını basmayacağını açıkladı.
Mektubu nasıl tepkiler geldi?
Mektup, internet ortamında büyük tepki toplarken içeriğine dair tartışma da başlattı.
İfade özgürlüğü alanında faaliyet gösteren Index on Censorship, metni “açık bir tartışma ortamına dair önemli bir mektup” olarak nitelendirdi.
İrlandalı yazar John Boyne, attığı Twitter mesajıyla mektuba verdi.
Metni imzalayan isimlerden haber sitesi Vox’un kurucularından Matthew Yglesias’a kurumun çalışanlarından Emily VanDerWerff tepki gösterdi. Kendisini trans bir kadın olarak nitelendiren VanDerWerff, Yglesias’ın mektubu imzalamış olmasından dolayı “kendisini artık Vox’ta çok daha az güvende hissettiğini” söyledi.
VanDerWerff, Yglesias’ın görevinden alınmasını ya da özür dilemesini istemediğini, böyle bir şey olması halinde bunun Yglesias’ın “kurban” olduğuna dair inancı pekiştireceğini belirtti.
ABD’li yazar ve trans hakları savunucusu Jennifer Finney Boylan, mektubun yayımlanmasından birkaç saat sonra yaptığı açıklamayla özür diledi ve “Mektubu imzalayan diğer isimlerin kim olduğunu bilmiyordum” dedi.
Mektubu eleştirenler, JK Rowling ve Chomsky gibi isimlerin daha önce trans hakları ve soykırım inkarı konularında yazdıklarını paylaştı.
Mektubu imzalayanların, duruma aşırı tepki gösterdiklerini düşünenler de var.
Gazeteci Osita Nwanevu, “Özellikle de insanların açık açık daha önce hiç görülmemiş şekilde özgür ve açık olan ifade ortamından şikayet ettikleri bir zamanda bu tarz iddiaları ciddiye almak zor” dedi.