Ali Murat HAMARAT
Bundesliga’da düğüm bugün çözülüyor. 2012’den bu yana şampiyon olamayan Borussia Dortmund, Mainz’ı devirirse 11 yıllık hasreti dindirecek. Aksi takdirde gözler Köln’de sahne alacak sosis diyarının olağan şüphelisi Bayern Münih’e dönecek. Günün sonunda ya sarı-siyahlılar ya da kırmızı-beyazlılar gülecek.
Prusyalıların son şampiyonluğunda kadroda olanlardan Nuri Şahin bugün kariyerine Antalyaspor’un teknik direktörü olarak devam ederken, İlkay Gündoğan Manchester City orta sahasında sahne alıyor.
Mayıs çoğunlukla futbol sezonuna perde inen aydır. Kimileri sevinçten, bazılarıysa hüzünden gözyaşlarına boğulur. Şampiyonlar, düşenler, çıkanlar… Üzerine belgeseller çekilen öyle bir Mayıs günü var ki Almanya’da hiç unutulmuyor.
UNUTULMAZ SON
Tarihler 16 Mayıs 1992’yi gösterirken, Bundesliga yanıyordu. Son haftaya üç takım aynı puanda başlıyor; lider Eintracht Frankfurt’u averajla Stuttgart ve Borussia Dortmund kovalıyordu. Kaderin bir cilvesi şampiyonluk adayları deplasmanda sahne alıyordu.
Uzun süre ligi lider götüren Frankfurt, düşme hattındaki Rostock karşısındaydı. Stuttgart ununu elemiş, eleğini asmış Leverkusen’le oynarken, Dortmund da yine ikinci küme korkusu yaşayanlardan Duisburg’da sahne alıyordu. İlk gol haberi Duisburg’dan geldi. Chapusiat, Prusyalıları sevindirmişti.
Leverkusen’in kazandığı penaltı üç şehirde tansiyonu yükseltmiş, Martin Kree beyaz noktadan takımını öne geçirmişti. Devre sonuna doğru bu sefer penaltı kazanan Stuttgart’tı. Fritz Walter skora denge getirince, ilk yarıların sonunda soyunma odasına Dortmund şampiyon gitmişti. Tabii önemli olan son düdükten sonra kimin tabelada önde olduğuydu…
Jens Dowe 65’te Hansa’yı öne geçirdiğinde, Dortmundlular şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştı. Fakat iki dakika sonra sahne alan Axel Kruse, Frankfurt’un beraberlik golünü atmıştı. Dakikalar ilerliyor, sinirler geriliyordu. Matthias Sammer atıldığında, tüm Stuttgartlılar bu iş bitti demişti. Altı dakika geçmişti soldan süzülen topa kaptan Guido Buchwald kafayı yapıştırdığında Almanya’da adeta zaman duruyordu. Biraz evvel ölüp dirilen Stuttgartlılar şimdi şampiyonluk marşları söylüyordu.
Kaptan gemisini kurtarmıştı da kalan dakikalarda gelecek bir Frankfurt golü, şampiyonluğun üç dakikada üç şehir dolaşmasına neden olacaktı.
Derken son dakikada bir gol haberi geldi Rostock’tan. Tüm hatlarıyla kaleye yüklenen rakibinin zaafından yararlanan Stefan Böger, Hansa’yı öne geçirmişti. Son düdük geldiğinde, değişik şehirlerde ağlayan ağlayanaydı…
DAUM’UN KADERİ
Stuttgartlılar ağlıyordu. Christoph Daum önderliğinde zafer gelmişti. Kaderin cilvesi olsa gerek, üç büyüklerden ikisini görecek olan Daum, diğer İstanbul devini çalıştıracak Reinhard Saftig’in çalıştırdığı Leverkusen’i alt ederek zafere ulaşmıştı.
Tesadüf bu ya bugünlerde kanserle savaşan unutulmaz hoca sonradan üç defa son hafta şampiyonluğu kaybetmişti. 2000’de Bayern Leverkusen’in başındayken, Unterhaching deplasmanında alınacak puan zafer demekti. Fakat ummadık taş baş yarıyor, ipi Bundesliga’nın olağan şüphelisi Bayern Mühih göğüslüyordu.
Belki Almanya’daki hatırlamıyorsunuz ancak Türkiye’de izlettiği benzer senaryoyu unutan yok. Hem de bir kez değil iki defa! 2006’da Denizli’de berabere kalan Fenerbahçe şampiyonluğu ezeli rakibi Galatasaray’a kaptırırken, 2010’da da bu sefer gülen Bursaspor’du. Trabzonspor’la berabere kalan Kanarya, sezonu Bursaspor’un ardından ikinci sırada noktalamıştı.
Rostock’ta sahada herkes ağlıyordu. Kazanan küme düşmüş, kaybeden şampiyonluktan olmuş; hattâ üçüncülüğe düşmüştü. Sessiz sakin Dortmund ikinciliğe çıkarken, Duisburg da ikinci kümenin yolunu tutmuştu.
Tam 25 yıl önce Almanya’da IMDB puanı en az 8 olacak bir dram filmi çekilmişti. O gün yıkılanlardan Frankfurt’un maestrosu Andreas Möller, kısa süre sonra Juventus’a gidecek, Torino aktarmalı geldiği Dortmund’da hem Bundesliga, hem de Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluğa ulaşacaktı. 16 Mayıs 1992’de televizyon başında dönüşümlü naklen yayını izleyen ve Buchwald’in golünde evinde zıplayan delikanlıysa neredeyse yarım ömür sonra o günü yazacaktı…
Ali Murat Hamarat: Spor tarihçisi, spor yazarı. BirGün gazetesi yazarı. İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okuyup bir dönem asistanlık yaptıktan sonra gazeteciliğe Taraf’ta başladı. Eurosport’un internet sitesinde genel yayın yönetmenliği yaptı. Radyo ve televizyona programlar hazırladı. 2017’den beri Tarih Dergisi’nde yayın kurulu üyesi.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***