YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi bir kez daha mahkûm etti.
15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi Erdal Tercan’ın 2018 yılında yaptığı başvuruyu karara bağlayan AİHM, Türkiye tarafından özgürlük ve güvenlik hakkı ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye, 20 bin Euro da manevi tazminat ödeyecek.
AİHM, Erdal Tercan’la aynı tarihte tutuklanan ve 5 yıldır hücrede tutulan eski AYM Başkanvekili Alparslan Altan için de tutuklamanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle aynı kararı vermiş ve Türkiye’nin 10 bin Euro manevi tazminat ödemesine hükmetmişti.
Tabii ki Türkiye bir kere daha bizleri yanıltmadı ve Alparslan Altan’ı tahliye etmemekte direndi. Kısa süre sonra da Yargıtay tarafından cezası onanarak tutuklu iken hükümlü statüsüne geçti. AİHM’in 5 yıl sonra verdiği karar Türk yargısı tarafından çöpe atıldı!
Şimdi Alpaslan Altan’ın aynı süreci bir defa daha takip etmesi gerekecek. Artık tutuklu değil hükümlü olduğu için, bu defa mahkûmiyet kararını AYM’ye taşıyacak. AYM ne zaman canı isterse, başvuruyu o zaman görüşecek. Kuvvetle muhtemel eski mesai arkadaşlarının hukukunu hiçe sayıp bir kez daha ret kararı verecek. Bu karardan sonra Alparslan Altan, tekrar AİHM’e gidecek. AİHM’in mahkûmiyet hükmüyle ilgili vereceği karar için bir 5 sene daha bekleyecek. O zamana kadar Allah sağlık ve ömür verirse cezasını tamamlamış ve tahliye olmuş olacak.
Ba’de harabi’l Basra… Tam bir Çin işkencesi yaşatılanlar. Dileriz aynı muameleyi, Erdal Tercan’a yaşatmazlar da AİHM kararını uygulayıp bir an önce tahliye ederler.
Alparslan Altan veya Erdal Tercan kararları uygulanmayan ilk kararlar değil elbette. AİHM kararlarına rağmen, derhal tahliye etmesi gerektiği halde Türkiye Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı da cezaevinde tutmakta ısrar ediyor.
Geçen ay toplanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2017’den beri tutuklu bulunan Osman Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde Türkiye aleyhine ihlal prosedürü başlatacağını açıkladı. AİHM kararlarına uyulmaması durumunda Bakanlar Komitesi, söz konusu ülkenin Avrupa Konseyindeki üyeliği ya da oy hakkının askıya alınması gibi müeyyidelerin uygulanmasına karar verebiliyor.
Erdal Tercan kararında öncekilerden farklı olarak dikkat çeken husus, Türkiye adına AİHM Hakimliği yapan Saadet Yüksel’in de ihlal kararına katılması ve kararın oybirliği ile çıkmış olması. Bugüne kadar pek görülmemiş bir şey bu.
Ne var ki Saadet Yüksel’in ihlal kararına katılmakla beraber tazminat miktarına itiraz ettiğini görüyoruz.
Sayın Yüksel, “Alparslan Altan başvurusunda 10 bin Euro manevi tazminata karar verilmişti. Erdal Tercan için 20 bin Euro’ya hükmedilmesine itiraz ediyoruz,” demiş.
“Bu mudur yani, bütün mesele para mıdır?” dediğinizi duyar gibiyim. Maalesef bu sorunun cevabı: “Evet, budur! Bütün mesele paradır.” Avam ifadesiyle “dini imanı para olmuş” bir güruhtan başka ne beklenebilir ki!
AİHM önünde bekleyen başvurular bugünlerde hareketlendi ve AİHM tarafından cevaplanması için Türkiye Hükümetine bildirilen (komünike edilen) dosya sayısı 1,300 civarında. Bu rakamın birkaç katı da komünike edilmeyi bekliyor. Hükümet kendisine bildirilen bu dosyalarla ilgili savunmasını belirli bir süre içinde AİHM’e sunmak zorunda. Görünen o ki yakın zamanda Türkiye aleyhine açılan yüzlerce dava karara bağlanabilir. Ödenecek tazminatın 20 bin Euro değil de 10 bin Euro olması birileri için bu yüzden önemli.
5 yıl boyunca hücrede hapis yatmanın bedeli elbette bu paralar değil. AİHM, kararında hükmedilen tazminatın mevcut kararın, başvuranın ilk tutukluluğu ve evinde yapılan aramayla ilgili olduğunu söylüyor.
Asıl büyük tazminatlar daha sonra gelecek. Haksız yere meslekten ihraç edilmek ve uzun süre tutuklu kalmak maddi/manevi tazminat sebebi olduğu gibi ihraçtan itibaren ödenmeyen özlük haklarının hepsinin yasal faiziyle birlikte ödenecek olması hükümetin ödünü koparıyor.
Daha birkaç gün önce Erdoğan’ın, “Tahkim yoluyla söke söke alırlar bu paraları” demesini hatırlayın. Türkiye’yi bağlayan uluslararası mahkemelerden çıkacak ihlal kararları ve doğacak tazminatlar da söke söke alınacaktır.
Ülkenin itibarının yerlerde sürünmesi, yargı bağımsızlığının ortadan kalkmış olması, AİHM nezdinde Rusya’dan sonra en fazla dava edilen ikinci ülkenin Türkiye olması, Hukukun üstünlüğü Endeksinde Türkiye’nin 126 ülke arasında 109’uncu sıraya düşmesi hiçbirini rahatsız etmiyor. Bunların parası itibarından, şerefinden haysiyetinden çok daha kıymetli. Tıpkı Erzurumlunun kendisinden para isteyen arkadaşına “Gardaş para bu, can mı ki çıkarıp verek” demesi gibi. Yeter ki paralarını istemeyin!
Kaynak: Tr724