Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Özgür Özel kapasitesizliği!

Özgür Özel kapasitesizliği!


M. NEDİM HAZAR | YORUM

Türkiye’de siyasal muhalefet, son 10 yılda sadece örgütsel değil, zihinsel bir çöküş yaşıyor. Bu çöküşün merkezinde Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bugünkü lideri Özgür Özel bulunuyor. Özel’in söyleminde ve davranışlarında gözlemlenen fevrilik, stratejik derinlik yoksunluğu ve duygusal tepkisellik, daha geniş bir kurumsal sorunun, yani liderliğin niteliğinin kurumsal hafızadan kopuşunun göstergesi aynı zamanda.

CHP, uzun yıllar boyunca “devletin partisi” olma kimliğinden yurttaşın partisi olma kimliğine geçemedi ne yazık ki. Özgür Özel’in yükselişi, bu dönüşüm ihtiyacına bir cevap olarak sunulmuştu; ancak çok kısa sürede onun da “eski düzen reflekslerini” bu kez duygusal reaksiyon biçiminde yeniden ürettiği görüldü. Özel, iktidarın baskıcı dilinden etkileniyor, ona öykünerek kendisini ‘sert muhalefet lideri’ olarak inşa etmeye çalışıyor. Oysa gerçek siyasal feraset, iktidarın diline teslim olmadan kendi dilini kurmayı gerektirir.

Edirne mitinginde sarf ettiği “Meriç’i sıkı tutun!” ifadesi, bu zihinsel dağınıklığın tipik bir tezahürü. Bu söz, ne siyasi bir stratejiye, ne etik bir duyarlılığa, ne de toplumsal bir barış vizyonuna dayanıyor. Tam tersine, o anın duygusal akışına kapılmış, öfke ve korkunun harmanlandığı bir tepkisellik içeriyor. Fevri bir çıkışın, bir halkın vicdanına ve bir liderin ciddiyetine mal olduğu bir örnek.

Özgür Özel’in en temel zaafı, söyleminde sürekli olarak reaktif bir mantığa yaslanmasıdır. Her krizi, duygusal bir sahneye dönüştürüyor; kendi konumunu tanımlamak için daima bir dış düşmana ihtiyaç duyuyor. İktidarın başvurduğu linç mekanizmasına yönelttiği haklı eleştiriyi, benzer bir dışlayıcılık biçimiyle yeniden üretmesi, onu demokratik liderlikten uzaklaştırıyor. Kısacası, Özel’in siyasal karakteri, soğukkanlı muhakemeden çok, refleksif tepkiyle şekilleniyor.

Bütün bunlar, bireysel zaaflardan ibaret değil. Bu tablo, Türkiye muhalefetinin genel bir yetersizlik sendromuna işaret ediyor. CHP kadroları, hâlâ devlet korkusunun gölgesinde siyaset yapıyor; özerk bir düşünme biçimi, insani bir duyarlılık ve tutarlı bir değer sistemi kuramıyor. Bu yüzden hukuk, adalet ve özgürlük gibi kavramlar, sadece sloganik düzeyde kalıyor. Özgür Özel, bu kültürel ataletin kişileşmiş hâli: hızlı düşünüyor, çabuk parlıyor, ama derinlemesine kavrama yetisi göstermiyor. Siyaseti uzun vadeli bir düşünce alanı olarak değil, duygusal reaksiyonlar zinciri olarak yaşıyor.

Bir liderin asıl sınavı kriz anındaki diliyle ölçülür. Kriz, hem ahlaki hem entelektüel soğukkanlılık ister. Özgür Özel’in bugüne kadar sergilediği tavır, ne bu ahlaki mesafeyi, ne de bu düşünsel istikrarı gösteriyor. Onun siyaseti, tepki üzerine kurulu bir refleks tiyatrosuna dönüşüyor. Bu nedenle Türkiye’de “alternatif iktidar” fikri, hâlâ sadece iktidarsız bir muhalefetin hayali olarak kalıyor.

Bu ülkeye yazık oluyor!

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version