NECİP F. BAHADIR | YORUM
Okay Gür isimli hükümlü, AKP’nin 11. Yargı Paketi’yle serbest kaldı. Soluğu memleketi Diyarbakır’da aldı ve 28 yaşındaki eşi Rojda’yı aynı gün katletti.
Uyuşturucu müptelası, katil, cani, tecavüzcü, mafya bozuntusu içeride ne kadar ‘adli suçlu’ varsa AKP hepsini dışarı saldı. Islah oldukları için mi? Çıkanların yeni suç işleme potansiyeli taşıdığı bilinmiyor muydu? Bilinmez mi? ‘Suç ihalesi’ için ilan verdikleri Meclis kürsüsünde dile getirildi.
AKP iktidarı ‘adli mahpusları’ pek seviyor. MHP ile birlikte kaç kez ‘infaz düzenlemesine’ imza attı.
İktidarın bütün korkusu fikir, düşünce sahibi gazeteci, yazar siyasi mahkumlar… Kitap ve kalem AKP için bombadan daha tehlikeli… Onun için onlar hiçbir yargı paketinden yararlanamadı.
Hani devlet, vatandaşa karşı işlenen suçlarda devreye giremezdi! Buna hakkı yoktu! Erdoğan’ın siyasi görüşü bu değil miydi? Devlet sadece kendisine karşı işlenen suçlar konusunda ‘affedici’ olabilirdi.
Rojda’nın katili kim?
Söz başka, uygulama başka… Klasik AKP politikası… 50 bin psikopatı toplumun içine saldı, göz göre göre yeni cinayetlere, katliamlara davetiye çıkardı. Suç da, günah da AKP’nin…
Rojda ‘güneşin doğduğu an’ demekmiş… O güneş battı. AKP bir ocağı daha söndürdü. Peki Rojda’nın katili kim? Sadece eşi mi? Siyasetin sorumluluğu ne olacak? Nerede toplumsal vicdan? Tepki, itiraz ve isyan ahlakı nerede kaldı?
Kadın örgütleri olmasa belki de kimsenin ruhu duymayacaktı. Duydu da hangi kulaklara değdi, hangi vicdanlara dokundu? Üzerine ölü toprağı serpilmiş, AKP’nin sihri altında uyuşmuş bir toplum…
IŞİD’in 3 polisi şehit ettiği ‘Yalova faciası’ göz göre gelmedi mi? Örgütün bölgede yuvalandığı biliniyordu. Haberlerde konu oldu. Bir alarm verildi. Ama örgüt, siyasi iktidarın şemsiyesi altındaydı. IŞİD’in AKP’nin ‘ideolojik akrabası’ olduğunu bilmeyen yok. Vaktiyle Ahmet Davutoğlu eli silahlı katil ordusuna ‘öfkeli çocuklar’ demişti. Oysa hiç de öyle masum değillerdi. Onlardan biri bir yılbaşı gecesi gözünü kırpmadan otomatik silahlarla mekana daldı ve 50’ye yakın kişiyi katletti.
IŞİD’in Türkiye sicili ‘kanlı katliamlarla’ dolu… Yalova’da polisi şehit edenlerin geçmişini öğrenince insanın kanı donuyor. Skandal üzerine skandal… Ne yargı, ne emniyet üzerine düşeni yapmış…
Zafer Umutlu katillerden biri… Potansiyel suçlu… Bilinmeyen biri değil. Devletin radarına yakalanmış… Ama tutuksuz yargılanmış. Davası yeni sonuçlanmış. Umutlu ‘terör örgütü üyeliğinden’ beraat etmiş. Bankaya para yatırmak, gazeteye abone olmak gibi gerekçelerle masumlara en ağır cezayı veren AKP yargısı, IŞİD ve türevleri söz konusu olduğunda pek cömert ve müsamahalı…
Zafer Umutlu’ya beraatin gerekçesi bir gün önce tebliğ edilmiş. Adresinde bulunamadığı için resmi evrak kapıya asılmış… IŞİD gerçeği, AKP’nin hoşgörülü politikası ve Yalova’daki hücre evleri sır falan değil. Devlet de vatandaş da farkında…
Sokaktaki insana sorulsa söyleyecek… Ama nedense göz yumulmuş. Artık nasıl bir ilişkiye girildiyse… Polis gerçek teröristlerin bulunduğu mekana tam donanımlı ve tedbirini alarak mı gitti? Bilmiyoruz. Evet, evde çocuk ve kadınların bulunmasının operasyonu zorlaştırdığı gerçek. Ama bu da operasyona dahil…
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sık sık şafak vakti masum insanlara operasyon için yola çıkan güvenlik güçlerinin görüntülerini paylaşırdı. Yalova için herhangi bir bilgilendirmede bulunmadı. Operasyona giden ekibin donanımı neydi, gerekli teçhizat var mıydı, drone desteği aldı mı?
Bursa’dan takviye geldiğine göre pek hazırlıklı olduğunu söylemek zor. Bakan bu konuda sessiz… Dökülüyor zaten. Ankara’da düşen Libya uçağının adını ve kuyruk numarasını bile doğru dürüst açıklayamadı. Dağılmış durumda. Belli ki ilk fırsatta koltuğunu kaybedeceğinin farkında.
Operasyon sabahı Yalova Valiliği çatışma sırasında 7 polisin yaralandığını, hastaneye sevk edildiklerini, tıbbi değerlendirmelere göre hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu. Çok geçmeden Bakan Yerlikaya çıktı “3 şehidimiz var!” dedi.
Yönetimdeki zaafiyet ve savrulma ‘resmi açıklamalara’ bile yansıdı. Bütün bunların üstüne Yerlikaya, “Sadece resmi açıklamalara itibar edin!” diye de vatandaşı uyarıyor.
İyi mi? Beyefendiler medyada çıkan haberlerden pek rahatsız.
Sosyal medya hesaplarından paylaşım yapan 16 kişi yakalanmış. İşte AKP yönetiminin özeti… IŞİD söz konusu olduğunda yoklar! Eleştiriye karşı se aslan kesiliyorlar…
Kanlı eylemlerle gerçek terör örgütü olduğunu ispatlayan IŞİD, Erdoğan’a hakaret haberleri ve mesajları gibi yakından ve dikkatli takip edilse ve gereği yapılsaydı, Yalova faciası yaşanmazdı. 3 polis şehit edilmezdi. Gerçek suçlular ellerini, kollarını sallayarak toplumun içinde dolaşmazdı. Yalova AKP siyasetinin bir sonucu…
Hayır Ali Yerlikaya! Resmi açıklamalar yeterli ve tatmin edici değil. Sorular isabetli ve meşru… Ve de gerekli… Bir zafiyet var mı? Kamuoyundaki kanaat olduğu yönünde… Peki kim sorumlusu…? O silahlar şehrin göbeğine kadar nasıl geldi?
IŞİD Yalova ve çevresinde konumlanırken devlet neredeydi? Yargının IŞİD’li teröristlere karşı müsamahakar tavrı ve kararlarının sorgulaması yapılmayacak mı? Yalova AKP iktidarının ‘terör politikasının’ yanlış ve sakat olduğunun göstergesi değil mi? Operasyonda sergilenen hataların sorumlusu kim? Devletin bütün dikkati fuzuli yerlere çekilirken gerçek suçluların gözardı edilmesinin mesuliyetini kim üstlenecek?
Yalova’nın siyasi sorumluluğu kimde?
Resmi açıklamaların bu sorulara cevap vermesi mümkün mü? Vatandaşın kafasındaki sorular görmezden mi gelinecek? Hayır, birileri çıkıp soracak… Korku da bir yere kadar… Vicdan korkuyu yener. AKP Türkiye’sinde facialar, katliamlar göz göre göre gelmekte…
İşte Rojda’nın katli ve Yalova faciası… Peki sorumlusu kim? Rojda’nın da, 3 polisin de asıl katili AKP ve ortağı MHP değil mi?
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

