BÜLENT KORUCU | YORUM
Süleyman Demirel, en yakın yol arkadaşlarından birinden ömrünün son dönemlerinde ‘sırtımdaki hançer’ olarak söz etti. Necmettin Cevheri’nin suçu, Demirel’in, cumhurbaşkanı olduktan sonra da DYP’yi dizayn etme ve uzaktan yönetme projesini sabote etmesiydi. İsmet Sezgin gibi bir ‘kurşun askerini’ partinin başına koyacak ve her şeye karar vermeye devam edecekti. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, iki yıllık ‘çömez’ siyasetçi Tansu Çiller koltuğa oturdu. Hem de Demirel’e rağmen kazandığı için intikam hisleriyle dolu olarak. Çiller’e referans olup delegeyi ikna eden ise Cevheri’ydi.
Benzer bir akıbeti Turgut Özal yaşamıştı. O da Çankaya’ya çıktıktan sonra partiyi önce Yıldırım Akbulut’a emanet etti. Eşi Semra Hanımın da aklını çelmesiyle partiyi ‘takunyalılar’a bırakmanın iyi bir fikir olmadığını düşündü. Yaklaşan ve gittikçe büyüyen Demirel tehlikesine karşı, genç ve seküler Mesut Yılmaz’la direnebileceğini sandı.
Kardeşleri Yusuf ve Korkut’la birlikte kardeşi gibi gördüğü kuzeni Hüsnü Doğan, Akbulut’un yanında yer aldı. Özal, “Sen de mi Hüsnü!” diyerek Brütüs dediğinden bir kaç yıl sonra Mesut Yılmaz’ın hançeriyle yıkıldı. Yılmaz, kardeşlerini ve sadık seçmenlerini karşısına alarak kendini koltuğa oturtan Özal’a borçluluk duymak bir yana, onu suçladı; seçim kazanmak için mesafe koymak gerektiğini savundu ve son karede Özal’ın fotoğrafları partiden indirildi.
Necmettin Erbakan’ın başına gelenler de farksız değildi. Recep Tayyip Erdoğan ve etrafındaki ‘Yenilikçi’ grup önce partiyi elinden almaya kalktı. Başaramayınca ayrılıp AK Parti’yi kurdular.
Erbakan, ikinci darbeyi de Numan Kurtulmuş’tan yedi. Erdoğan’la baş edebilsin diye genel başkanlık koltuğuna oturttuğu Kurtulmuş, emanetçi değil gerçek lider olmak isteyince kovulmaktan beter edildi. O da gidip kendi partisini kurdu. Erbakan partiyi kaptırmadı ancak iyice küçüldü. Siyasi yasağı kalktığında da koltuğuna kavuştu ve son nefesini orada verdi.
Bülent Ecevit’le manevi oğlu Hüsamettin Özkan’ın hikayesi en dramatik olandır. DSP Genel Başkanı, ahir ömründe Öcalan piyangosuyla geldiği başbakanlıkta, ‘Brütüsü’yle yüzleşti. Şüpheli bir hastalık sürecinde kamuoyu önünde alay konusu yapıldı. Tutunarak ayağa kalkmayı umduğu Hüsamettin Özkan’ı yanında değil karşısında buldu. DSP’nin ölüm ilamı anlamına gelen, Yeni Türkiye Partisi’ni (YTP) Kemal Derviş’le birlikte kuran Özkan, batan gemiyi ilk terk edendi. İnşa ettikleri gemi karaya oturunca, siyasi hayatı Ecevit’le birlikte bitti.
Arkadan hançerlemek, başka siyasi hesapların içine girip ‘hain’ olmayı göze almak siyasetin fıtratında var. ‘Bürütüsler’ her zaman arkasını kollamak zorundadır. Erdoğan da bunu en iyi bilenlerden olduğundan toprağın altından başını çıkaran her filizi anında eziyor. Bastığı yerde ot bitmesin istiyor. Lakin yine de korktuğu başına gelecek gibi. Yaşattığını yaşamamak ve önceki liderlerin akıbetine uğramamak için her türlü tedbiri almasına rağmen hem de..
Abdullah Gül ‘kardeşi’, Bülent Arınç ‘abisi’ başta olmak üzere özgül ağırlığı olan bütün isimleri AKP’den temizledi. Alttan yetişmeye imkan vermediği gibi Erkan Mumcu, Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş benzeri ithal liderleri etkisiz hale getirdi. Tam dikensiz gül bahçesine kavuştum derken paranoyaları tetikleniyor ve tırpanı eline alıyor.
Erdoğan, yakın siyasi tarihi en iyi okuyanlardandır. O yüzden Brütüs’ünü bekleyen Sezar psikolojisinden çıkamıyor. Kendini kah Özal, kah Demirel’e benzetiyor. Erbakan’ın saplanan hançerdeki parmak izlerini unutamıyor. Ama en çok da Ecevit’i anıyordur bugünlerde. Sadece onun sağlığına dair yaptığı ağır eleştiriler değil kabuslarına giren; Hüsamettin Özkan’ın silüeti beliriyor gözünün önünde ve “Acaba hangisi?” sorusunu soruyor.
Hakan Fidan, TikTok’ta Abdullah Çatlı’nın yüzü değiştirmiş hali olarak sunuluyor, oradan algı çalışması yapılıyor. Erdoğan’a sorarsanız, Hüsamettin Özkan’a daha çok benzediğini söyleyebilir. Olmaz demeden önce diğer örneklere bakın. Yukardakilerin hepsi karizmatik kurucu liderlerdi; Brütüsleri de en yakınlarıydı ve onların paltosundan çıkan isimlerdi.
Bakalım tarihin akışı değişecek mi, bu defa Brütüs değil Sezar kazanabilecek mi?
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

