Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

90 gün süren bayram: Üç Aylar

90 gün süren bayram: Üç Aylar


YORUM | CEMİL TOKPINAR

Birkaç yıl önce çoğunluğunu muhacir çocukların oluşturduğu bir gruba Risale-i Nur’dan ders yapıyordum.

Ders arasında çocuklardan birisi şöyle bir soru sordu:

Yabancılarda çok fazla bayramlar, şenlikler, kutlamalar var. Bunlar biz Müslümanlarda niçin az?

Yanılıyorsun” dedim. “Bizim bayramlarımız, maddî ve manevî sevinç ve kutlama günlerimiz onlarınkinden çok daha fazla.”

“Nasıl fazla? İki bayramımız var sadece” dedi.

Ben bayramlarımızı ve kutladığımız günleri saymaya başladım:

“Her hafta Cuma bayramımız olduğu için yılda 52 gün eder. Her bir günü bayram gibi olduğu için 90 gün süren Üç Aylarımız var. Hele Ramazan ayı 30 gün boyunca bayram içinde bayramdır. Bir günde birkaç kutlama yaparız. İftar, sahur, teravih her biri muhteşem sevinç zamanlarıdır. Ayrıca Zilhicce ayımız, Aşure Günümüz var. Mevlid, Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri maddî ve manevî bayramlardır. Tabiî toplam yedi gün süren Ramazan ve Kurban Bayramları ise hayallerimizin üzerinde güzelliklere ve lütuflara vesiledir. Üstelik sadece kendimiz gülüp eğlenmediğimiz için vicdan azabı çekmeyiz, muhtaçlarla paylaşırız, sevinç içinde sevinç yaşarız.”

Başka bir çocuk, “Peki neden bu bayramları tam hissetmiyoruz hocam” dedi.

“Çünkü” dedim, “bu bayramların hakkını tam vermiyoruz, güzelliklerimizi yabancılara tam göstermiyoruz. İftarlara katılan yabancılar adeta cennetten bir gün yaşamış gibi mutlu oluyorlar.”

Sizce haksız mıyım?

Yeni bir bayramlar zincirine giriyoruz. Recep, Şaban, Ramazan diye bildiğimiz Üç Aylar maddî ve manevî bayramlar olduğu gibi, rahmet ve mağfiretin de coştuğu bir mevsim.

Üç Aylardaki İlâhî ihsanların bolluğundan dolayı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Üç Aylara girince, “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı hakkımızda bereketli eyle, bizi Ramazan’a ulaştır” diye dua ederdi (Müsned, 1: 259).

Bu ayların bereketli olması demek, yapılan ibadetlere verilen sevapların kat kat olması demektir. Nitekim Üç Aylardaki bu bereketi ve salih amellere verilen sevaplardaki bolluğu ifade için Bediüzzaman Hazretleri, talebeleriyle birlikte kaldığı Afyon Hapsinde iken yazdığı bir mektupta şöyle der:

“Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse (Üç Aylar) gelecekler. Her hasenenin (ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.” (Şualar, 14. Şua)

Burada geçen rakamlar çok dikkat çekicidir. Kadir gecesinde yapılan bir ibadete 30 bin kat sevap verilmesinin kaynağı, Kadir Suresidir. Bu surede bulunan “Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır” ifadesi göstermektedir ki, bir ayda 30 gece bin ayda ise 30 bin gece bulunduğundan bir Kadir Gecesi 30 bin geceden daha değerli ve önemlidir.

Üstad Hazretleri buradan hareketle, bu gecede yapılan ibadetlere bir değil, tam 30 bin kat sevap verildiğini müjdelemektedir.

Üç Aylar ve diğer mübarek gecelerle ilgili verdiği rakamların kaynağını bilmiyoruz. Ancak onun gibi bir allâme, bir ehl-i keşif, bir müceddid rastgele bir ifade kullanmayacağı için verdiği rakamlara ve müjdelere itimat ediyoruz. Elbette ki o bir keşfine, bir işarete veya bir beşarete göre bu rakamları yazmaktadır.

İnanıyoruz ki, mümin kullarına Ramazan’da ve Kadir Gecesi’nde en zirve sevapları veren rahmeti sonsuz Rabbimiz, Recep ayında bire yüz, Şaban ayında ise bire üç yüz verebilir.

Zaten bir hadiste belirtildiği gibi bir Kur’an harfine on sevap ihsan eden kudreti sonsuz, hayalimizin üstünde lütuflarda bulunabilir.

Dünyadaki alışverişlerimizde rastladığımız basit indirimleri ve hediyeli satışları çok önemseyen ve sosyal medyadan paylaşan bizler, Üç Aylar ile Regaib, Miraç, Berat ve Kadir Gecelerindeki bu muhteşem lütuf, ikram ve ihsanlardan dolayı sevinçten bayram etmemiz, gece gündüz ibadet ve dualarla, evrad ve ezkarlarla yeri göğü lerzeye getirmemiz gerekir.

Başka neler yapabiliriz?

Hem ferdî hayatımızda hem de ailece ibadet programları yapabiliriz. Arkadaş çevremizle hatimler, evradlar paylaşabiliriz. Başta farz ibadetlerimiz olmak üzere diğer nafile namaz ve oruç konusunda, himmet ve muavenet hususunda birbirimizi teşvik edebiliriz.

Unutmayalım: Dünyadaki zulüm ve haksızlığı durdurmak için fiilî duayla birlikte kavlî duaya ve her türlü ibadete çok ihtiyacımız var. Üç Aylar ve Ramazan sadece bir fırsat değil, iç içe muhteşem fırsatlar zinciridir.

Elbette Rabbimize şikâyetimiz yok, ama yaşanan zulümlerden dolayı o kadar bunaldık ki, o kadar üzülüyoruz ki, o kadar acı çekiyoruz ki… Ateş sadece düştüğü yeri değil, yüreğimizi öyle bir yakıyor ki…

İşte muazzam fırsatlar hazinesinin içindeyiz. Rabbimizin rahmet, mağfiret, inayet, fetih, nusret, tevfik, ferec ve mahrecini cezb ve celb edecek bir mevsimdeyiz.

O zaman haydi dua ve ibadet seferberliğine…

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version