AHMET KURUCAN | YORUM
Bazen bir psikologun ağzından dökülen birkaç sade cümle, insanın hem iç dünyasını hem de iman yürüyüşünü aynı anda aydınlatır. Bir dost meclisinde, psikolog bir arkadaşım üç kısa ifade kullandı:
- “Korkmak; yüzleşmenin farkındalık düzeyine çıktığının göstergesidir.”
- “Ergenlik dönemi, şahsiyet inşası için ikinci bir fırsattır.”
- “Duygunu tanırsan davranışın değişir; davranışın değişirse duygun da değişir.”
Bu üç cümle, modern psikolojinin hakikat arayışıyla İslam’ın ruh terbiyesi anlayışı arasında kurulmuş ince ve kıymetli bir köprü gibi geldi bana. İzin verirseniz birlikte geçelim bu köprüden…
Yüzleşmekten korkmak aslında bir farkındalık belirtisidir. Halkımız arasında korku, çoğu zaman kaçılması gereken bir duygu gibi görülür. Oysa terapi süreçlerinde en güçlü dönüşümler, kişinin kendi karanlığına doğru attığı adımlarda yaşanır. Bastırılmış acılar, çocukluktan kalan yaralar, yanlışlarımız, zayıflıklarımız yüzeye çıkarken korkuyla kendini gösterir. Tam da bu an, değişimin başladığı andır.
İslam geleneği bunu “nefsin arınması” kavramıyla anlatır. Allah, “Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.” (Şems, 9) buyurur.
Peki nefsi arındırmak nasıl olur?
Onunla yüzleşerek. Kişi kendi benliğini dürüstçe masaya yatırmadıkça, iç dünyasında sakladığı gölgeleri tanımadıkça arınma mümkün değildir. Tasavvufî literatürdeki muhasebe ve murakabe kişiye bunu yaşatır. İnsan kendi nefsine aynayı tuttuğu ölçüde Rabbiyle olan yolculuğu derinleşir. Bu yüzden eskiler, “Nefsini bilen Rabbini bilir.” derken psikolojinin bugün söylediğini asırlar önce dillendirmiş oluyorlardı.
Psikolog arkadaşımın ikinci cümlesi de çok anlamlıydı: “Ergenlik şahsiyet inşası için ikinci bir fırsattır.”
Gelişim psikolojisi bize kişiliğin çocuklukta temellendiğini söyler ama o dönemde çocuk edilgendir; ailenin gölgesindedir. Ergenlik ise biyolojik olduğu kadar zihinsel ve duygusal yeniden doğuştur. İnsan bu dönemde muhakemesini, özgürlüğünü, sorumluluk duygusunu, hatta yer yer günah-sevap bilincini sahici biçimde devreye sokar. Şahsiyet de burada nihai şeklini alır.
İslam’ın ergenliği ciddiye alması boşuna değildir. “Çocuklarınız erginlik çağına gelince… izin istesinler.” (Nûr, 59)
Ayet ilk bakışta mahremiyeti düzenliyor gibi görünür; fakat arka planda genç bireyin kişiliğini, iradesini, bağımsızlığını tanıyan, ona “Sen artık bir öznesin.” diyen bir dil vardır. Yani İslam’ın terbiyesinde ergenlik, kişiye hem özgürlük hem de sorumluluk verilen bir eşiğe dönüşür. Bu da modern psikolojinin “ikinci fırsat” dediği şeyin dinî karşılığıdır.
Üçüncü tespit ise davranış-değişim ilişkisinin özüdür: “Duygunu tanırsan davranışın değişir; davranışın değişirse duygun da değişir.”
Bütün çağdaş psikoterapilerin omurgasında bu vardır. Duygusunu tanımayan insan çoğu zaman öfkeye, kaygıya ya da kırgınlığa yenik düşer. Fakat duygusunu fark eden kişi, onunla daha sağlıklı bir ilişki kurar; davranışını değiştirir ve zamanla duygusu da dönüşür.
İslam’ın içe bakışı teşvik eden güçlü dili de bunu destekler. Ra’d suresindeki ayet, insanın kaderine müdahale eden en güçlü psikolojik yasayı dile getirir: “Allah bir kavmin içindekini değiştirmedikçe, onların durumunu değiştirmez.” (Ra’d, 11)
Dikkat edin; değişimi başlatan dış dünya değil, iç dünyadır. Duygular, düşünceler, niyetler ve bunların davranışa yansıması… Hepsi değişimin anahtarıdır. Bu, Kur’an’ın insan ruhuna koyduğu büyük yasadır.
Şunu söylemek mümkün: Arkadaşımın bu psikolojik tespitleri ile İslam’ın ruh terbiyesi öğretileri arasında derin bir uyum var. Yüzleşmekten korkmamak, ergenliği yeniden doğuş fırsatı olarak görmek, duygularla sağlıklı bir bağ kurmak… Bunlar sadece terapi odalarının konusu değildir; aynı zamanda bir müminin manevi yürüyüşünün temel taşlarıdır. İnsan kendi iç dünyasını ihya ettiği ölçüde imanını da ihya eder. Biri olmadan diğeri kemale ermez.
Kısacası, içimizle yüzleşmeyi göze alabilirsek, hem kendi psikolojik hakikatimizle hem de Allah’ın bizi çağırdığı manevi hakikatle buluşuruz.
Unutmadan sorayım: Denemek ister misiniz?
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

