Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

El Kaide, Mali’de başkentin kapılarına dayandı

El Kaide, Mali’de başkentin kapılarına dayandı


CUMALİ ÖNAL | ANALİZ

Büyük Sahra Çölü’nde gücünü hızla pekiştiren, El Kaide’ye bağlı İslam ve Müslümanları Destekleme Cemaati – Cemaa el Nusra el İslam vel Müslimin (JNIM), artık Mali’nin başkenti Bamako’ya yalnızca 50 kilometre mesafede. Eylül ayından bu yana Fildişi Sahili ve Senegal’den Mali’ye petrol taşıyan tankerlerin serbestçe geçişine izin vermeyen örgüt, başkent dâhil büyük şehirleri fiilen ekonomik bir kuşatma altına alırken, kırsal bölgelerin geniş bölümünde hâkimiyet kurmuş durumda.

JNIM’in uyguladığı yakıt ablukası, başta Bamako olmak üzere tüm büyük şehirlerde kilometrelerce uzayan benzin kuyruklarına yol açıyor; okullar ve hastaneler tam kapasite çalışamaz hale gelirken, işyerleri ardı ardına kapanıyor.
2020 ve 2021 darbelerinin ardından iktidarı ele geçiren General Assimi Goita liderliğindeki cunta, Rus Afrika Kolordusu’nun (eski adıyla Wagner) desteğine rağmen örgüte karşı etkili bir mücadele yürütemiyor.

Görüştüğüm Malili gazeteciler, mevcut koşullarda cuntanın JNIM’le başa çıkmasının son derece zor olduğunu vurguluyor. Timbuktu merkezli bir medya kuruluşunda çalışan Mamadou Karim Traore, cuntanın kuzeydeki Tuareglerle meşgul olurken JNIM’in başka bölgelerde güç toplamasını göz ardı ettiğine dikkat çekiyor. Mali’nin denize kıyısı olmadığı için komşu ülke limanlarına bağımlı olduğunu hatırlatan Traore, tedarik yollarının uçsuz bucaksız çöllerden ve ordunun uzun zamandır zayıf kontrol sağladığı alanlardan geçtiğini, bunun JNIM için muazzam bir fırsat yarattığını söylüyor.

Ülkede bağımsız medyanın neredeyse tamamen susturulmuş olması nedeniyle, görüştüğüm gazeteciler kimliklerinin değiştirilmesi şartıyla röportaj talebimi kabul etti.

Cezayir sınırındaki Tinzawatene’de gazetecilik yapan Tuareg asıllı Modibo Zankey Sidi, askeri cuntanın kendi içinde tam bir birlik sağlayamamasının JNIM’in etkisini artıran önemli bir faktör olduğunu belirtiyor. Sidi, Ağustos ayında darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle aralarında generallerin de bulunduğu çok sayıda askerin yanı sıra, Fransız elçiliğinde görevli bir diplomatın da darbecilere yardım suçlamasıyla tutuklandığını aktarıyor.

Daha önce Gao’da görev yapan BM Sivil İşler Departmanı eski uzmanı İbrahima Lilly ise Wagner güçlerinin halka yönelik sert, ayrım gözetmeyen tutumunun askeri yönetime duyulan desteği hızla erittiğini, bunun da JNIM gibi örgütlerin gücünü pekiştirdiğini ifade ediyor. Lilly’ye göre JNIM’in lideri, eski bir diplomat olan Iyad Ag Ghali, hem bölgeyi hem de Mali ordusunun yapısını mükemmel bilen, son derece zeki bir stratejist; bu da örgütün ilerleyişini hızlandıran en önemli etkenlerden biri.

Traore, JNIM’in motosikletler ve kalaşnikoflarla donatılmış küçük hücre yapılanmaları sayesinde olağanüstü bir çeviklikle hareket ettiğini, güçlü bir hava desteği olmadan ordunun bu tür mobil birliklerle mücadele etmesinin neredeyse imkânsız olduğunu vurguluyor.

Sidi’ye göre ise JNIM’in bazı birimleri askeri konvoylara pusu kurarak ordunun ilerleyişini yavaşlatıyor, lojistiğini kesiyor ve gücünü zayıflatırken; diğer birimleri yerel halkı baskı altına alarak devletle olan bağlarını koparmaya zorluyor.

JNIM, Mart 2017’de Ansar al-Din, al-Qaeda in the Islamic Maghreb (AQIM), al-Mourabitoun ve Katibat Macina’nın birleşmesiyle kurulan geniş tabanlı bir koalisyon. Her üç gazeteciye göre de aslında JNIM kendi içinde tam bir birlik sağlayabilmiş bir örgüt değil, bu da onun en zayıf karnı durumunda. Hücreler halinde ve çoğu kez bağımsız bir şekilde hareket eden örgüt militanları bazen liderlerinden dahi habersiz bazı eylemlerde bulunabiliyor.

Mali’den sonra Nijer ve Burkina Faso’da arka arkaya yaşanan askeri darbelerle iktidara gelen cunta yönetimleri, eski sömürgeci güç Fransa ile tüm askeri ve istihbari işbirliğini askıya almıştı; bu radikal adımlar başlangıçta halktan büyük destek toplamıştı. Üç ülke ayrıca ECOWAS’tan (Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu) ayrılarak 6 Temmuz 2024’te faaliyete geçen AES’i (Sahil Ülkeleri İttifakı) kurdu.

Ancak denize çıkışlarının olmaması, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerle istihbarat paylaşımının durdurulması ve komşu ülkelerle yaşanan ticari gerilimler, bu üç devleti Sahra’da hareket eden El Kaide ve IŞİD bağlantılı yapılara karşı daha kırılgan hale getirdi.

Türk yapımı dronlar başlangıçta örgütlerle mücadelede etkili olsa da, JNIM ve benzeri gruplar kısa sürede bu hava araçlarına karşı yeni savunma yöntemleri geliştirmeyi başardı. Buna ek olarak Rusya’nın Afrika’daki en güçlü askeri yapılanmalarından biri olan Afrika Kolordusu’nun sivillere yönelik ayrım gözetmeyen katı operasyonları ve yalnızca rejimleri korumaya odaklı yaklaşımı, halkın cuntalara duyduğu güveni iyice sarstı.

JNIM’in ülkenin ekonomik can damarlarını bilinçli şekilde hedef aldığını vurgulayan Sidi, örgütün yürüttüğü planlı ekonomik savaşın özünü şu sözlerle özetliyor: “Amaç, devletin acizliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koymak, sıradan vatandaşların hayatını yaşanmaz hale getirmek ve Bamako’daki cuntanın en temel asayişi bile sağlayamadığını kanıtlamak.”

JNIM’in daha da güçlenmesi ve Mali’de yönetimi ele geçirmesi durumunda dünyada Afganistan benzeri ikinci bir radikal devlet daha kurulmuş olacak. 

JNIM sadece Mali’de değil, komşu ülkeler Nijer, Burkina Faso, Gine ve Nijerya’da da ciddi bir varlık bulunduruyor. JNIM’le birlikte IŞİD bağlantılı ISWAP da (İslam Devleti Batı Afrika Eyaleti) Mali ve çevre ülkelerde faaliyetlerde bulunuyor ve zaman zaman bu iki örgüt karşı karşıya gelebiliyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version