Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Operasyon Ankara’: Hedef Mansur Yavaş!

Necip F. Bahadır


NECİP F. BAHADIR | YORUM

Ankara sıradaydı. Takvimi merak konusuydu. Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gece yarısı sinyali verdi. İşaret falan değil aslında düpedüz operasyonu duyurdu. Saatli bomba fotoğrafıyla yazdığı mesajda, “Hazır mısın Ankara? Ankara’da milyarlık vurgun patlıyor…” diyordu.

Operasyonun siyası olduğunun kanıtı değil mi bu? Gökçek’in nereden haberi oldu acaba? Bir siyasi mühendislik söz konusuysa elbette herkes duyar. Ayrıca Gökçek’in kulaklarının ne denli delik olduğunu bilen bilir.

Bayrampaşa operasyonunda benzer tablo yaşanmıştı. AKP ve MHP il yöneticileri haberdardı. Başkan Hasan Mutlu’yu uyardılar. “Ayrıl partiden bize katıl. Seni kurtaralım…” dediler. Başkan Mutlu, telefon görüşmesini eşine de dinletti. Söylediğine göre bir dost uyarısıydı. İsimlerini vermedi o yüzden. Savcı, “Allah Allah nasıl haberleri oldu?” diyebildi.

Mesele yolsuzluk falan değil. Tamamen siyasi… Hedef de CHP ve seçimler…

AKP veya Erdoğan, Bayrampaşa Belediyesi’ni istiyordu. Erdoğan sandıkta kazanamadığı halkın vermediği belediyeyi masa başı oyunlarıyla almayı amaçlamıştı. Düğmeye bastı. 4 CHP üyesini istifa ettirdi. Bir bağımsız üye vicdan yaptı. AKP adayına oy vermedi. Oylama eşitlikle sonuçlandı. Kuraya gitti. Başkan Mutlu’nun vekili kurayla belirlendi. Kuradan AKP değil CHP’nin adayı çıktı.

‘İlahi adalet’ diye yorumlayanlar oldu. Ekrem İmamoğlu Silivri’den Erdoğan’ın pek sevdiği Sezai Karakoç’un şiirini hatırlattı; “Göklerden gelen bir karar vardır…”

Kaderin cilvesi CHP, AKP’nin anladığı dilden verdi cevabı. Anladı mı? Hayır…

Oyunu ayaklarına dolanan AKP pes etmedi. Kuraya itiraz etti. “Hile var…” dedi. Yargıya gitti, ‘seçimin iptali’ için. AKP İl Başkanı Abdullah Özdemir’in çıkışı tam evlere şenlikti; “Bayrampaşa’da gördük ki, CHP demokrasisi milli şef dönemlerini aratmadı!”

Allah Allah…

1940’lara gitmeye ne gerek var? AKP yıllarının CHP tek parti döneminden bir farkı kaldı mı? Milli Şef arıyorsa Erdoğan’dan daha iyisini bulacak. İsmet Paşa Erdoğan’dan çok daha demokrat ve vicdan sahibiydi. Siyasal İslamcıların hayatı ‘tek parti döneminden’ şikayetle geçti ama kader onları iddialarından vurdu. Fırsatı bulunca tek parti zulmünün alasını kurdular…

Gökçek’in mesajından saatler sonra operasyon başladı. Polis şafak vakti belediye bürokratlarının kapısına dayandı. 13 kişiyi gözaltına aldı. Suçlama ‘görevi kötüye kullanma ve ihaleye fesat karıştırma’.

Hangi ihale?

Konser ihalesi daha önce gündeme gelmişti. Doğrudan Mansur Yavaş’ı hedef alan iddialar AKP medyası manşetlerinde yer almıştı. Yavaş, tehlikeyi sezdiği için konser ihalesine adı karışan belediye bürokratlarını uzaklaştırmıştı. Gözaltına alınanlar bu eski isimler…

Asıl hedefin Mansur Yavaş olduğu sır değil. Kıyısından köşesinden ‘Operasyon Ankara’ başladı. Merkeze doğru ilerleyeceğini öngörmek kehanet olmaz. Sabah gazetesi haberi verirken Mansur Yavaş’ın Seymenlerle oynadığı görüntüleri paylaştı. Bu tesadüf olamaz. Yavaş’ın neden hedef olduğu da belli… Mesele kesinlikle ‘yolsuzluk’ falan değil. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en ciddi rakiplerinden biri… İlki İmamoğlu’ydu. Onu saf dışı bıraktı. Diplomasını iptal ettirdi.

Silivri zindanına gönderdi. Yetmedi, ‘siyasi yasak’ kararı aldırdı. İstinaf, ‘ahmak’ davasını onadı. Bir bakıma İmamoğlu’nun üzerine beton döktü. Türk siyaseti o betonun altından veya kuyulardan çıkan büyük siyaset adamlarıyla dolu. Sen mühendislik yaparsın kader başka plan yapar. Sonunda senin değil, kaderin dediği olur. Bunun en iyi örneği de Erdoğan’ın bizzat kendisi. Fakat kendi hikayesinden dersler çıkarmaması da izah edilebilir gibi değil. Siyaset insanın gözünü kör ediyor.

Mansur Yavaş da farkında… İlk tepkisi, “Biz kendi incelememizi yaptık. Mülkiye müfettişleri de yaptı. Bir kamu zararı bulunamadı. Şimdi işin içine ihaleye fesat karıştırmak falan gibi bir şeyler katarak ‘bambaşka’ yere götürmeye çalışıyorlar. Ankara’nın en büyük hırsızının attığı tweet, operasyonun sebebini anlatıyor…” oldu.

O ‘bambaşka’ yerin neresi olduğu belli; Mansur Yavaş… Cumhurbaşkanlığı yolunda önünü kesmek… Zayıf düşürmek, yıpratmak ve ölüm vuruşu yaparak saf dışı bırakmak. Operasyon kesinlikle sürpriz falan değil. Kırmızı Pazartesi gibi bir şey…

AKP içinden CHP’ye yönelik operasyonların ters teptiğine ilişkin çıkışlar gelmeye başlamıştı. AKP’li Orhan Miroğlu mesajını gayet açık verdi; “Kılıç kalkan çağı çoktan kapandı. Kale artık içeriden fethedilmiyor. Truva atlarıyla sonuç alınamıyor. Umarım bu son tecrübeden sonra herkes işine gücüne bakar…”

Miroğlu’nun umduğu olmadı. Erdoğan’ın bir eli CHP’nin içinde… Ve bırakmaya da hiç niyeti yok. CHP’yi karıştırdıkça büyüttüğünün farkında değil. Hırs gözlerini bürümüş durumda…

AKP’li Savcı Sayan’ın çıkışları da ilginçti. “Beyler ne yapıyorsunuz?” diye sordu; “CHP’yi konuştukça onlara alan açıyor, onları büyütüyor, birleştiriyor, iktidar için umutlandırıyorsunuz. Beyler aklınızı başınıza alın! CHP’yle yatıp kalkarak yol alamazsınız. Bu yanlışın bedeli ağır olur. İnşallah bin bir emekle inşa edilmiş gemiyi siz batırmazsınız…” 

Geminin yüzmediğinin, batmaya başladığının farkında Sayan. Bu kadar söyleyebilmiş. Sesini duyurabilir mi? Çok zor. Saray her türlü uyarı ve ikaza kapalı…

Uyarıları nedeniyle AKP’den uzaklaştırılan Hüseyin Kocabıyık’ın tepkisini de hatırlatmalıyım. Kocabıyık sıradan bir isim değil. Engin tecrübe ve deneyime sahip… Yıllardır siyasetin içinde. Gözlerini AKP’de açmadı. MHP kökenli… Tansu Çiller’e danışmanlık yaptı. Kocabıyık’ın ikazı kıymetli, değerini bilecek bir AKP’liyi ara ki bulasın: “AK Partili arkadaşları bin kez ikaz ettim… Bırakın bu siyaset oyunlarını, bırakın yargıyı kullanmayı, bırakın şu mühendisliği… Yaptığınız her hamle sizi zayıflatıyor, muhalefeti güçlendiriyor. Bakın şu hale; 19 Mart’tan bu yana muhalefete kurduğunuz bütün kumpas modülleri elinizde patladı…”

Erdoğan veya AKP yönetimi içeriden gelen dost uyarılarını dikkate alır mı? Çok zor. Hırs öylesine gözlerini bürüdü ki… Gerçeklikten tamamen koptu. Koltuğunu koruma uğruna yapamayacağı şey yok. Yaptığı da bütün düğmelere basmak…

Peki sonuç?

Hüsrandan başka bir şey olabilir mi? İmamoğlu’ndan sonra Mansur Yavaş cephesini açtı. ‘Konser ihalesi’ gibi gerekçeler hiç inandırıcı değil. AKP tabanı bile yargı operasyonlarını sorgular hale geldi. 17-25 Aralık suçu, günahı ve utancı olan bir partinin yolsuzluk konusunda samimiyeti sorgulanmaz mı?

Kendi bakanlığına dezenfektan satan bakan suçüstü yakalandı. Koltuğundan başka kaybı oldu mu? Yargı kılını kıpırdattı mı? Melih Gökçek hakkındaki iddiaların hangisi soruşturma konusu oldu?

Maksat yolsuzluk değil ‘siyasi mühendislik’. CHP’yi dizayn etmek ve güçlü adayların önünü kesmek… Mansur Yavaş da anketlerde Erdoğan’ı fersah fersah geride bırakan potansiyeli yüksek isimlerden biriydi.

Operasyon vaktini bekliyordu. Erdoğan ölçtü, biçti zamanının geldiğini düşündü ve düğmeye bastı. Bir bakıma halka savaş açtı. Kendisi Amerika’da ama eli Ankara’da…

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version