Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İnfaza 1 ay kaldı: Senaryo resmen kayıtlara geçti

İnfaza 1 ay kaldı: Senaryo resmen kayıtlara geçti


TARIK TOROS | YORUM

CHP kurultayının iptali istemiyle açılan “mutlak butlan” davasında mahkeme -beklendiği üzere- erteleme kararı verdi. Asıl beklenti, bir ara kararla partiye kayyım atanmasıydı; olmadı. Zaten böyle bir karar vermesi halinde, davanın sonucunu da ilan etmiş olacaktı.

Görünen o ki mahkeme başkanı ihtiyatlı davrandı. Duruşmadaki rahat ve stressiz tavırlarına dikkat çekenlerin tanıklıkları, tabloyu doğruluyor. Karar, yukarılarda önceden verilmiş ve tebliğ edilmiş.

CHP, ayın 21’inde büyük kurultayını, 24’ünde ise İstanbul kongresini ilan etti. Siyasal açıdan son derece yerinde, taktiksel bir hamleydi bu. Zira ortada dönen her şey, siyasi.

Mahkeme kayyım atasa, hafta sonu yapılacak kurultayda genel başkan “mahkemece şaibeli delegeleri oylamadan muaf tuttuğu için” güven tazeleyecek, olası atanmış kayyımı daha baştan sarsacaktı. Tıpkı Gürsel Tekin örneğinde olduğu gibi… Tekin, bugün içine düştüğü durumdan son derece rahatsız; “Nasıl geldik bu noktaya?” dercesine bakınıp duruyor. Gelen giden bir avuç misafirine çay ikram edip fotoğraf çektirmekten başka şey yaptığı yok. Tipik bir nöbetçi.

Mahkeme, benzer bir tabloya kapı aralamamak için tedbir kararını bir ay sonrasına öteledi. Çünkü ‘mutlak butlan’ kararı, yalnızca mevcut yönetimin Kasım 2023’ten bu yana aldığı tüm kararları değil, kurultay ve kongrelerin de düşmesi anlamına geliyor.

Doğru, kongre/kurultay “şaibesiz delegelerin” imzalarıyla toplanıyor; fakat nihai onayı veren yine genel başkan. CHP, bu hamleyle yalnızca bir ay kazandı; lakin gidişatı değiştirmiş değil.

Neden böyle söylüyorum? Çünkü bu rejim başladığı hiçbir işi yarım bırakmadı, arada namluyu indirmesi o tabancanın patlamayacağı manasına gelmiyor. Macun tüpten çıktı bir kere… Bitirmezse üstü başı batacak. Ekrem İmamoğlu bu düzen sürdükçe içeriden çıkamayacak, Selahattin Demirtaş da…

***

Gelelim mahkemenin tutumuna… Bu erteleme, önceki duruşmalardan farklı olarak tabloyu daha da berraklaştırdı. Davacılar, “kurultayda hile yapan” Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in “organize suç işlediğini” ve “suç örgütü görüntüsü” verdiklerini iddia ettiler. Bu öylesine sarf edilmiş bir söz değil. Özel ve İmamoğlu için ‘suç örgütü’ davası geliyor.

Mahkeme, tedbir taleplerini şimdilik reddetti. Ancak 24 Ekim’de kararı açıklarken Kemal Kılıçdaroğlu’nu tedbiren kayyım atayacaktır. Nitekim dünkü mahkemede bu kayıtlara geçti: Kılıçdaroğlu’nun ismi açıkça zikredildi. Davacı taraf, “Özgür Özel’in yerine tedbiren Kılıçdaroğlu atansın” dedi. Geçen hafta, “atanırsa genel merkeze yatak atacak” haberini yalanlayan Kılıçdaroğlu, bu kez sessiz kaldı.

“Mutlak butlan”, “suç örgütü” gibi ifadelerden sonra Kılıçdaroğlu isminin kayyım olarak mahkeme kayıtlarına geçmesi, projeyi net biçimde ortaya koyuyor.

***

Kılıçdaroğlu cephesi, dünkü mahkemeden arzu ettiği sonucu alamadığı için dağınık bir görüntü veriyor. Beklenen bir tedbir kararıydı; sürecin uzaması ise hem yıpranmayı beraberinde getirdi hem de CHP’nin desteğini konsolide etme şansını artırdı. Bu nedenle Kılıçdaroğlu cephesinin avukatları ısrarla tedbir kararı talep etti ve doğrudan Kemal Bey’in adını verdiler. Bu, çaresizliğin açık bir tezahürüydü.

Aslında iyi de oldu; niyetleri ortaya çıktı ve resmi kayıtlara geçti.

Kemal Bey, 28 Mayıs 2023’te yaşadığı dokuz ya da onuncu seçim yenilgisi sonrası istifa edip siyaseti bıraksaydı ve yerine gelecek genç yönetimi destekleseydi, bugün ne kurultay davası açılırdı ne de kurultaya dair şaibe iddiaları bu kadar derinleşirdi. Bugün de bu davayı akim bırakabilecek tek kişidir, başka olasılık yok maalesef.

Davaya ilişkin T24’e konuşan Hikmet Çetin, “Kemal Bey’in ‘mutlak butlan’ için en üst düzeyle temas halinde olduğunu sanıyorum.” ifadesini kullandı. Bu konjonktürde aksi düşünülemezdi. Çünkü Kılıçdaroğlu gibi bir figür, bir mahkemenin insafına kalmış bir kararla yol yürümez. Hikmet Çetin’in, söz konusu ifadeleri için Kılıçdaroğlu’nu arayıp özür dilemesi durumu değiştirmiyor.

***

Bugün CHP’de hiçbir siyasetçi, mahkeme kararıyla kayyım atanmayı istemez; bırakın talep etmeyi, aklından bile geçirmez.

Neden?

İki temel sebep var. Birincisi, mevcut CHP tabanı 19 Mart’tan bu yana yürütülen muhalefet tarzını yüzde yüz benimsemiş değil. Daha sert bir muhalefet istiyorlar. “Mitingler yetmez!” diyor, Meclis’ten ve komisyonlardan hiç olmazsa bir süreliğine çekilmeyi savunuyorlar.

İkincisi, partiye kayyım meselesi 2025 başından beri gündemde ve fena halde şeytanlaştırıldı. İktidar yanlıları bile “CHP’de kayyım mayası tutmaz, yönetimden alınan ekip yeni parti kurar” görüşünü dile getiriyor. Böyle bir atmosferde kayyım fikrine net tavır koymayan, hatta yeşil ışık yakan Kılıçdaroğlu, kalan itibarını da yerle bir edip -şimdiden- siyasetin çöplüğüne gitti. Ya iktidar hırsı gözlerini köreltti ya da mevcut parti yönetimine büyük kin besliyor, sırtından hançerlendiğini düşünüyor.

Para, pul, şantaj meselelerine gelince… Ezbere spekülasyon yapmak doğru değil.

Artık tek tek kişiler, onların kararları ya da hangi çöplüğe savruldukları, tablonun bütünü yönüyle bizi alakadar etmiyor. Çünkü ortada iktidarın topuyla tüfeğiyle yürüttüğü, kural tanımayan, ahlaksız bir harekât var. Bu yalnızca yargıyla sınırlı değil; arka planda CHP belediye meclis üyelerine kadar inmiş tehdit ve şantaj markajı var.

Böyle hayasız bir dönemden geçerken, siyaseten “güneş batıdan doğmazsa” bir ay sonraki senaryo açık: Mahkeme “mutlak butlan” kararı alarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu tedbiren kayyım atayacak; aynı zamanda Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu hakkında “suç örgütü” davası açılacak. 

O gün geldiğinde, CHP’liler -epeydir flört ettikleri- MHP ve lideri Devlet Bahçeli’den de destek bulamayacaklar. Aksine, Meclis’e gelen dokunulmazlık fezlekeleri kabul edilerek işlem görecek.

Türkiye, böylesi sert bir döneme girmiş bulunuyor. Bu süreci doğru tahlil edip ona göre tavır almak ve tavizsiz durmak gerekiyor. Aksi halde, hapiste 180 günü dolduran Ekrem İmamoğlu’nun yan koğuşunda, “Nerede hata yaptım?” diye düşünüp durursunuz.

Ve emin olun, bunun için de bolca vaktiniz olur.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version