NECİP F. BAHADIR | YORUM
Sabah uyandım telefona baktım, kırmızı başlıklarla son dakika haberleri İsrail’in Gazze’yi topyekün işgale başladığını haber veriyordu. Önce bombalar patladı, füzeler ateşlendi. Ardından tanklar şehrin merkezine doğru ilerledi. Aynı saatlerde gazetesini eline alan AKP’li Erdoğan’ın manşetlere çıkan, “İsrail’i durduracak güce sahibiz!” cümlesini gururla okuyordu.
‘Beş gazetede aynı başlık’ haberini gördüm. Ve yazıya oturdum…
Erdoğan, Katar’da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin Olağanüstü Zirvesi’nde konuşmuştu.
Neden olağanüstü?
Çünkü Çünkü İsrail’in saldırıları Katar’a kadar uzanmıştı. Birkaç gün önce Telaviv’den fırlatılan füzeler Doha’da Hamas toplantısını vurmuştu. Zirve bu saldırıya bir cevaptı. İslam ülkelerinin liderleri toplandı, hamasi nutukları atıldı ve sonunda bir bildiri yayınladı.
İsrail’e haddini bildiren bir metin… Sert ve ağır ifadeler… Saldırgan Netanyahu yönetimine söylenmedik söz bırakmadı. Daha önce defalarca örneğini gördünüz cümleler… Sözü tekrarlamak kolay. Aslolan politikaya ve eyleme geçirebilmek…
Var mı şu ana kadar ete kemiğe bürünmüş bir bildiri metni? Arap, İslam ülkelerinin liderleri bugüne kadar kim bilir kaç kez toplandı, deklarasyon yayınladı… Netice verdi mi?
Erdoğan’ın da o zirvede, “İsrail’i durduracak güce sahibiz…” cümlesini kurduğunu öğreniyoruz. Ve AKP yandaşı gazeteler manşetlere çıkardı. O sözü okuyan ve duyanların duyguları okşandı. Kim istemez böyle bir güce sahip olmayı… İsrail’in kanlı ve pervasız saldırılarını durduracak kudretli bir İslam dünyası… Kimin hayali değil ki…
Ama o güç önce caydırıcı olmalı… Oldu mu? İsrail’i milim geriletebildi mi? Önce söz ve hamasi nutuk Gazze’yi rahatlattı mı?
Bir söz bu kadar erken mi sınanır? İslam alemi İsrail’i durduracak güçte… Ama İsrail tankları Gazze’nin kenar mahallesinde… Ve topyekün işgale başladı. Netanyahu yönetimi de farkında ‘hamasi nutukların’ hiçbir karşılığı yok. O manşetler ve iri iri lafların hedefi İsrail falan değil, kendi halkları… Ve bir aldatmacadan ibaret. O manşeti okuyan bir AKP’li “O güce sahibiz madem hadi durdur o zaman, daha ne bekliyorsun?” diyebilecek mi?
Demeli ama zor. Tesir altında çünkü.
İtiraz ve isyanını Erdoğan’a kadar ulaştırabilecek mi? Yoksa ‘hikmeti hükümet’ deyip derin uykusuna kaldığı yerden devam mı edecek? “Reisin bir bildiği vardır…”
Kaç yıl geçti, o bildiği bir türlü ortaya çıkmadı! AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana İsrail’in bölgedeki işgal ve nüfus alanına bir bakınız… En büyük kazanımlarını AKP’nin iktidar yıllarında yaptığının göreceksiniz. Bunu daha önce Numan Kurtulmuş söylemişti fakat ardından da en ağır ifadelerle suçladığı AKP’nin kapısını çalmıştı. Bugün AKP’nin en güçlü adamlarından biri. AKP’nin suç ve günah ortağı… Bile isteye Harun’dan Karun’a geçti.
Gazze’nin işgal haberleri protestolara, gösterilere sahne olacak. Yine büyük büyük laflar edilecek. ‘İsrail’i terör devleti’ denecek. Netanyahu, Hitler’e benzetilecek. Fakat Gazze’deki masum ve mazlumlara hiçbir etkisi olmayacak.
Şu gök kubbenin altında söylenmedik hangi laf kaldı. Gazze yanarken en iyi nutukları Erdoğan attı. Neler söylemedi ki? Netanyahu’ya ‘katil, kafir’ falan da dedi. Peki sonuç? Sokaktaki insan da söz ve laf olarak her şeyi söyler. İsrail’i kınar, itiraz eder, tepki gösterir…
Eskiden cami önlerinde İsrail protesto edilirdi. İsrail bayrakları yakılır, sloganlar atılırdı. Özellikle cuma çıkışları cemaatin içinden Filistin hassasiyeti taşıyanlar yüreklerindekini açığa vururdu. Filistin en ağır saldırıları AKP döneminde yaşamadı mı? Neden bir tane bile cami avlularında protestoya rastlanmadı? AKP’yi rahatsız etmemek için… Sadece İsrail değil, ülkenin yönetimi de eleştirilerden nasibini alırdı. Erdoğan’a söz söylemek, AKP’yi eleştirmek mümkün mü?
Meydanlarda, sokaklarda Gazze mitinglerine bile AKP yönetiminin izin vermediğini söylemek yanlış olmaz. Bilal Erdoğan ve arkadaşlarının özel izni var, o ayrı… Ama başka Bilaller Gazze acısıyla kendisini meydanlara attığında polis orada bitiyor. Çünkü itirazlar Erdoğan’a yönelebilir. Gençler yerlerde sürüklenerek alınıp götürülüyor. Hatırlayın başörtülü bir genç, “Biz bunları 28 Şubat’da yaşamadık…” demişti.
CHP’ye Gazze mitingi için izin verilmedi. Sadece göstermelik olursa protesto ve mitinge müsaade var… Dostlar protesto ve mitingte görsün…
“Gazze işgal edilirken en ateşli ve en dokunaklı nutku kim attı?” diye sorulsa herhalde ilk sıraya ‘Erdoğan’ın ismi yazılır. Konuşmakta üzerine yok. Olağanüstü zirvede bile liderlerin yüreğine su serpen (!) o cümlesini söyledi; “İsrail’i durduracak güçteyiz…”.
Acaba aralarında kaçı bu söze inandı… Kaç kişi, “Tamam artık İsrail bundan sonra Filistinlilere bir şey yapamaz. Gazze savaşı durur…” diye düşündü. Varsa öyle biri gerçeğe uyanması uzun sürmedi. Söz Washington ama gerçekler Gazze…
Erdoğan sadece konuştu. İspanya kadar bile olamadı. Madrid yönetiminin İsrail’e karşı aldığı tedbirlerin hiçbirini alamadı. Telaviv ile ilişkiler hala soru işaretleriyle dolu? AKP her defasında ‘ilişkileri kestik’ diye resmi açıklama yapsa da yalanı kısa sürede ortaya çıktı. Kesildiği söylenen ilişkiler ‘bypass’ edildi, gemiler farklı güzergahlarla işledi durdu.
Azeri petrolünün Türkiye topraklarından İsrail’e aktığını bilmeyen mi var? AKP’li Özlem Zengin ‘boru hattından’ elde edilen geliri Meclis’te övünerek anlatmıştı… Soyadının hakkını verdi! Oysa boru hattının vanası Erdoğan’ın elinde… Ama o elin o vanayı kapatmaya niyeti de gücü de yok. Topyekün ilişkileri kesmeye de…
Damat beylerin örtülü ilişkilerini de bilmeyen yok. Fakat takan da yok. Netanyahu tek başına değil, arkasında Trump var. Onun izni ve icazeti olmadan işgal planını hayata geçirmesi mümkün mü?
Trump da Erdoğan’ın ‘dostu ve arkadaşı’ değil mi? Dostuna posta koyması için daha nelerin yaşanması gerekir. Kulaklar ‘Eyyy Trump!’ çıkışlarına hasret!
O zirveye katılan İslam ülkeleri liderlerinin gücü ve kudreti kendi halklarına…
Erdoğan farklı mı? Değil. Onun da bütün güç gösterisi içeride garibanlara karşı? İçeride aslan, dışarıda uysal koyun…
Yurtta zulüm, cihanda barış… İsrail tankları Gazze’nin içlerine doğru ilerlerken Erdoğan’ın “İsrail’i durduracak güce sahibiz!” manşetini okumak AKP’lilere ‘ninni’ gibi gelebilir ama benim fena halde yüreğimi acıttı.
Kaderin bir tokadı mı bu, yoksa tarihin cilvesi mi?
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***