ABDÜLHAMİT BİLİCİ | YORUM
Hepimizin hayatında artık önemli yer tutan sosyal medyanın, algoritmalar aracılığıyla ilişkilerimizde nasıl olumsuz bir rol oynadığının farkında bile değiliz. Çünkü bu süreç sessiz, sinsi ve genelde ‘keyifli’ şekilde ilerliyor.
Bilgiye ve habere erişimi inanılmaz derecede hızlandırıp kolaylaştırdığı için tercih edilen sosyal medya, farkında olmadan insanları kendisi gibi düşünenlerden oluşan gettolara hapsetme tehlikesi taşıyor, insanları kutuplaştırmada çok negatif bir rol oynuyor. Halbuki sizin düşüncelerinizin tamamı doğru olmayacağı gibi, karşıt gördüğünüz tarafın da bazı doğruları olabilir.
Algoritmanın görevi, kişiye, en çok ilgisini çekecek içeriği, en kısa sürede sunmak. Sosyal medya platformlarında bu özellik, kullanıcıyı daha uzun süre çevrimiçi tutmak ve daha fazla reklam göstermek için kullanılıyor. Mesela X’te önünüze düşen bir mesaj veya içerik, saniyede paylaşılan 6 bin; Facebook’ta 92 bin mesaj içinden, algoritma denilen bu yazılımlar aracılığıyla seçiliyor.
Algoritma, çok kısa sürede bunu gerçekleştirmek için sizin:
- -Hangi paylaşım, içerik veya mesajlara daha uzun süre baktığınızı,
- -Neleri beğendiğinizi,
- -Kimleri takip ettiğinizi,
- -Hangi tür içeriklere tepki verdiğinizi analiz ediyor.
Ardından sizi tanıdığı bu verilerle bir profil oluşturuyor ve size hoşunuza giden, benzer içerikler sunuyor. Yemek videolarından hoşlanıyorsanız, önünüze hep yemek videolarının düşmesi, Fenerbahçeli iseniz Fenerbahçe haberlerini size göstermesi, Erdoğan taraftarıysanız, genellikle bu siyasi çizgiye uygun haberleri karşınıza çıkarması, şayet muhalifseniz, iktidar karşıtı isim ve medyaların paylaşımlarını size sunması gibi…
Günlerce, aylarca tekrar eden bu durum, zamanla sizi sadece kendi ilgi alanlarınıza ve düşünce tarzınıza uygun içeriklerle çevreler.
Sıkça vakit geçirdiğimiz YouTube, X, Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformlarındaki içeriği yöneten algoritmalar, ilgimizi çeken ve kendi fikrimize yakın içerikleri önümüze düşürerek, bizi kendi yankı odamıza hapsediyor. Artık orada yalnızca bizim gibi düşünen insanlar ve benzer görüşler yer alıyor. Farklı fikirlere zihnimizi kapatıyor, hatta onları tehdit olarak görüyoruz.
Bizden farklı düşünen insanları zamanla takip etmiyor, görmüyor, duymuyoruz. Böylece kendi düşüncemizi mutlak doğru sanıyor, karşı diye gördüğümüz tarafı ise anlamaya çalışmak yerine görmezden geliyor, hatta düşmanlaştırıyoruz. Sosyal medyanın hayatımızda artan rolü oranında küresel bir sorun bu.
Amerika’da ne kadar sorunsa, Türkiye’de de aynı derecede sorun. Oysa farklı fikirlerle karşılaşmak, konforumuzu bozsa da bizi düşündürür, sorgulatır, zenginleştirir.
Bu kutuplaştırıcı tuzağa düşmemek için bu sorunun farkında olmak ve bazı bilinçli tercihler yapmak elzem:
- Farklı görüşleri bilinçli şekilde takip edin.
- Sadece hoşunuza giden değil, sizi rahatsız eden fikirleri de dinleyin.
- Aynı konuya yüzlerce farklı açıdan bakılabileceğini kendinize hatırlatın.
- Sosyal medyada çok fazla vakit geçirmeyin. Hayatın içinde olun, gerçek kişilerle daha çok vakit geçirin.
- Sosyal medyada gördüğünüz bir bilginin yanlış olma ihtimalini göz ardı etmeyin. Geleneksel medyadan farklı olarak sosyal medyada doğruyu yanlıştan ayırmaya çalışan filtreler, görevi bunu yapmak olan editörler yok.
- Fikrinize güçlü destek veren veya şiddetle karşı çıkan bir hesabın ‘çakma’ olabileceğini, belli bir amaç için parasıyla çalışan bir trol veya robot olabileceğini unutmayın.
- Haberi sadece sosyal medyadan değil, farklı kaynaklardan alın.
- Tartışmaktan çok anlamaya çalışın.
- Kolay yalan söyleyen, kışkırtan, itibar suikastı yapan hesapları takip etmeyin.
- Birinin fikrine karşı olsanız da insanlığına saygılı olmayı ihmal etmeyin.
- Sizden farklı bir görüşe sahip kişinin de iyi bir insan olabileceğini hep hatırda tutun.
- Sadece sosyal medya etkileşimleriyle yetinmek yerine, farklı fikirdeki biriyle ara sıra telefonla konuşmayı, bir kafede oturup yüz yüze görüşmeyi deneyin.
Unutmayın, sürekli aynı veya benzer fikirleri duymak bize belki konfor sağlar ama farklı fikirler bizi geliştirir, zenginleştirir. Kendi görüşlerimizdeki eksikleri, yanlışları görmemizi sağlar…
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***