Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bir ateistin Ramazan orucunun ardından

Bir ateistin Ramazan orucunun ardından


AHMET KURUCAN | YORUM

Hollanda’da kendisini ‘ateist’ olarak tanımlayan birisi 2025 yılı Ramazan’ında tam bir ay boyunca oruç tutuyor. Ardından şöyle diyor: “Oruç süresince hissettiğim şey açlığın ötesinde, derin bir farkındalık. Ayrıca iftar sofralarında tanımadığım birçok insanla beraber oldum. Beni en çok da o iftar sofralarındaki aile sıcaklığı etkiledi. Yıllardır hissetmediğim bir şeydi bu. Ben ailemden uzakta, uzun süredir yalnızlık içinde yaşıyorum. Ama arkadaşım Ahmet’in beni iftara götürdüğü akşam çok farklı duygular içinde buldum kendimi. Sanki kalbim bir yuva bulmuş gibiydi.”

Yanlış okumadınız. Kendisi ateist. Ama gözlemleri, hissiyatları, duruşu İslam’a ait değerlerle örtüşüyor. Çünkü insanı merkeze alıyor. Samimiyeti önceliyor. Ötekileştirmek yerine yakınlaşmayı tercih ediyor.

Ve daha da önemlisi: Tanımadan yargılamıyor…

Hollanda’da seküler bir düşünce kulübünde aktif birisi bu. “Bu Ramazan bana çok şey öğretti.” diyor. Oruç onun için sadece bir ritüel değil, bir iç yolculuk olmuş. İftar sofralarında sadece yemek yememiş. Aynı zamanda önyargılarını da yutmuş. Misafir olduğu evlerde, tabaklara değil kalplere bakmış. Şimdi de içine işlemiş düşünceleri paylaşmaktan geri durmuyor: “Artık kimsenin İslam’ı tanımadan kötülemesine sessiz kalamayacağım.”

Çünkü tanımış. Ahmet’le tanışmış. Ahmet’in eşiyle tanışmış. Evlerine gitmiş. Oturmuş, kalkmış, yürümüş. Şunu diyor: “Dışarıda Ahmet’in yanında yürürken bile kendimi onun koruyucu kanatları altında hissediyordum.”

Bunun adına temsil diyoruz biz. Hizmet insanının sükûnetiyle, nezaketiyle, tevazusuyla inşa ettiği sessiz çağrının adı temsil. Propagandaya değil. Dayatmaya hiç değil. Gönüle dokunan bir hal diline evet. Çünkü bazen bir çay ikramı, bin kitaptan daha tesirli olabilir. Bazen bir sofraya oturmak, uzun konferanslardan daha kalıcı izler bırakabilir.

O şimdi Hizmet Hareketi mensupları ile birlikte etkinlikler düzenlemek istiyor. “Hümanizm, anlam arayışı, sekülerizm ve liberalizm üzerine birlikte düşünelim, konferanslar yapalım.” diyor. Gerekçe olarak da, “İnandığımız şeyler farklı olabilir ama ortak değer arayışımız bizi bir araya getirebilir.” ifadesini kullanıyor.

Bu yazıyı neden yazdım?

O sadece bir örnek. Onun gibi niceleri var. Ve o insanlar, inançsızlığına rağmen ahlaki sorumluluk duyan, diyalog isteyen, önyargıyla değil tecrübeyle karar veren örnek bireyler. Arkadaşlarımız onlara sadece bir din anlatmıyor, aynı zamanda bir hayat tarzı, bir ahlak disiplini ve bir insanlık biçimi gösteriyor. Onlar da bunu hissediyorlar. Sadece bilgi değil, hikmet de sunuyorlar. Sadece kitap değil, kalplerin kapılarını da açıyorlar.

Bakın ne diyor kendisine okuması için Hocaefendi’nin kitaplarını veren kişiye: “Verdiğin kitapları okuyorum ve beni en çok etkileyen sözlerden biri Fethullah Gülen’in şu cümlesi oldu: ‘Batı, maneviyatını yitirdi; Doğu ise ilmi kaybetti. İnsanlığın kurtuluşu, bu iki değerin yeniden buluşturulmasına bağlıdır.’ Bu söz kalbime dokundu. Sanki içimde uzun zamandır adını koyamadığım bir boşluğu işaret etti. Çünkü gerçekten de bir tarafımız aklı beslerken, öbür yanımız ruhu ihmal ediyor. Ya da tam tersi…. Bu sözü duyduğumda, içimde bir şey tamamlandı sanki. “İşte bu!” dedim. “Tam da böyle bir dengeye ihtiyacımız var.”

Hizmet okullarını da araştırmış. Diyor ki: “Bu okullarda doğrudan dini eğitim verilmiyor ama çocuklar evrensel etik değerlerle, sevgi ve sorumluluk bilinciyle yetiştiriliyor.” 

Ve ardından ekliyor: “Belki bizim ateist vakıf için de ilham verici bir model olabilir.”

İşte bu noktada susup sadece tefekkür etmek gerek. Bir iftar sofrasından ilham alarak, bir ateist vicdanının dile gelip “Sizi anlamak istiyorum!” demesi… Ve o sofra sayesinde, dini inancı olmayan bir dini ve sosyal hareketten ilham alması…

Bitirirken onun şu cümlesini tekrar edeceğim: “Ben uzun süredir yalnızlık içinde yaşıyordum. Ama o akşam… Sanki kalbim bir yuva bulmuş gibiydi.”

Sizce bu sadece misafirlik midir yoksa yüksek ve evrensel insani değerler etrafında buluşma mı?

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version