Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

CHP’ye kayyım mı? Bildiğiniz bütün krizleri ve devalüasyonu unutun!

On binlerce kişi, adalet için meydanlarda


Gazeteci Altan Sancar akşam saatlerinde çarpıcı bir iddiayı ortaya attı. Sancar’a göre; CHP’nin bütün milletvekilleri yarın CHP Genel Merkezi’nde toplanacak. Zira CHP’ye kayyıma dair duyumlar geliyor.

Aynı saatlerde yandaş Rasim Ozan Kütahyalı kayyımın Hikmet Çetin olacağını iddia etti. Borsa’da vadeli işlemlerde sert düşüşü görünce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kütahyalı hakkında re’sen soruşturma başlattı.

Ancak ne gözaltı kararı var ne de gece yarısı kapıya dayanan polis ordusu. Belli ki bir nabız yoklama vakası daha! Bu akşamki med-cezir de gösterdi ki halk ekonomik güç kullanmadan yargıyı sopa gibi kullanan bu rejimi bertaraf edemeyecek.

Tüketimden gelen gücün mücessem hâli boykottan niye korktukları, emeğin alın terinin kuvvetinin serancamı grev kararlarını niye iptal ettikleri hatırdan uzak tutulmamalı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart’ta şafak baskını ile gözaltına alınmıştı ve 23 Mart’ta tutuklanarak, İstanbul Silivri Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti.

Yargı marifeti ile siyaseti tanzim etmenin bedelini 85 milyon ödüyor. Yargı darbesinin artçı şokları ekonomiyi yerle bir etti. 9 günlük Ramazan Bayramı tatiline rağmen Merkez Bankası (TCMB) doları 38 TL’de tutmak için 51 milyar dolar sattı.

MERKEZ BANKASI’NIN BİRKAÇ GÜNLÜK MÜHİMMATI KALDI

CHP’ye kayyım tayin edileceği iddiaları karşısında herkes endişelenmeli. Kayyım iddiasını teyit edecek herhangi bir karar veya icraat Türkiye’nin çöküşünü daha da hızlandıracaktır. Bunlar iyi günlerimiz olabilir.

Anketlerde birinci parti iken CHP’nin fiilen kapatılması halkın değişim ve hukuka dönüş umutlarını bir daha yeşermemek üzere soldurur.

19 Mart Darbesi’nin kısa vadeli maliyeti yeni krizin fragmanı olarak kalır. Türkiye’de taş üstünde taş kalmaz. 1 Amerikan Doları, 100 Türk Lirası’nı (TL) geçebilir. Faizler üç haneye tırmanır. Borsa İstanbul (BİST) devre kesici olmasa ilk gün yüzde 20’den fazla değer kaybeder.

61 milyar dolarlık rezerv tükendiği için Merkez Bankası borç veya emanet dövizleri satarak talebi karşılamaya çalışacaktır. Ancak piyasaların tamamını esir alan karamsarlık yatırımcı hissiyatına yön verecektir ve o telaşlı hâl önüne TCMB çıksa da yıkıp geçer.

FAİZİ ARTIRMAK BANKALARI VE FİRMALARI BATIRIR

Türkiye, ekonomik ve siyasi bir kasırganın tam ortasında.

TCMB, 17 Nisan Perşembe günü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 42,50’de sabit tutarak piyasaları geçici bir tedaviye ikna etmeye çalışacak. Faizi artırması kredi borcu olan firmaları iflasa sürükleyecek.

Faiz iki ucu keskin kılıç. Kredi tahsilatı riske girer. Tahsilat krizi ticareti durma noktasına getirir ve o kar topu bankaların üzerine çığ olup düşer.

Rezervlerdeki 51 milyar dolarlık erime ve siyasî belirsizlik, bu stratejinin kırılganlığını gözler önüne seriyor. İmamoğlu’nun tutuklanması döviz talebini patlatarak dolar/TL’yi 41,21’lik rekor seviyeye taşıdı.

TCMB’nin 51 milyar dolarlık müdahalesi kuru 38’e ancak çekebildi. Şimdi ufukta daha büyük bir tehdit beliriyor: CHP’ye kayyım tayini.

Seçimli otokrasi bir eşiği daha atlarken, siyasî kaos sermaye kaçışını hızlandırabilir. Rezervler yeniden eksiye inebilir, kasa sıfırlanabilir ve Türkiye bir ödemeler dengesi krizine sürükleyebilir.

“YA BENİMSİN YA DA KARA TOPRAĞIN” KUMARI

Rezervlerdeki dramatik kaybın izahı yok. AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan niye böyle bir maliyeti vatandaşın sırtına yükledi? Türkiye, rezerv satışlarıyla kuru kontrol etmeye çalışsa da bu bir saatli bomba.

JPMorgan’dan Jonny Goulden, “TCMB’nin örtülü döviz satışları bankacılık sistemini riske atıyor. Siyasî belirsizlik çözülmezse, sermaye kontrolleri kapıda.” ikazında bulundu.

TCMB’nin sessizliği yanıltmasın, fırtına öncesi sessizlik bu.

Bu fırtınanın merkezinde, CHP’ye kayyım atanması ihtimali yatıyor. İmamoğlu’na reva görülen hukuksuzluklar piyasaları derinden sarsmışken, ana muhalefet partisine kayyım tayin etmek Türkiye’yi uçurumdan aşağı atmaktan farksızdır.

DOLAR BİRKAÇ SAATTE 50 LİRAYI AŞAR

CHP’ye kayyım, TL’yi uçuruma iter. Kayyım, Türkiye’yi Arjantinvari bir sermaye kaçış sarmalına sokar. 19 Mart’tan beri iflas kaskosu (CDS) primleri, 250’den 375’e fırladı ki kayyım senaryosunda CDS’in 500’ü aşması kaçınılmaz.

Bu kaos, TCMB’nin rezervlerini bir karadelik gibi yutabilir.

Net rezervler, swap hariç sıfıra dayandı. 51 milyar dolarlık erime, bankacılık sisteminin likidite krizine sürüklendiğini haykırıyor. Kayyım; TL’yi pul eder, dolar birkaç saatte 50 TL’yi aşar.

Tarih tekerrür eder, fakat bu sefer daha hızlı. Kayyım, Türkiye’yi IMF kapısına ya da sermaye kontrollerine götürebilir.

Siyasi kaosun ekonomik yansımaları, enflasyon ve resesyonu bir kâabus gibi Türkiye’nin üzerine çökertebilir. Kur şoku enflasyonu da patlatacak.

Serbest Görüş:

 

Harvard Üniversitesi’nden Carmen Reinhart, Wall Street Journal’a verdiği mülakatta, “Türkiye’nin düşük rezervleri ve yüksek dış borcu kayyım gibi bir şokla birleşirse, ödemeler dengesi krizi kaçınılmaz.” ikazında bulunmuştu.

TÜRKİYE BİR DAHA BELİNİ DOĞRULTAMAZ

Demokratik gerileme, ekonomik krizi derinleştirir. Kayyım, yabancı yatırımcıyı korkutur.

Türkiye, stagflasyon (Ekonomik durgunluk içinde yüksek enflasyon) tuzağına düşebilir, firmalar döviz borçları altında ezilebilir.

ABD Başkanı Donald Trump’ın fitilini ateşlediği ticaret savaşlarının ortasında Erdoğan’ın siyasî hırsları uğruna en olmayacak yola meyledilirse herkese geçmiş olsun.

CHP’nin Saray’ın arka bahçesine dönüşmesi yandaşların kulağına hoş gelebilir. Amma velakin böyle bir adım Türkiye’yi çıkmaz sokağa sürükler.

Sandığın formaliteden ibaret kaldığı bir dönemde Türkiye’nin dışarıdaki şok dalgalarını göğüslemesi mümkün değil.

Devletler arası muvazenede Türkiye şamar oğlanına döner. İmamoğlu krizinde künde üstüne künde yiyor Türkiye.

Dost ve kardeş Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni adada “işgalci” saydı. Ancak büyükelçi tayin ederek, Kıbrıs Rum Kesimi’ni resmen tanıyan Türk cumhuriyetlerine bile sözü geçmeyen Hakan Fidan’a “TikTok bakanı!” diyenler ne de haklıymış meğer!

Beterin beteri var. Saray’ın sebep olduğu yıkım bunlarla mahdut kalmaz.

Dâhilde çözüm bekleyen kronik meseleler kangrene dönüşür. Kangrenli uzuv kesilip atılır. Aksi hâlde gövdeyi de feda etmek mecburiyeti hasıl olur ki o gün hiç bitmeyecek kadar uzun bir gün olur.

İletişim için:

BlueSky: @turhanbozkurt.bsky.social

YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt

X/Twitter: @turhanbozkurTV 

Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

e-Posta: [email protected]

TURHAN BOZKURT
16 Nisan 2025 HABER ANALİZ


Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version