Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dijital diktatörlük çağı

Dijital diktatörlük çağı


YÜKSEL DURGUT | YORUM

21. yüzyıl diktatörleri, palalarla değil, dijital kelepçelerle iktidarda kalıyor. Putin’in “internet egemenliği” naraları, Erdoğan’ın Twitter’ı susturan yasaları, Kim Jong-Un’un ülkeyi dijital bir mezara çeviren firewall’ları…

Hepsi aynı gerçeğin işareti: “İnternet kontrolü, modern diktatörlüğün olmazsa olmazı.”

Artık muhalifleri zindana atmak yetmiyor; tüm toplumu sanal bir hapishaneye kilitlemek gerekiyor!

Rusya’da 2024’te yürürlüğe giren “VPN yasakları”, Putin’in dijital diktatörlük projesinin son halkası. İnternet trafiğini devlet kontrolündeki sunuculara yönlendiren sistem, her bir veri paketini KGB’vari bir titizlikle tarıyor.

Muhalif medya siteleri erişime kapatılıyor, sosyal medya “devlet onaylı” içerikle dolduruluyor. Peki ya Rus halkı? Onlar, Putin’in “alternatif gerçeklik” tuzağına düşürülüyor: “Sansür, yalan haberleri değil; gerçekleri öldürüyor.”

ERDOĞAN’IN DİJİTAL İMPARATORLUĞU

Türkiye’de 2013 Gezi Direnişi’nde Twitter’ın susturulması, dijital diktatörlüğün ilk adımıydı. 2024’te geldiğimiz noktaysa korkunç: “Dezenformasyon Yasası” ile devlet, her eleştiriyi “yalan haber” diye yasaklayabiliyor.

İnternet kesintileri, olağan hale geldi; Wikipedia’ya erişim bile “ulusal güvenlik” meselesi! Erdoğan’ın rejimi, dijital alanı bir propaganda mabedine çevirdi: “Muhalif sesler susturulurken, iktidarın naraları algoritmalarla pompalanıyor.

DÜNYADAN OLMAYAN BİR ÜLKE

Kuzey Kore, dijital diktatörlüğün “ütopik” örneği. Halkın yalnızca yüzde 1’i interneti “devlet onaylı” içerikle sınırlı şekilde kullanabiliyor. Geri kalanı, Kwangmyong adlı yerel ağda, liderin zaferlerini izleyerek yaşıyor. Burada muhalif bir tweet atmak değil, VPN indirmek bile idam sebebi!

Kim’in rejimi gösteriyor ki: Dijital diktatörlük, halkı sadece fiziksel değil; zihinsel bir izolasyonla da esir alıyor.

Bu rejimler sadece kendi halklarını değil; tüm dünyayı tehdit ediyor. Rusya’nın Avrupa’ya yönelik siber saldırıları, Türkiye’nin mülteci krizini dijital manipülasyonla yönetmesi, Çin’in TikTok üzerinden küresel algıyı şekillendirmesi…

Dijital diktatörlük, artık sınır tanımıyor. Batı’da bile aşırı sağ partiler, bu otoriter taktikleri örnek alıyor: Macron’un “acil durum” internet kısıtlamaları, İngiltere’nin “online izleme” yasaları…

Demokrasiler, güvenlik bahanesiyle özgürlükleri çiğniyor.

DİJİTAL DUVARLARA KARŞI KALEM SAVAŞI

Dijital diktatörlüklerde gazeteciler, “devlet düşmanı” ilan ediliyor. Rusya’da Navalny’nin takipçileri “aşırılıkçı” diye hapse atılırken, Türkiye’de muhabirler “dezenformasyon” suçlamasıyla tutuklanıyor.

Ancak gerçek şu: VPN’ler, şifreli mesajlaşma uygulamaları, dark web… Tüm bu araçlar, dijital direnişin silahları haline geldi. Hong Kong’daki gençlerin Telegram’da örgütlenmesi, İran’daki kadınların TikTok’ta isyanı…

Diktatörler ne kadar sansürlerse, muhalefet o kadar yaratıcı oluyor!

Dijital diktatörlük, insanlığa karşı açılmış bir savaş. Putin, Erdoğan, Kim ve diğerleri; veri akışını kontrol ederek tarihin akışını değiştirmeye çalışıyor.

Ancak unutmasınlar: Duvarlar, Çin Seddi bile dijital çağda işe yaramadı. Gerçek, her zaman bir yol buluyor. Bugünkü mücadele, sadece internet özgürlüğü değil; insan onurunun ta kendisi. Ya karanlığa teslim olacağız ya da dijital aydınlık için savaşacağız… Tercih bizim!

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version