Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Asıl diplomayı unutturursanız, İmamoğlu’nunki ile uğraşırsınız!

Asıl diplomayı unutturursanız, İmamoğlu’nunki ile uğraşırsınız!


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

AK Parti, büyük gürültü ile topladığı 8. Büyük Kongre’de topluma hiçbir umut vermedi/veremedi. Dağ fare falan doğurmadı, popüler hale gelen tabirle; ortada dağ da yok fare de. İktidar, bu hayal kırıklığını unutturmak için savunma yerine atağa geçti. Gündemi, cumhurbaşkanlığı yarışına resmen katılacağını açıklayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasına kilitlediler.

Kongreden sonra AK Parti’nin topluma umut veremediğini, muhalifler değil bizzat partililer dile getirdi. AK Parti’nin bir siyasi parti olmadığını, ‘Erdoğanperestlerin’ buluştuğu bir çatı olduğunu ise İYİ Parti Parti’den AK Parti’ye geçen ve rozeti Erdoğan tarafından takılan Dursun Ataş dile getirdi.

Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, AK Parti’de hiç kimsenin Erdoğan’ın verdiği hiçbir kararı sorgulamadığını söyledi. Ataş’ın, bunu eleştirel anlamda söylemesini beklemiyorsunuz elbette! Selçuklu sultanlarından aldıkları caizelerle hikayeler uyduranlar, taraftarlarının Hasan Sabbah’ın söylediklerini tartışmadan yere getirdiğini naklederler.

Çiçeği burnunda AK Partili Dursun Ataş da farkında olmadan AK Parti’nin bir anlamda Hasan Sabbah’ın cemaatine benzediğini ifade etmiş oldu. Bir zamanlar en tepeden başlayarak AK Partililer, kimler için ‘Haşhaşi’ dediğini hatırlayın lütfen.

İMAMOĞLU’NUN DİPLOMASI TARTIŞMASI

Beştepe Sarayı’nın bir iki hamle sonra neleri ülke gündemine getireceği, kimi zaman haftalar, kimi zaman aylar öncesinden belli oluyor. Elbette kalkıp da “Biz bu kez şunu ülkede gündem yapacağız!” demiyorlar.

Gündeme getirilecek konular kimi zaman yandaş bir kalem tarafından, kimi zaman sıradan bir partili vekil ağzından kimi zaman da pek hesaba katılmayan bir parti yöneticisi tarafından ortaya atılıyor. Ama bu tür konular asla ilk olarak Erdoğan tarafından dillendirilmiyor.

Ortaya atılan bu tür kritik iddia, bir süre bırakın muhalefeti kendi partilerinden bile üzerinde durulmaya değer görülmüyor. Bu şekilde boşlukta anlamsız yere söylenmiş söz gibi duran ifadeler, bir bakıyorsunuz parti kurmaylarından biri tarafından gündem maddesi yapılmaya başlanıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasında usulsüzlükler olduğu iddiası da böyle oldu. Diploma iddiasının ilk kez gündeme getirilmesinin üzerinden bırakın ayları, yıllar geçti dense yanlış olmaz.

İlk ortaya atıldığında kimse ciddiye almamıştı. Sonra Beştepe Sarayı’nın kalemşörleri hep bir ağızdan diploma konusunu işlemeye başladılar. Konuyla ilgili detayları medyadan takip etmiş olmalısınız.

Olayın özü, Ekrem İmamoğlu’nun 1990’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) Girne Amerikan Üniversitesi’ne kayıt yaptırdığı, sonra babasının torpiliyle usulsüz bir şekilde İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce bölümüne yatay geçiş yaptığı temeline dayanıyor.

İMAMOĞLU’NUN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN BİR GÜNDE İKİ KRİTİK HAMLE

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da ‘Ekrem İmamoğlu’ yarası çok derin. İBB başkanlığını kişisel meselesi olarak gören Erdoğan, kendisine karşı üç kez seçim kazanan İmamoğlu’nu hiçbir şekilde karşısında aday olarak görmek istemiyor.

Bunu açıkça dillendirmeyen Erdoğan, şimdi İmamoğlu’nun adaylığının önünü kesmek için bütün tuşlara random basıyor. Bunu da CHP’nin yeni cumhurbaşkanı adayını belirlemek için 23 Mart’ta yapacağı ön seçimden evvel sonuçlandırmak istediği anlaşılıyor.

Bu planı hayata geçirmek için geride bıraktığımız gün içinde iki önemli gelişme yaşandı.

Birincisi; İstanbul Üniversitesi, başsavcılığın bilgi talebi üzerine önemli bir açıklama yaptı. Üniversite açıklamasında, “Üniversitemiz bünyesinde gerekli inceleme ve işlemler tesis edilerek, neticesinden ilgili kurumlara ve kamuoyuna bilgi verilecektir.” denildi.

Öyle anlaşılıyor ki, İstanbul Üniversitesi, en tepeden gelen talep doğrultusunda yatay geçişin usulsüz olduğunu açıklayıp diplomayı iptal edecek. “Kişiye özel yapılmadı, bakın usulsüz geçiş yaptığı belirlenen başkalarının da diplomaları iptal edildi.” denilerek, İmamoğlu’nu engellemek için başkalarını da yakacaklar.

MEDYA A.Ş.’YE POLİS BASKINI

İkinci önemli adım ise İBB’ye bağlı Medya A.Ş.’ye yapılan polis baskını oldu. Bilindiği gibi Medya A.Ş.nin başında İmamoğlu’nun basın danışmanı Murat Ongun bulunuyor. Sergilendiği gibi, artık İmamoğlu’nun etrafında dolaşma bırakıldı, şimdi operasyon doğrudan en yakınına yönelik yapıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Medya A.Ş.’deki bilgisayarlardaki dijital verilere el koydu. Savcılık, ihale dosyalarını incelemeye aldı.

Savcılık, yargı hamlesinin bir parçası olarak İmamoğlu aleyhine delil topluyor. Murat Ongun’u bugün gözaltına almayabilirler. Ama bir haftaya kalmaz bir sabah erken saatte polisler kapısına dayanır.

Böylece İmamoğlu’nun çevresine indirilen Esenyurt, Beşiktaş, Beykoz darbelerinden sonra doğrudan şahsını hedef almadan bir önceki adımı atmış olacaklar.

Bir sonraki adım Ekrem İmamoğlu’nun şahsına yönelik olarak gelecek. Bizzat Beştepe Sarayı’ndan “Turpların büyüğü heybede!” diye duyurulduktan sonra yargı manivelası, sözün gereğini yerine getirecek elbette.

BİR ZARFTA DÖRT PUSULADAN ÜÇÜNÜ GEÇERLİ, BİRİNİ GEÇERSİZ KILANLAR NE YAPMAZ!

Erdoğan’ın ilk yenilgisi olarak tarihe geçen 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerini hatırlayın. Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde aynı zarfın içine dört pusula konmuş, bunlardan üçü geçerli sadece büyükşehir belediye başkanlığı için verilen geçersiz sayılmıştı.

O zaman böyle ucube bir kararı alan yargı, bugün neler yapmaz. Halkın verdiği oylar, sadece AK Parti’ye gittiği zaman “milli irade” oluyor. Onun dışındaki bir partiye gitmişse orada mutlaka bir hile var demektir.

Osmanlı döneminde Kurmay Başkanlığı, Kurtuluş Savaşı’nda Garp Cephesi Komutanlığı yapan İsmet İnönü’ye “asker kaçağı” yakıştırması yapan siyasal İslamcı zihniyet, İmamoğlu’nu diplomasız da yapar, dönüp yeniden askere bile gönderebilir.

CHP TURPUN BÜYÜĞÜNÜ UNUTTURURSA…

Bütün bunlar, CHP yönetiminin korkak davranarak AK Parti’ye hırsızlıklarını yüzüne sürekli haykırmamasından kaynaklanıyor. 17/25 Aralık’ta ortaya saçılan yolsuzluk belgelerini unutturan muhalefet, hırsızlardan ahlak dersi almaya mahkum oldu.

Erdoğan’ın olmayan diplomasını gündeme getirmekten çekinen CHP liderliğindeki muhalefet, var olan diplomanın iptali olayını maalesef yaşamak zorunda kalacak. Bütün bu yaşananlardan sonra Özgür Özel liderliğindeki CHP, bakalım AK Parti’nin büyük turplarını ortaya koymayı gündemine alacak mı?

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version