Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Muhalefette her şey Erdoğan’ın istediği gibi gidiyor

Muhalefette her şey Erdoğan’ın istediği gibi gidiyor


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

AK Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2024 Mart yerel seçimlerinden sonra oluşturduğu planı tıkır tıkır işletiyor. Sandıktan hezimetle çıktığı günleri, “normalleşme” teraneleriyle geçiştirmeye çalıştı, ardından da istediği kıvamı yakaladıktan sonra kendi planına döndü. Muhalefet ülkenin sorunlarını konuşmaktan ve bunları dile getirmekten çok ‘adayının kim olacağını’ konuşur halde bırakıldı. İktidar cephesinde ise adaylık konusu gündeminde bile yok.

Erdoğan ve ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli, her fırsatta seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyor. Erdoğan’ın adaylığı ile ilgili ise ortada iki işaret var. Biri Bahçeli’nin, “Bizim adayımız Erdoğan!” dediği konuşması… Öteki de AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın 11 Ocak’ta partisinin Şanlıurfa il kongresinde söyledikleri var. Türkücü İbrahim Tatlıses Erdoğan’a, “Var mısınız, yok musunuz?” diye sorduğunda, Sen varsan varım!” dediği sözler orta yerde duruyor.

Hatırlanacağı gibi 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde muhalefetin adayını açıklaması çok geciktiği için bu kez de tersine bir hareket yapılıyor. Bugün ise CHP’de adayın belirlenmesi konusunda müthiş bir acelecilik var. Oysa CHP lideri Özgür Özel, daha birkaç ay önce Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı kastederek, “İki forvetimiz var.” demişti.

AKŞAM YEMEĞİNDE MANSUR YAVAŞ’I YEMEYE ÇALIŞMIŞLAR

Aradan kaç ay geçti de şimdi forvetlerden birini saha dışına atma telaşına düştü dersiniz? CHP Parti Meclisi’nde görüşmeler yapıldı, kimin aday olacağı tartışıldı. Sonra Özel çıkıp, “İmamoğlu ve Yavaş ile de konuştuk. Mutabakat halindeyiz.” deyip kimin aday olacağı konusunda ön seçim yapacaklarını duyurdu.

Bu konuya az çok akıl yürütenler, “Ön seçim demek, CHP kökenli olmayan Mansur Yavaş’ın devre dışı bırakılması anlamına gelir.” diye konuşurken Mansur Bey de çıkıp, “Ön seçim yapmanın erken olduğunu düşünüyorum.” diyerek katılmayacağını açıkladı.

Bu açıklamalardan anlaşılan net bir şey var. Bir araya gelip görüşmeler yapılmış ama bir mutabakat falan olmamış. O sırada espri olsun diye, “O akşam yemeğinde Mansur Yavaş’ı yemeye çalışmışlar!” yorumunu yapan muzip hesapların doğru tespit yaptıkları anlaşılıyor.

Özgür Özel, aday belirleme yöntemlerini anlatırken bile adaylarının belli olduğunu ifade eden bir cümle kuruyor. Peki aday belli ise bu aday belirleme yöntemini açıklama toplantıları neden yapılıyor?

Kasım 2023’te yapılan 38. CHP Kurultayı’nda “Asıl patron kim?” tartışmalarını hatırlarsanız, Özgür Özel’in görevinin Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapmak olduğunu fark edersiniz. Yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, Erdoğan karşısında kazanma şansı olan muhalefet cephesinde iki isim öne çıkıyor; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. Özgür Özel’in yapması gereken, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim takvimini açıklamasına kadar bu iki ismi parti çatısı altında tutmaktı.

Adaylığın açıklanmasında acele edilmesi, İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma ve davalara karşı bir zırh yapma girişimi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına siyaset yasağı getirtmekle, cumhurbaşkanı adayına siyaset yasağı getirtmenin dış dünyada yankılarının farklı olacağı var sayılıyor.

Günümüz dünyasında hangi diktatoryal rejimler iç siyasetlerine ilişkin bir konuyu, uluslararası baskı ile şekillendirdi. Batı’nın ipleri kendi ellerinde olan bir Erdoğan’ı her zaman demokrat bir isme tercih edeceğini bu köşede defalarca yazdım. Dolayısıyla rakibine siyaset yasağı getirdiğinden dolayı Batı’dan Erdoğan’a (etkili olmayan bazı sesler mutlaka çıkar) ciddi bir tavır beklemek safdillik olur.

MAĞDUR EDİLEN MANSUR YAVAŞ’A CHP SEÇMENİ BİLE OY VERİR

Ortaya konulan yol haritasına göre CHP adayının İmamoğlu olacağı anlaşılıyor. Bu durumda anketlerde İmamoğlu’ndan daha çok oy alacağı görülen Mansur Yavaş mağdur edilmiş olmayacak mı? Buna bağlı olarak CHP dışındaki muhalif kesimin Yavaş’a oy vermez mi? Hatta ‘mağdur’ Yavaş’a CHP seçmeninden bile gitmez mi?

CHP yönetiminin Mansur Yavaş’a, “Sen dur. Adayımız başka bir isim!” demesi halinde bile Yavaş bu görevden kaçamaz. 2019’da yüzde 50.93 oy alan Yavaş, iktidarın bütün ön kesme çabalarına rağmen hizmet etmeye çalıştı ve Mart 2024’te oylarını 10 puan artırarak yüzde 60,51’e çıkardı. Yapılan anketlerde seçilme ihtimali İmamoğlu ve Erdoğan’dan önde çıkıyor.

Bu tablo, toplumun onun sırtına bir görev yüklediğini ortaya koyuyor. Durum böyle iken Yavaş’ın, “Ben bu sorumluluktan kaçıyorum!” deme hakkı yok. Pek çok siyaset ustasına göre Erdoğan’ın karşısında dişe diş mücadele edecek birinin olması gerekiyor olabilir. Bu yorumlara rağmen Yavaş’ın toplumun en ilgi duyduğu aday olması bir başka mesaj veriyor olamaz mı?

Burada şöyle bir noktanın altını çizeyim. Seçilme ihtimali olan Yavaş’a, lideri Bahçeli’nin Erdoğan’ı işaret etmesine rağmen MHP seçmeninden ciddi oranda oy gideceği muhakkak.

Partisinin aday belirleme yarışına girmeyeceğini açıklarken Yavaş, toplumun birinci önceliğinin CHP’nin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusu olmadığını, önceliğin ekonomi ve hukuk olduğunu söyledi. Yavaş’ın tespitlerini bir kenara bırakalım. Aslında temel soru şu: CHP’nin tek başına belirleyeceği aday, cumhurbaşkanı seçilmek için seçilmeye yeterli mi? 

Bu soruya net bir cevap almadan atılacak hiçbir adım doğru adım olmaz. CHP’nin öteki muhalefet partilerinden bağımsız bir şekilde çıkaracağı adayın alacağı oy belli. Muhalefetin kazanması için adayının muhalefet tablosunu göz önünde bulundurarak belirlemesi kaçınılmaz. Belirlenen adayın CHP’nin klasik seçmeni dışında muhafazakarların, milliyetçilerin, demokratların, liberallerin, Atatürkçülerin, solcuların desteğini alması gerekiyor.

Bu noktada yeniden tabloyu önümüze koyup düşünelim. Muhalefet cephesinde;

Öyle anlaşılıyor ki seçim zaten ikinci tura kalacak. İlk turda Erbakan, Babacan, Uysal, Demirtaş, İmamoğlu, Yavaş ve Erdoğan yarışacak anlamına geliyor.

Burada 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 seçimlerini neredeyse virgülüne kadar bilen bir seçim anketini hatırlatmak istiyorum. Betimar, Şubat ayı başında bir anket yayınladı. Ankette, Mansur Yavaş’ın oylarının, İmamoğlu’nun oylarından yüzde 12 önde olduğunu ortaya koyduğu boyutu inanın işin öteki yüzü.

Yüzde 12’lik farktan daha önemli bir nokta var bu ankette. Ankete katılanlara Türkiye’nin en önemli sorunlarının ne olduğu soruluyor. Katılımcılar yüzde 42,9 ekonomi, yüzde 23,5 de enflasyon diyor. Aslında ikisi de aynı temelde olduğundan topladığınızda yüzde 66,4 oranı ile ekonomi görülüyor.

Böyle bir ortamda, ülkede muhalefet partilerinin gümbür gümbür geliyor olmalı. Ana muhalefet partisinin oylarının patlaması gerekir. İşte asıl kritik tarafı, “Bu sorunları kim çözer?” sorusunda gizli. Ankete katılanların yüzde 30,8’i “Hiçbir parti çözemez!” cevabını veriyor. Bu Türkiye’de insanların umutsuzluğunun boyutlarını gösteriyor.

Aynı soruya “CHP çözer” diyenlerin oranı yüzde 16,8’de kalıyor. “AK Parti çözer” diyenler yüzde 22,7 ile ilk sırada yer alıyor.

“Bugün seçim ortamı yok. Bu anketlerin bir anlamı bulunmuyor.” diyenlere şunu söyleyeyim: Yarın seçim atmosferine girildiğinde Erdoğan, dışarıdan dolar bazında yüzde 15-20 faizle para bulur ve banknot matbaasına mesai yaptırıp kredi musluklarını açıp esnaf ve sanayiciye kredi dağıtırsa, emekliye ilave yüzde 30-40 zam yaparsa ekonomi bir yalancı bahar yaşar.

Böyle bir tabloda sandıktan kim çıkar dersiniz?

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version