Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Berat Gecesi: Günahlardan kurtulma fırsatı

Berat Gecesi: Günahlardan kurtulma fırsatı


CEMİL TOKPINAR | YORUM

Kuran’ın doğum ayı olan Ramazan’a adım adım yaklaşırken günahların ağırlığından kurtulma fırsatlarından en muhteşemi Berat Gecesidir. Ancak fırsatlar değerlendirildiği zaman faydalı olur ve insanı mutlu eder. Yoksa değerlendirilmeyen bir fırsat, kupkuru çölde boş yere akıp giden bir pınara benzer.

İşte Berat Gecesi bizleri günah kirlerinden temizleyecek bir ırmak, kirlenen dünyamızı bol oksijenli havayla dolduracak bir meltem, acıkan kalplerimizi ibadet ve zikirle doyuracak bir gıda gibidir.

Günahlardan arınma fırsatı olan Berat Gecesi hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor: “O apaçık kitaba and olsun ki, biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede ayırt edilir.” (Duhan Suresi: 2-4)

Âlimlerin bazısı bu ayette kast edilen gecenin Kadir Gecesi olduğunu, bir kısmı ise Berat Gecesi olduğunu belirtmişlerdir. İki açıklamayı uzlaştıran diğer bir görüşe göre de, hikmetli işlerin ayrımının yapılmasına Berat Gecesinde başlanmakta ve bu işlem Kadir Gecesine kadar devam etmektedir.

Sahabe efendilerimizden Abdullah ibni Abbas’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırt edilmesi şu anlama gelmektedir: “Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur. Herkesin ve her şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir.” (Hülâsâtü’l-Beyân, 13:5251)

Sabaha kadar rahmet ve mağfiret

Müminlerin günah kirlerinden kurtulup Rabbimizin af ve mağfiretine nail olmaları ümit edildiği için bu geceye Berat Gecesi denmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde anlatmaktadır: “Şaban’ın on beşinci gecesi geldiğinde geceyi uyanık hâlde ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir: ‘İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.’ Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.” (İbn-i Mâce, İkâme: 191)

İşte bu gece sabaha kadar ibadet eden bir mümin, Rabbimizin bu sorularına karşı hal diliyle âdeta “Ben varım ya Rabbi” demektedir. Geceyi gaflet ve uykuyla geçiren kimse ise bu sorulara davranışlarıyla âdeta, “Yok ya Rabbi, benim affa, afiyete, rızka ihtiyacım yok” demiş gibi olmaktadır.

Bir Berat Gecesi’nde uyanıp da Resûlullahı (s.a.v.) yanında bulamayan Hz. Âişe (r.a.) Validemiz kalkarak Efendimiz’i (s.a.v.) aramaya başladı. Sonunda Peygamberimiz’i (s.a.v) Cennetü’l-Bakî mezarlığında başını semaya kaldırmış halde buldu.

Peygamberimiz (s.a.v.) mübarek hanımına Berat Gecesi’nin faziletini şöyle anlattı: “Muhakkak ki, Allahü Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve insanların Benî Kelb Kabilesi’nin koyunlarının kılları sayısınca günahını mağfiret eder.” (Tirmizî, Savm: 39)

Buradaki “koyunların kılları” ifadesi, çokluğu ifade etmek içindir. Yani Cenab-ı Hak, bu gece samimî bir şekilde af ve mağfiret dileyen bütün kullarını affeder. Yeter ki tevbe ve istiğfarın şartlarına uyup, hakkıyla yapsın.

Bunun için Berat Gecesinde “Estağfirullahe’l-azîm ve etûbü ileyh” ve benzeri istiğfarları çok söylemek gerekir.

Affedilmeyenler kimlerdir?

Bu af ve berat gecesinde affedilmeyenler ise bazı hadislerde şöyle belirtilir: “Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şaban’ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlûkatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalpleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna.”

“Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kâhin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna.” (İbn-i Mâce, İkâme: 191)

Bu tür günahları işleyenler de samimi tevbe edip salih amellere sarılırlarsa inşallah onlar da affedilirler.

50 senelik ibadet ömrü kazanılabilir

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Afyon Hapishanesi’nde iken talebelerine yazdığı bir mektupta Berat Gecesi’nin faziletini şöyle anlatır: “Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Her bir hasenenin Leyle-i Kadirde otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Beratta her bir amel-i salihin ve her bir harf-i Kur’an’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhûr-u selâsede (Üç Aylar’da) yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâli-i meşhurede (meşhur gecelerde) on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için, elden geldiği kadar Kur’an’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır. Leyle-i Berat, elli senelik bir ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilir. (Şualar, 14. Şua)”

Bediüzzaman Hazretleri gibi keşif ve keramet ehli bir ibadet kahramanının bu müjdelerine inanıp güvenmek gerekir. Buna göre Berat Gecesinde yapılan her ibadet yirmi bin katıyla sevaplandırılır. Meselâ, bir cüz Kur’an okumak yirmi bin cüz okumuş gibi, dört rekât evvabin namazı kılmak seksen bin  rekat kılmış gibi, on liralık sadaka ve muavenet iki yüz bin lira gibi yazılabilir.

İşte böyle bir fırsat dünya nimetlerini kazanmak için olsa insanlar hastalık, yorgunluk, uykusuzluk, okul, iş gibi engellere bile bir çözüm bulup sabaha kadar değerlendirmek için çalışır.

İşte fani dünya menfaatleri için elimizden geleni yapıyoruz da ebedî cennet saadeti için neden yapmayalım?

Berat Gecesi nasıl ihya edilir?

Mübarek gecelere oruçlu olarak girmek ve ihyaya iftarla başlamak, akşamdan sahura ve sabah namazına kadar ibadet etmek güzel olur. Ancak bunu başaramayanlar, hiç değilse güçleri yettiği kadar namaz, Kur’an, dua, istiğfar ve salavatla meşgul olsalar büyük bir kârdır.

Tek başına yapılan ihya gayreti esnasında nefis ve şeytan uykuya teşvik edebileceği için en iyisi bir camide veya sohbet meclisinde dostlarla birlikte ihya etmektir. Böylece hem insanlar birbirini teşvik etmiş olur, hem de birbirinin duasına ortak olurlar.

Geceye orucumuzu açarak başladığımız gibi ertesi gün oruç tutmak için kandili sahurla tamamlamak çok faziletlidir. İki gün veya daha fazla oruç tutamayanlar hiç değilse kandilin ertesi günü oruç tutarlarsa hadisteki tavsiyeye uymuş olurlar.

Gece uykuya yenik düşmemek için önceki gece yeteri kadar istirahat etmek, hatta gündüz öğle veya ikindi vaktinde bir miktar uyumak faydalı olur. İftardan sonra uykuyu kaçırmak için çay ve kahve içmek, gece içinde meyve yemek de tavsiye edilir.

Bu gece ve gündüzünde namaz, oruç, Kur’an, dua, salavat, istiğfar gibi faziletli bir ibadet de, dertli ve sıkıntılı kardeşlerimizle ilgilenmek, onları teselli etmek ve ümit vermek, maddî ve manevî yardımda bulunmaktır.

Çok önemli bir husus da, Berat Gecesiyle ilgili yazı ve videolar izlemek, bunu çevremizle paylaşmaktır. Kim birisinin geceyi ihya etmesine vesile olursa o da aynı sevabı alır inşallah.

 

 

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version