Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yalnızlığın çaresi yalnızlık mı?

Yalnızlığın çaresi yalnızlık mı?


AHMET KURUCAN | YORUM

“Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!” der Yaşar Kemal… Ne yaşamıştı Yaşar Kemal de bu satırları yazmıştı? Sevdiğine mi kavuşamamıştı acaba? Ya da kavuştu da sonradan terk mi edilmişti?

“Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin. Şu olsan kimse içmez, Yol olsan kimse geçmez, Elin adamı ne anlar senden?”

Şiirinin başında bunu dediğine göre demek ki birisi vardı hayatında ve  terketmişti onu.

Ben bundan ziyade şu dizelere takıldım: “Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı.”

Mecazi aşkın ötesinde hayatın geri kalan her alanında hemen her insan yaşıyor bu yalnızlığı diye düşünüyorum. Binler, milyonlar içinde bile olsa yaşıyor insan zaman zaman bu ıssızlığı ve yalnızlığı. Kalabalık aşiretler ölçüsünde çok geniş bir aile çevresine sahip insanlar da yaşıyor hem de o aile içinde parmakla gösterilen bir insan olduğu halde.

Ya hayatını adadığı davasında anlaşılmayan insanlar! Onlara ne demeli? Yol arkadaşları bile anlamıyorlar. Anlamamaları bir kenara anlamak için kulak vermiyorlar, çaba sarf etmiyorlar. İşte bu durumun insanı içine ittiği yalnızlık yok mu, hepsinden beter diye düşünüyorum.

Böylesi çok insan tanıdım kendimi ahirete daha yakın hissettiğim şu fani ömrüm içinde. Hepsi rahmet-i Rahman’a kavuşmuş olan dede, nine, baba ve annemden başlayarak nice örnekler verebilirim.

Ninemin “Ana-baba olunca anlayacaksınız?” sözleri kulaklarımda çınlıyor mesela. Klişe bir söz gibi gelirdi bana. Çoklarından duymuşluğumuz vardı bu sözü. Yeşilçam filmlerine kadar uzanan mazisi var bu sözün bizim zihin dünyamızda çünkü. Ama gel gör ki ne kadar özlü bir deyimmiş bu. İçinde nice yaşanmışlıkları barındıran destanlık bir beyan hem de.

Annemin, “Ele bulaşınca göreceğim ben seni!” sözünü hiç unutamam. Ne demek istiyor derdim acaba bununla. Anlamazdım zira hem de iki çocuk babası olduğum dönemlerde. Ele bulaşınca anladım. Şimdi geriye bakıp düşünüyordum da bu sözlerinin, bu beyanlarının, bu tenbihatlarının anlaşılmaması karşısında ne yalnızlıklar çekmişlerdir onlar.

Nice biyografik hatıra kitapları okudum. Onlarda da gördüm insanların yalnızlıklarını. Aliya İzzetgeboviç geldi ilk defa aklıma. Roger Garaudy ikinci isim oldu zihnime şimşek gibi çakan. Yaşadıkları öyle olaylar var ki yıllardır aynı dava uğrunda birlikte mücadele ettikleri arkadaşları anlamıyor.

Yakın çevresindeki, “İfrat ediyorsun, hayali hakîkat gösteriyorsun. Bizi de techil ile tahkir ediyorsun. Zaman ahir zamandır, gittikçe fenalaşacak.” diyen insanlara karşı, “Varsın muasırlarım beni dinlemesinler.” diyerek karşılık veren Bediüzzaman’a bakalım bir de. Bakın ne diyor?

“Neden dünya herkese terakkî dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun? Öyle mi? İşte ben de sizinle konuşmayacağım, şu tarafa dönüyorum, müstakbeldeki insanlarla konuşacağım: Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sakitane Nurun sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafî-i gaybî ile bizi temaşa eden Said’ler, Hamza’lar, Ömer’ler, Osman’lar, Tahir’ler, Yusuf’lar, Ahmed’ler, vesaireler!.. Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, “Sadakte” deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım, varsın beni dinlemesinler. Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizin ile konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennetâsâ bir baharda geleceksiniz.”

Peygamberleri unuttuğum sanılmasın. Aksine görevlendirildikleri tebliğ vazifesi adına en büyük yalnızlığı yaşayanlar onlar. Nebiler Serveri Hz. Muhammed’in (sas) Mekke’si ile Medine’si ile hayatına bakın. 40 yıllık peygamberlik hayatı içinde hemen her gün bir yalnızlığına şahit olabilirsiniz Efendimiz’in (sas). İsterseniz siyeri bir de bu gözle okuyun.

Uzun sözün kısası, yalnızlığın kader ve bu bağlamda çaresizliğin çare olduğunu düşünüyorum artık.

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version