Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Her çözümsüzlük Kürtleri Türkiye’den koparıyor

Her çözümsüzlük Kürtleri Türkiye’den koparıyor


MAHMUT AKPINAR | YORUM

Türkiye’nin en kronik sorunlarından biri olan Kürt meselesi, son aylarda yeniden gündemin üst sıralarına taşındı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlatılan süreç, kamuoyunda ‘çözüm’ beklentisi oluşturdu. Ancak bu süreç, belirsizliklerle dolu ve atılan adımların gerçek bir çözüme yönelik olup olmadığı konusunda ciddi şüpheler var.

MHP ve AKP’nin çözüm söylemleri, 4 aydır gündemi meşgul ediyor. Bahçeli’nin iddialı çıkışları, DEM Parti heyetinin İmralı’ya yaptığı ziyaretler ve Öcalan’ın örgüte silah bırakma çağrısı yapacağına dair beklentiler, kamuoyunda büyük bir merak ve umut doğurdu. Ancak süreçle ilgili somut bir çerçeve çizilmiş değil. Görüşmelerin amacı, hedefi ve muhataplarının kim olduğu bile net değil.

Erdoğan’ın son açıklamalarında, “Heyetin temaslarının olumlu geçtiğini görüyorum.” sözleri dikkat çekerken, diğer yandan Öcalan’a ev hapsi, genel af ya da benzeri adımların gündemde olmadığını net bir şekilde ifade etti. Bu belirsizlik, Kürt kamuoyunda ve Türkiye genelinde hayal kırıklığı yaratmaya başladı.

Tek taraflı beklentiler

MHP ve AKP’nin yaklaşımı, PKK’nın tek taraflı olarak silah bırakması ve kendini feshetmesi yönünde bir beklenti içeriyor. Ancak bu beklentinin altını dolduracak hiçbir somut adım atılmıyor. PKK’nın, özellikle Suriye’de ve Irak’ta güç kazandığı, Batı tarafından bölgesel bir aktör olarak kabul edildiği bir dönemde, bu talebe olumlu yanıt vermesi için hiçbir rasyonel sebep görünmüyor.

Türkiye’nin, 45 yıldır aynı söylemleri tekrar eden bir devlet refleksiyle, “Silah bırakın, yoksa sizi ezeriz!” yaklaşımı, hem Kürtler hem de dünya kamuoyu nezdinde inandırıcılığını yitirmiş durumda. Bu söylemler, çözümden ziyade çözümsüzlüğü derinleştiren ve Kürtleri Türkiye’den duygusal olarak koparan bir etki yaratıyor.

Kürtlerin umudu her defasında tükeniyor

Her çözüm girişimi, Kürtlerde ve toplumun geniş kesimlerinde bir umut doğuruyor. Ancak bu umut, devlet cenahının süreci sabote eden adımlarıyla her defasında hüsranla sonuçlanıyor. Örneğin, çözüm süreçlerinin ardından Selahattin Demirtaş’ın hapse atılması, Kürt siyasetçilerin baskı altına alınması, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atanması, Kürtlerin demokratik haklarının daha da kısıtlanmasına yol açtı.

Bu tür baskılar, Kürtlerde, “Türkiye ile birlikte yaşamak mümkün değil!” düşüncesini güçlendiriyor. Hatta dindar ve muhafazakâr Kürtler arasında bile bu kanaat giderek yaygınlaşıyor. Her başarısız süreç, Kürtlerin ayrılıkçı düşüncelerini daha da kökleştiriyor ve dünya kamuoyunda bu taleplerin haklılığını güçlendiriyor.

Seçim hesapları mı?

AKP ve MHP’nin bu süreci başlatırken kısa vadeli bir seçim hesabı yaptığına dair işaretler var. Milliyetçi-muhafazakâr tabanı konsolide etmek için, “Çözüm aradık ama olmadı!” söylemiyle bir propaganda malzemesi oluşturulmak isteniyor. Ancak bu hesap, Kürtleri Türkiye’den daha da uzaklaştırıyor.

Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” hedefini vurgulayan açıklamaları, daha çok milliyetçi seçmene yönelik bir mesaj gibi duruyor. Oysa bu tür açıklamalar, Kürtler nezdinde bir çözüm umudu yaratmaktan ziyade, devletin baskıcı politikalarının devam edeceği algısını güçlendiriyor.

Demokrasi olmadan çözüm mümkün değil

Kürt sorunu, temelde bir demokrasi ve insan hakları sorunudur. Türkiye, asgari bir hukuk devleti standardını yakalamadan, demokratikleşme yolunda ciddi adımlar atmadan bu sorunu çözemez. Ancak AKP-MHP iktidarı, otoriter yönetim anlayışını sürdürerek, Kürt meselesi gibi kangren olmuş bir problemi çözmeyi bekliyor. Bu, gerçekçi bir yaklaşım değil.

Her başarısız çözüm girişimi, Kürtlerin Türkiye’den duygusal kopuşunu hızlandırıyor. AKP ve MHP’nin bu süreçte neyi amaçladığı tam olarak anlaşılamasa da, gelinen noktada ülkenin en büyük probleminin çözümünün yine küçük siyasi hesaplara, algılara çerez edileceği yönünde artan endişeler var.

Her çözümsüzlük, Kürtleri bir adım daha Türkiye’den uzaklaştırıyor. Tıkanan ve sonuca ulaşmayan her adım ‘ayrılıkçı Kürtçü’ kesimlerin elini Kürtler ve dünya nezdinde daha güçlendiriyor. Çözüm yönünde tecrübe edilen her başarısızlık yalnızca Kürtlerin değil, Türkiye’nin de geleceğini karartıyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version