Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yemen’i savaşla, İran’ı içten hareketle çökertecekler

Yemen’i savaşla, İran’ı içten hareketle çökertecekler


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Birileri ‘zafer havası’ çalarken benim gibilerinin daha büyük sorunların kapısının aralandığını anlatmaya çalışması çok sevimsiz oluyor. Bunun farkındayım. Halbuki keyiflenip eğlenmek, Suriye’nin yanına Irak’ı, İran’ı katmak oradan başka yerlere uzanmak çok daha keyifli. İnsanın içini açan öyle yazıları okumak yerine Karabay yazıları içinizi baymadıysa buyurun devam edin.

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldırarak bastığı tetik, İslam dünyasını kana bulamaya devam ediyor. Hatırlarsanız bir kısım sözde Filistin destekçileri, Hamas saldırısının ilk günlerinde İsrail’in çöküşünün başladığını birbiriyle paylaşıp sevinç naraları atıyorlardı.

Bugün gelinen noktaya baktığımızda;

O zaman gelin biraz Yemen ve İran’ı konuşalım.

Yemen, Arap Yarımadası’nın güneyinde “Arab-ı Âribe” denilen gerçek Arapların yaşadığı topraklar olarak biliniyor. Umman/Yemen denizinin Kızıldeniz’e bağlandığı yerde bulunan dünyanın en fakir 10 ülkesinden birisi. 35 milyon dolayında nüfusu olan Yemen’in yüzölçümü de Türkiye’nin üçte ikisi kadar.

Bu bilgiler gereksiz gibi görülse de bazı noktaları takip edebilmek açısından önemli. Yemen 1970’lerin başında biri Sovyet, biri Batı yanlısı olmak üzere Kuzey ve Güney Yemen diye ikiye bölündü. Bölününce Kuzey-Güney savaşı yaşandı. Dünyanın Doğu-Batı Berlin’in birleşmesini konuştuğu 1990’da Kuzey Yemen ile Güney Yemen birleşti.

Şİİ VE SÜNNİ SAVAŞI KAYNAKLARI BİTİRDİ

Sonra Şii (Zeydiler) ile Sünniler arasında başlayan savaş, ülkenin maddi manevi kaynaklarını tüketti. Şii Husiler, dünyada Şiilerin tek hamisi ülke olarak bilinen İran tarafından silah ve mühimmatla beslendiler. Dünyanın en savaşçı toplumu, 10 yılı aşkın süreden bu yana Suudi Arabistan tarafından sürekli bombalanıyor.

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği yok etme harekâtında, katil Netanyahu’ya karşı en net tavır takınan İslam ülkesi Yemen oldu. Husiler, İsrail’e giden gemileri Kızıldeniz’de vuracaklarını açıkladı. Onlarca gemiye saldırı düzenlediler. 19 Kasım’da İsrail’e yük götürdüğü belirlenen Oras Denizcilik’e ait “Anadolu’s” isimli gemiyi vurduklarını açıkladılar.

Oras Denizcilik’in, AK Partili Binali Yıldırım’ın yakın arkadaşı Salih Zeki Çakır ve AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç’a ait olduğu ortaya çıktı. Görünürde Filistin mitingleri yapan iktidar yanlılarının foyası bu dönemde ortaya çıktı.

Bunlar ayrıntılar ama ayrıntılar pek çok önemli noktayı ortaya koyuyor.

İsrail’in Gazze’de yaptıkları için Türkiye’deki iktidar yanlıları az Starbucks basmadı. 2014 yılından beri Suudi Arabistan savaş uçakları, Yemen’de binlerce Müslüman sivili bombalarken parmaklarını bile kıpırdatmadılar. Çünkü onlar Sünni değil Şii idi. O zaman ‘üç maymun’ oynanabilirdi.

Yemen, son günlerde Suudi Arabistan’ın yanı sıra İsrail uçakları tarafından da vurulmaya başlandı. Dahası, son birkaç günden bu yana da İsrail’in yanı sıra ABD ve İngiliz uçakları tarafından da vurulmaya başlandı.

Yemen üzerindeki kara bulutların artması üzerine, bölgedeki Arap kabileleri İsrail’e karşı genel seferberlik ilan ettiler. Bundan sonra her geçen gün kritik.

İRAN, ENERJİNİN KAYNAĞINDA IŞIKSIZ KALDI

Eskiden bir kenti kuşatmaya alan istilacı güç, kalenin her türlü ikmal yollarını keserlerdi. Yiyeceksiz ve susuz kalan kale içindekiler, tahammül edemeyecek duruma geldiklerinde kendilerini yönetenlere düşmana teslim olunması için baskı yaparlar, bu sonuçlanmazsa isyan ederlerdi.

Bugün İran tam kuşatma altına alınmış kale gibi. Yıllardır devam eden Batılı ülkelerin uyguladığı ambargo, artık İran’ı her şeyin yokluğunun çekildiği bir ülke haline getirdi.

Doğalgazda dünyanın en büyük ikinci, petrolde ise dünyanın en zengin kaynaklarına sahip dördüncü ülke olan İran, bugün enerji kıtlığı yaşıyor. Yanlış duymadığınız, elektrik kesintileri artık saatler değil günler sürer oldu.

Elektrik kesintilerinden dolayı resmi daireler çalışamaz, fabrikalar üretemez halde. Ülkede elektrik üretiminin yüzde 86’sı doğalgazdan sağlanıyor. Ancak doğalgaz kaynakları ise pek çok nedenden dolayı işletilemiyor.

İran Enerji Bakanı, geçtiğimiz günlerde yakıt sıkıntısı nedeniyle 13 elektrik santralinin devre dışı kaldığını açıkladı. İran devlet televizyonu Cumhurbaşkanlığı binasının elektriklerinin kesik olduğu görüntüleri paylaştı. Trafik ışıkları bile tasarruf amacıyla devre dışı bırakıldı.

Enerji kıtlığının temelinde Batı’nın uyguladığı ambargo var. Ancak yönetimden kaynaklanan yanlışlar da göz ardı edilebilecek gibi değil.

Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan, yayınladığı video mesajda İran’ın enerji kriziyle baş edebilmesi için halktan evlerindeki ısıyı 2 derece düşürmesini istedi. Davul Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Pezeşkiyan’ın omuzunda ama tokmak dini lider Hamaney’in elinde.

Uzun olmayan bir zamanda İran, Türkmenistan’dan doğalgaz ithal etmeye başlarsa hiç şaşırmamak gerekir.

Bugünkü tabloya baktığımızda elektrik olmadığı için fabrikalar çalışamaz halde. Hükümet, evlerden kısıtlamaya gitmenin daha büyük sorunlara yol açabileceği gerekçesiyle sanayiye giden enerjiyi kısıtlama yoluna gitti. Şehirler, hava kirliliği yüzünden yaşanmaz hale geldi.

Bunun sonucu üretimin düşmesi, işsizliğin artması, derinleşen durgunluk anlamına geliyor. Bütün bunlar, İran’daki molla rejiminin altına konulan dinamit anlamına geliyor.

Tabloya baktığımızda önümüze konulan manzara şöyle: Elektrik kesintileri halkı canından bezdirmiş durumda. “Dokunsan patlayacak” derler ya İran’daki tablo tam da böyle.

Öyle anlaşılıyor ki İran, ambargolar yüzünden “üflesen düşecek” noktasına gelmiş durumda gibi bir manzara sergiliyor. Bu tablo da İsrail’in iştahını fazlasıyla kabartıyor olmalı. Başka hangi ülkelerin kabartacağı ayrı bir soru.

Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ve ekibi, bir an önce bahar gelmesini dört gözle bekliyor. Öteki ülkeler ise oluşan tepki ortamından bir halk ayaklanmasıyla rejim değişikliğinin yaşanacağı X gününü dört gözle bekliyor.

Ayaklanma olduğunda devrimin ne kadar kanlı olacağını Sipah-ı Pasdaran-ı İnkılab-ı İslami ya da bilinen adıyla Devrim Muhafızları Ordusu belirleyecek.

Bölgedeki istikrarsızlık dalgası, muhtemelen on yılları aşan bir sürece yayılacak. 2010’ların başında Arap Baharı kandırmacasıyla yapılamayanlar, bu kez hayata geçiriliyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version