CUMALİ ÖNAL | HABER ANALİZ
Yarım yüzyıldan fazla süren ‘Esad rejimi’ sona erdi. Baas rejimi, geride alt ve üst yapısıyla, resmi kurumlarıyla, ordusuyla, ekonomik ve toplumsal dinamikleriyle yok olmuş, darmadağın bir ülke bıraktı… Bu ülkeyi toparlama görevi de geçmişi El Kaide terör örgütüyle anılan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) adlı bir örgüt ve onun lideri Muhammed el Colani’ye kaldı.
Colani’nin ülkeyi toparlayamayacağı, toparlasa bile Talibanvari çağdışı bir rejim inşa edeceğine dair hem Türkiye’de, hem de uluslararası camiada genel bir kanaat var. Her ne kadar ‘ılımlı’ mesajlar verse de, geldiği gelenek, başında bulunduğu ve ona destek veren örgütlerin yapısı ve de Taliban örneği Colani’ye yönelik büyük bir önyargı oluşmasına sebebiyet veriyor.
Muhammed el Colani’nin bu ağır yükün altından kalkıp kalkamayacağı büyük bir soru işareti. Devasa ekomik sorunlar var. Son açıklamalara bakılırsa Esad, ‘tam takır’ bir kasa bırakmış gibi görünüyor… Kaldı ki, başta İsrail ve Türkiye olmak üzere Colani’nin işini daha da zorlaştıran komşu ülkeler de bulunuyor.
İsrail, merkezi yönetimi zayıf bir Suriye istiyor
İsrail, merkezi yönetiminin zayıf olduğu konfederal yapıda, hatta küçük bir hamleyle parçalanacak bir Suriye istiyor. Türkiye ise tam tersi Kürtlerin çok fazla söz sahibi olmadığı, merkezi yapısı güçlü bir rejim tasavvur ediyor.
Esad rejiminin çökmesiyle birlikte Suriye‘de kazananlar sınıfının başında yer alan iki ülke hemen hamlelerine de başladılar. İsrail güneyde, bir yandan Golan Tepeleri’ndeki işgalini daha da genişletirken, diğer yandan ülkenin can damarı askeri noktaları, ekonomik alt yapıyı, hatta resmi kayıtları dahi imha ediyor.
Amacını ‘silahların radikal grupların eline geçmesini engellemek’ olarak açıklasa da İsrail’in gerçek amacının ‘yeni bir yönetim inşa edecek olan HTŞ liderliğindeki grupların elini kolunu bağlayarak, bu grupları daha da radikalleştirmeye ve bir iç savaş çıkarmaya çalıştığı’ ortada. Bir iç savaşın ülkenin birkaç parçaya bölünmesi, parçalanmış bir Suriye‘nin ise İsrail’in en fazla çıkarına yarayacağı senaryo olarak tasvir ediliyor.
Türkiye için kabus olur!
Ancak parçalanmış bir Suriye başta Türkiye olmak üzere bölgedeki diğer Arap ülkeleri için de bir kabus anlamına geliyor. Dolayısıyla İsrail’in bu projesini uygulaması çok kolay görünmüyor.
Bütünlüğünü korumuş bir Suriye ise Türkiye’ye ‘şimdilik‘ diyeceğimiz önemli fırsatlar sunuyor. Çok zor ihtimal olsa da birlik ve bütünlüğünü korumuş, iç istikrarı sağlamış bir Suriye senaryosu üzerinden gidecek olursak;
1- Türkiye Akdeniz’e açılan bir Kürt koridorunu varlığına tehdit olarak görüyor. Bu amaçla Fırat Nehri’nin batı yakasının Kürtlerin kontrolünde olmasını istemiyor.. Şu ana kadar ABD ile de ortak hareket ederek bunu başarmış görünüyor.
2- Suriye’nin yeniden inşası için on milyarlarca dolar harcanması gerekiyor. Türkiye, ülkenin yeniden inşasında birincil rol oynayabilir.
3- Ülkenin siyasi inşasında da Türkiye öncü rol alabilir. HTŞ yönetimindeki yeni iktidar eskisi kadar Türkiye’ye ihtiyaç duymasa dahi, en güçlü komşusu durumundaki Türkiye’nin rağmına şimdilik herhangi bir adım atması kolay değil.
4- Türkiye 2011 öncesi gibi bölgede izlediği ‘yumuşak güç’ politikasını uygulayarak, hayal ettiği Avrupa Birliği benzeri bir yapıyı Ortadoğu’da da tesis edebilir. Türkiye bu projeyi o dönem sıklıkla dile getirmiş, bölgedeki pek çok ülkeyle –Filistin de dahil, serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak bunun alt yapısını oluşturmaya çalışmıştı. İsrail de Türkiye’nin bu politikasına olumlu tepki vermişti.
5- Türkiye’nin bu politikasını uygulaması durumunda bölgede bir barış zemini oluşturulması da kolaylaşacak, bundan İsrail de faydalanacak.
6- Türkiye’nin öncülük edeceği bu tür bir proje İran’ın Şii Hilali hayallerini de suya düşürecek, Tahran’ın bölgede daha ılımlı politikalar izlemesinin de yolunu açacak.
7- Bölgede yaşanacak bir yumuşama ortamından Kürtler de faydalanacak, yaşadıkları ülkelerde daha fazla söz sahibi olabilecekler.
İmkansız değil ama çok zor!
Bu liste daha da uzatılabilir. Tüm bu senaryoların gerçekleşme ihtimali var mı; elbette var. Ancak çok zor… Eğer bu senaryo gerçekleşmez ve Suriye parçalanırsa Türkiye için kabus başlıyor demektir. İşte bu senaryo pandoranın kutusunun açılması anlamına geliyor. İç savaş, kaos, kargaşa belki bir süreliğine bazı ülkeler avantaj sağlayabilir ancak uzun vadede bu senaryo hiçbir ülkeye fayda getirmeyecek.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***