Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Milyar dolarlık adam’ ve Petlas’ın iç edilme öyküsü

‘Milyar dolarlık adam’ ve Petlas’ın iç edilme öyküsü


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Hani derler ya “Durduk yere oldu!”

İşte Petlas’ın ülke gündemine gelmesi de tam öyle oldu. Aileden kendini bilmez bir isim, yıllar içinde zorla yıkanmaya çalışılan kirli çamaşırların yeniden ortaya serilmesine neden oldu. Ne olduğunu dünden bu yana haberlerde ve sosyal medyada takip ediyor olmalısınız. Gerçi TV’ler reklam kaygısıyla olayı görmezden gelmeye çalıştı ama sosyal medya olayı iki günden bu yana çevirip duruyor.

İzlemeyenler için bir iki cümle ile özetleyeyim. Petlas’ın Yönetim Kurulu Üyesi ve medya yüzü Abdülkadir Özcan, THY’nin Dubai-İstanbul seferini yaparken içkiyi fazla kaçırıp fena dağıtmış. Tartıştığı THY görevlisine fena hönkürmüş: “Gel buraya lan. Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben milyar dolarlık adamım. Türkiye’yi satın alırım.”

 

“Türkiye’si satın alacak” bu adam, Dubai’ye gezmeye ya da alışverişe değil şirketi adına gitmiş. 12 Aralık’a kadar devam eden Automechanika Dubai fuarında şirketini temsil etmiş.

PETLAS, SAVUNMA SANAYİİNİN TEMEL KURULUŞLARINDAN İDİ

Petlas, 1974 Kıbrıs çıkarmasından sonra kurulan şirketlerden birisi. Bilindiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’a girdikten sonra ABD, Türkiye’ye geniş kapsamlı bir ambargo uygulamaya başlamıştı.

CHP-MSP koalisyon hükümetinin başbakanı Bülent Ecevit’in öncülüğünde “Bir ülkenin güvenliğinin başka bir ülkenin inisiyatifine bırakılamayacağı hususunda acı bir ders olan” bu ambargodan sonra bir dizi adımlar atıldı.

PETLAS Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. bir kamu kuruluşu olarak 1976’da PETKİM bünyesinde dışa bağımlılığı azaltmak üzere motorlu taşıt lastikleri üretmek amacıyla hayata geçirilmek istendi. Askeri uçak lastiği de üretme hedefiyle yola çıkılan tesislerin temeli 31 Ocak 1977’de Kırşehir’de atıldı.

Petlas kuruldu ama kuruluşu ile üretime geçişi arasında uzun yıllar olduğu için güncel teknoloji sorunu yaşadı. Deneme üretimine 1989’da başlayan Petlas’ın teknolojisi Japon Yokohama’dan Çekoslovak Barum lisansına yönlendirildi.

PETLAS YATIRIMI VE SATIŞ ÖYKÜSÜ

1 milyar 186 milyar dolarlık olduğu söylenen yatırım, daha üretime başlarken ölü doğmuştu. 1991’de Petkim’den ayrılarak özelleştirilmesi yoluna gidildi. Alıcı çıkmayınca 5 Nisan 1994 kararları ile kapısına kilit vuruldu.

Petlas işçilerinin uzun süren eylemleri ve Ankara’ya yürümeye başlamaları üzerine telaşlanan hükümet, fabrikanın yeniden üretime başlamasını ve teknolojisinin yenilenmesine karar verdi. Şirketin küçük maddi desteklerle kurtarılamayacağı anlaşılınca satışa çıkarıldı. 65 milyon dolara İran kökenli Nadir İmpex’e satıldı. Ancak bu şirket teminatı yatıramadığı için satış iptal edildi.

Tansu Çiller hükümeti, akim kalan bu satış girişiminin hemen ardından lastik sektörü ile hiç ilgisi olmayan Kombassan Holding’e 37,5 milyon dolara sattı.

AK Parti’nin iktidara geldiği ilk yıl içinde Petlas işçileri, haklarını alamadıkları gerekçesiyle greve gitme kararı aldı. Bakanlar Kurulu, 2 Temmuz 2003’te başlayacak grevi, “milli güvenlik” gerekçesiyle erteledi.

KOMBASSAN, AKO’YA SATTI

Çok ortaklı holdinglerin sıkıntıya girmesi üzerine Kombassan, Petlas’ı 2005 yılında Abdulkadir Özcan firmasına (AKO) 70 milyon dolara devretti.

Eski araba lastiklerini toplayarak onlara kaplama yapıp yeniden satmasıyla tanının Abdulkadir Özcan, şirketin yeni sahibi olarak Petlas’ta bir yatırım süreci başlattı. 2005-2010 arasında çoğunluğu yenileme alanında yapılan yatırımlarla Petlas ayağa kaldırıldı ve “yüzde 100 yerli ve milli” sloganıyla reklam kampanyalarına girişti.

Çanakkale Savaşı’nın çok bilinen Mehmet Muzaffer Asteğmenin araba lastiği temin etme hikayesini reklam filmine uyarlayıp ekranlarda yayınlaması hayli ses getirdi.

Yürütülen kampanyalar sonunda Petlas, pazar payını iş ve tarım makinalarında yüzde 50’nin üzerine taşıdı, otomobilde ise yüzde 5’ler düzeyine oturttu. Kendisine de hedef olarak yüzde 70 ve 15’i hedef olarak koydu.

Petlas’ta işçi alacakları ve maaşlar hep tartışılmaya devam etti. AKO’nun kurucusu Abdulkadir Özcan, 2008 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra imam cemaatten helallik isteyince Said Açıkgöz isimli bir şahıs, gelecek muhtemel tepkileri göğüsleyerek “Helal etmiyorum!” diye bağırdı. Gazetecilerin sorusunu cevaplandıran Açıkgöz, kendisinin Petlas’a iş yaptığını ancak parasının ödenmediğini belirterek hakkını helal etmediğini söyledi.

DEDEDEN, TORUN ABDULKADİR ÖZCAN’IN THY REZALETİNE

“Yerli ve milli tek lastik firması” sloganıyla kullanıcıların karşısına çıkan Petlas, son yıllarda Türkiye’nin en büyük 100 sanayi kuruluşundan birisi haline geldi. Ne var ki Petlas, ne kurumsal vergide ne de gelir vergisi sıralamasında yer aldı.

“Türkiye’yi satın alabilen” Abdulkadir Özcan’ın yöneticisi olduğu şirkete 3 yılda toplam 167 milyon TL vergi tahakkuk etti. Koç Holding’in sadece 2023 yılı vergi tahakkuku 1,2 milyar TL olduğu düşünülürse, “Bu adama Türkiye’yi ucuza mı kaptırdık?” demeden geçemiyorsun.

Muhafazakar yapısıyla bilinen Özcan ailesinin, yine muhafazakar kimliğiyle tanınan oğulları dedesinin adını taşıyan Abdulkadir Özcan, alkol alıp uçağı birbirine katıyor. Almanlar, “kadeh içinde, denizdekinden daha çok insan boğulmuştur!” der. İngiliz şair Geoffrey Chauer, (1340-1400) “İçkinin bağırdığı yerde, ahlak ve utanç susar!” sözünü Petlas yöneticisi için söylemiş olmalı.

AK Parti döneminde yeni zenginler ve zenginlikler türedi. Zenginliğin sindirilmesi için birkaç neslin geçmesi gerekiyor. Eskilerin söylediği bir söz vardı:

Zenginler, fakir düşse bile üç nesil boyunca eski zenginliğin kokusu gitmezmiş.
Fakir, zenginleşse bile üç nesil boyunca eski fakirliğinin kokusu gelirmiş.

Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu sinirlendirmenizi öneririm. Öfkenin asla sahtesi olmaz.

Bazen milyar dolar bile insanı rezil kepaze etmekten koruyamıyor. Kamuoyunun gazını almak isteyen şirketin öteki yöneticileri, Abdulkadir Özcan’ı yönetim görevinden almışlar. Anlaşıldığı kadarıyla akşam evde aile büyükleri, “Sen resmiyette görünme, milletin gazı alınsın.” demişler.

TOPLUMU SOYAN SOYANA!

Bu ülkeyi en kolay soymanın yolu, din ve milliyetçilik maskesi takılarak yapılıyor. Petlas’ın kaderi, özelleştirmenin gerçekleştiği 1997’den bu yana hiç değişmedi. Bu senaryolar her sahneye konduğunda prim yaptığını unutmayın.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version