Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Trump’un hedefi: ‘Amerika A.Ş.’

Trump’un hedefi: ‘Amerika A.Ş.’


ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Dünya nefesini tuttu, ABD seçimlerinin galibi Donald Trump’ın kabinesi için seçtiği isimleri izliyor ve tartışıyor desek abartı olmaz. Zaten nev-i şahsına münhasır bir kişilik olan Trump’ın sıra dışı işler yapacağı az çok tahmin ediliyordu. Ancak şu ana kadar açıkladığı isimler, en sıkı Cumhuriyetçileri bile şaşırttı. Hatta bazı isimler piyasaya düşünce fanatik Trump destekçileri bile “Galiba başkan bizi trollüyor” yorumunu yaptı.

Trump, seçim zaferinin hemen ardından, ilk olarak Beyaz Saray’daki en kritik koltuk olan genel sekreterlik için Susie Wiles’i atadı. Wiles, uzun yıllardır tanınan güçlü bir figür. En belirgin özelliği Trump’a olan sadakati ve mücadeleci kişiliği.
ABD’nin yeni başkanı, Wiles’tan sonra seçim vaatleri arasında öne çıkan sınır güvenliği ve ulusal güvenlikle ilgili atamalar yaptı.

Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak Mike Waltz’ı seçti. Türkiye ve özellikle Erdoğan için can sıkıcı bir atama olduğu tartışmasız. Çünkü Waltz, anti-demokratik uygulamaları ve otoriter eğilimleri nedeniyle Erdoğan’ı eleştiren bir isim.
YPG ve Suriye konusunda da Türkiye’den çok farklı düşünüyor. Hatta Türkiye’nin Suriye’deki varlığını “işgal” olarak tanımlamıştı.

Trump’ın sınır güvenliği için seçtiği isim ise Tom Homan. Eski bir polis olan ve uzun yıllardır Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yönetiminde görev yapan Homan, yasa dışı göçmenlere karşı sertlik yanlısı tavırlarıyla biliniyor.
Homan, yasadışı göçmenleri bulmak için gerekirse kapı kapı dolaşacağını açıklayan bir bürokrat.

Trump’ın yakın çalışma ekibine aldığı en tartışmalı isimlerden biri şüphesiz Stephen Miller. Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanacak olan Miller, Cumhuriyetçiler için bile “fazla radikal” bulunan fikirlere sahip.
Miller, Trump’ın en çok güvendiği danışmanlarından biri.

Trump’ın kabine oluşturma çalışmalarında en çok konuşulan isimlerden biri şüphesiz Elon Musk ve Vivek Ramaswamy. Trump, bu iki isme Hükümet Verimliliği Bakanlığı’nı veriyor.
Söz konusu bakanlık, hükümet bürokrasisini küçültmek, israfı önlemek ve federal kurumları yeniden yapılandırmaktan sorumlu olacak.

Trump, seçimi kazanmasında büyük emeği olan Musk’a “Amerika’yı Kurtarma Harekâtı” görevi verdiğini söylüyor.

FOX TV sunucusu, Savunma Bakanı oldu

Trump, Savunma Bakanlığı’na öyle bir isim seçti ki Cumhuriyetçiler bile şokta.
Pete Hegseth, yeni Savunma Bakanı olacak.

Cumhuriyetçilerin favori TV kanalı Fox News’te sunuculuk yapan Pete Hegseth, eski bir asker; Irak, Afganistan ve Guantanamo’da görev yaptı. Hegseth, aktif görevdeki 1,3 milyon asker (Ulusal ve yedek muhafızlarla birlikte 2,5 milyon) ve 900 milyar dolarlık bütçeden sorumlu olacak.

Bu haber, askeri çevrelerde şok etkisi yaptı. Öyle ki alışılmadık şekilde “isminin açıklanmasını istemeyen askeri yetkililer” Hegseth’i eleştiren açıklamalar yaptılar.
Hegseth için yapılan en temel eleştiri, hiçbir devlet tecrübesinin olmaması.

Marco Rubio Dışişleri Bakanı

ABD sistemi içinde en önemli bakanlık şüphesiz Dışişleri Bakanlığı.
Trump, bu koltuğa Florida Senatörü Marco Rubio’yu aday gösterdi. Küba kökenli Rubio, Senato onayı alırsa bu göreve gelen ilk Latin kökenli siyasetçi olacak.
Rubio, 2011’den bu yana Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde yer alıyor ve Türkiye’yi yakından takip eden siyasetçilerden biri.
Florida Senatörü Rubio, insan hakları ihlalleri konusunda Türkiye’ye dönük sert eleştirilerde bulunan bir siyasetçi. Erdoğan rejiminin Rusya ve Venezuela ile ilişkilerini de yakın takip ediyordu. Trump’ın bu tercihi de Erdoğan rejimi için hayra alamet değil.

En tartışmalı atama; Adalet Bakanlığı

Gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere.  ABD’nin müstakbel başkanı Trump’ın en tartışmalı ataması, en kritik bakanlık olarak görülen Adalet Bakanlığı’na oldu.
Floridalı Matt Gaetz, çok tartışmalı bir isim çünkü daha önce cinsel taciz, seks skandalları ve uyuşturucu kullanma suçlamalarıyla soruşturmalara konu olmuştu.

Trump’ın sürpriz bir şekilde Gaetz’in ismini ortaya atması, Cumhuriyetçiler arasında bile şok etkisi yaptı. Hatta Trump’a yakın medya bile bu haberin doğruluğunu tartıştı.

Gaetz, hukuk ve adalet konusunda radikal fikirleri ile tanınıyor. Mesela, “dize gelmezlerse hem FBI hem de Adalet Bakanlığı’nın lağvedilmesini” önermişti.
Sorgusuz sualsiz Trumpçı olması ile bilinen Gaetz, kongre baskını ve sonrasında yaşanan olaylara neden olanları da “vatansever Amerikalılar” olarak tanımlamıştı.
Açıkçası Trump, öyle bir isim önerdi ki kendi partisinden bile destek bulamayabilir.

Çünkü Gaetz ile ilgili Temsilciler Meclisi Etik Komitesi, çok sayıda suçlamayla ilgili soruşturmayı henüz bitirmiş değil. Birçok Cumhuriyetçi eleştirel yorumlar yaptı ama Gaetz’e en sert tepkiyi, Trump’ın ilk döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yapan John Bolton gösterdi. Bolton, “Amerikan tarihinde bir kabine pozisyonu için en kötü aday,” dedi.

Trump, Gaetz gibi tartışmalı bir ismi Adalet Bakanlığı’na atarken bununla da durmayıp bir başka tartışmalı adım daha attı. Bakanlığın iki numarasına kendi avukatı Todd Blanche’yi atadı. Blanche, Trump’ın bu yıl New York’ta görülen ve 2016 yılında bir porno yıldızına yaptığı sus payı ödemesi nedeniyle iş kayıtlarında tahrifat yapmaktan 34 suçlamanın tamamından mahkûm edilmesiyle sonuçlanan davasında baş avukatıydı.

Trump’ın bu hamlesi, kendisini yargılayan adalet sistemine radikal bir cevap olarak okundu.

Trump’ın çılgın kabinesi bu isimlerle sınırlı değil. Mesela BM Daimi Temsilciliği’ne Kongre üyesi Elise Stefanik’i atadı ki Stefanik, Gazze işgali sırasında takındığı katı İsrail yandaşlığı ile gündeme gelmiş bir isim.

İstihbaratın başına şahin isimler

CIA Başkanlığı’na ise John Ratcliffe getirilecek. Diğer görevlendirmeler gibi Ratcliffe de Trump’a sadakati ve aşırı sağcı görüşleriyle biliniyor. Ulusal İstihbarat Direktörü ise Tulsi Gabbard olacak. Gabbard, Erdoğan’ı “İslamcı bir megaloman” olarak tanımlamış ve Türkiye’yi IŞİD’i desteklemekle suçlamıştı.

Trump’ın bir diğer tartışmalı tercihi ise Sağlık Bakanlığı’na Robert F. Kennedy Jr.’ı ataması oldu. Kabinedeki diğer isimler gibi Trump’a sadakati ile öne çıkan Kennedy, aynı zamanda sıkı bir aşı karşıtı. Aynı zamanda avukat olan ve büyük ilaç şirketlerine açtığı davalarla adından söz ettiren Jr. Kennedy, COVID-19’a yönelik eleştirel yaklaşımlarıyla da gündeme geldi.

Trump, intikam almaya geliyor 

Malum olduğu üzere, ABD sisteminde üst düzey bürokratlar seçilmiş başkanla gelip onunla gidiyor. Biden döneminin bitmesi ve Trump döneminin başlamasıyla birlikte boşalıp doldurulacak tam 4 bin kadro var. Bunların 2 bin küsürü Senato onayı gerektiriyor.

Trump, başkanlığının ilk döneminde Cumhuriyetçi Parti azınlıkta olduğu için Senato onaylarında büyük sıkıntı yaşamış ve birçok ismi onaylatamamıştı. Bu kez durum farklı. Cumhuriyetçiler hem Beyaz Saray’da hem de Kongre’de çoğunlukta. Özellikle Adalet Bakanlığı için önerilen Gaetz’e kendi partisinden bile tepkiler olsa da Trump’ın onay sürecinde kriz yaşaması beklenmiyor.

Peki, şu ana kadar açıklanan isimler bize ne söylüyor? Trump neden bu kadar İsrail yanlısı, aşırı sağcı ve radikal isimleri tercih ediyor?

Washington’daki Yahudi lobisi Trump’ın tercihlerinden çok memnun. Hatta ismini açıklamadan demeç veren bazı kaynaklar, “Biz olsak ancak bu kadarını yapardık,” diyor. Mesela İsrail Büyükelçisi olarak atanan Mike Huckabee, “Filistin diye bir halkın olmadığını, bu toprakların Tanrı tarafından İsrail’e verildiğini ve iki devletli çözümün aptalca olduğunu” savunuyor.

Atamalar bize şunu gösteriyor: Trump, devletle hesaplaşmaya geliyor. Özellikle Adalet Bakanlığı, Pentagon ve İstihbarat Teşkilatlarına atadığı isimler, ilk döneminde kendisine engel çıkaran kurumlardan intikam alma isteği olarak görülüyor.

Öne çıkan diğer bir konu ise Trump’ın liyakatı hiç dikkate almadan sadakati tercih etmesi. Kabinesi, “ateşli müttefiklerden” oluştu denebilir.

Eğer Senato onayları gerçekleşirse, özellikle Adalet Bakanı Gaetz, Savunma Bakanı Hegseth ve İstihbarat Direktörü Gabbard, Trump’ın “devlete karşı ilan ettiği savaşın” öncü birlikleri olacaklar.

Trump, ilk dönemindeyken kendisini engelleyen ve görevden ayrıldıktan sonra kendisini hedef alan bürokratların peşini bırakmayacak gibi gözüküyor.
Hatırlanacağı üzere, Trump’ın birçok uç fikri, tecrübeli bürokratlarca engellenmişti.

İşte yeniden Beyaz Saray’a gelen Trump, şimdi o isimlere hesap sormaya hazırlanıyor. Trump’ın işi bu kez daha kolay. Çünkü Kongre’de çoğunluk kendi partisinde. Ayrıca ilk dönemindeki gibi kendisine “hayır” diyebilecek bürokratlar da yok. Kişisel sadakatin tek kriter olduğu yeni atamalardan sonra Trump, ABD’yi bir nevi A.Ş. gibi yönetmeyi planlıyor.

ABD başkanlarının ikinci döneminin ilk iki yılı çok önemlidir. Çünkü iki yıl sonra ara seçimler var ve görevdeki başkanlar genellikle o ara seçimlerde puan kaybeder.
Trump, kafasındaki radikal değişiklikleri ilk iki yılda yapmak zorunda.

Yani macera dolu bir iki yıl göreceğiz. Bence kemerlerinizi bağlayın.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version