Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bahçeli’nin yeni bombası!

Bahçeli’nin yeni bombası!


NECİP F. BAHADIR | YORUM

Gözüm, kulağım MHP grubunda, Devlet Bahçeli’nin yapacağı açıklamadaydı. Hayır, ‘yeni bir bomba’ beklediğimden değil, acaba istifası istenen ve partiden uzaklaştırılan 3 milletvekili konusunda ne söyleyecekti? Sadece 50 milletvekili bulunan bir partide 3’ü kapı önüne konuyorsa mutlaka bir sebebi olmalı, sağlam gerekçesi bulunmalı.

Bahçeli hiç o konuya girmedi. Milletvekillerinin istifasının neden istendiğini tam anlamıyla bilen yok. Sadece iddialar var; altın kaçakçılığı soruşturmasında adlarının geçtiği söyleniyor… İddialardan biri bu. Uyuşturucu ticaretine bulaştıklarını ithamını ileri sürenlere de rastladım. Eğer parti yönetimi tatmin edici açıklama yapmazsa ‘senaryo ve komplo teorilerinin’ önünü alamaz. Bahçeli, bir şeyler söylemeliydi.

İki ay önce AKP Adana milletvekili Ahmet Zenbilci partisinden istifa etti. Gerekçesi hemen öğrenildi; aracında uyuşturucu bulunmuş, oğlu tutuklanmıştı. Operasyonu yapan polislerin MHP kökenli olduğu ve haberi hemen sızdırdığı iddiası da var kulislerde. AKP yönetimini olayı ‘örtbas’ edecek fırsat ve imkan verilmedi. AKP ile MHP arasında alttan alta süren kavganın işaret ve sonuçlarından biri bu.

Saray’da Erdoğan’la Bahçeli buluşmasında ‘3 milletvekilinin’ gündeme geldiği  söylentisi var kulislerde. Erdoğan, ‘3 milletvekili hakkında’ Bahçeli’yi bilgilendirdiği doğru olabilir mi? Mümkün. Dosyanın içeriğinde acaba ne var? 3 milletvekili acaba hangi suça bulaştı? Eğer öyleyse, Bahçeli anında gereğini yaparak ‘dosyanın koz olarak’ kullanılmasını engelledi. Çünkü ‘dosya siyaseti’ Erdoğan’ın bugüne kadar en iyi yaptığı şey.

MHP’den 3 milletvekilinin istifası kolay kapatılacak veya görmezden gelinecek konu değil, biliyorum. Fakat manşetlere çıkan başka bir mesele var. Öcalan açılımını zamana bıraktığı izlenimi veren Bahçeli herkesi şaşırttı, ‘yeni bombayı’ Erdoğan’ın kucağına bırakıverdi. ‘Yeni bomba’ yerine ‘ateşten top’ da diyebilirsiniz. Her ikisini de kolayca etkisiz hale getirmek zor. Erdoğan’ın kaçacak yeri kalmadı. Top olsa taça atardı. Fakat bu kez meseleyi geçiştirmesi güç.

Geçen hafta Erdoğan ve Bahçeli ayrı ayrı yaptığı açıklamada aralarında kesinlikle ‘görüş ayrılığı’ olmadığını, bu yöndeki söylentilerin art niyetli olduğunu söyledi. Erdoğan, soruya rağmen Öcalan konusuna girmedi fakat, “İlave adımları konuştuk!” dedi. Neydi o ilave adımlar? Bilen yok. Acaba Bahçeli’nin yeni bombası ilave adımlardan biri olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Bahçeli 12 Ekim’de iktidar güzergahını terk etti ve kulvar dışına çıktı, kendi açtığı yolda yürüyor.

Ters istikamette ilerliyorlar!

Erdoğan’ın yürüyüşü paralel değil tam zıddına, aksi istikamette yol alıyor. Esenyurt’la başlayan Mardin’le zirveye çıkan kayyım atamalarının Bahçeli’ye cevaptan başka mesajı olabilir mi? Bahçeli ile görevden alınan Ahmet Türk arasındaki ‘samimi ve can ciğer ilişkiyi’ bilmeyen yok. Ahmet Türk’le görüşme yapıp yapmayacağı sorusuna Bahçeli’nin verdiği şu cevaba bakın; “Görüşme talebi olmadı ama arzusu olursa her zaman görüşürüz. Ağaların kapısı her zaman açık olur.”

Ahmet Türk’e Devlet Bahçeli’nin kapıları ardına kadar açık.

Bu sözlerde Erdoğan’ın ‘kayyım politikasına’ bir gönderme yok mu? Erdoğan’a bir mesaj değil mi? Nerede kaldı, geçen haftaki “Aramızda görüş ayrılığı yok!” açıklaması? Ahmet Türk konusunda bile Erdoğan başka yerde, Bahçeli başka yerde duruyor. Bu gerçeği görmemek için kör olmak lazım; ya da aklını AKP’ye kiralamış yandaş?

Bu da mı gol değil?

O kadar çok emare var ki ortakların ayrıştığına ilişkin… İmralı’da Öcalan’a 6 aylık avukat görüş yasağı kondu. Bahçeli’nin, “Meclis’e gelsin, konuşsun!” dediği Öcalan’ın avukat görüşünün bile yasaklanması olağan bir hal olarak görülebilir mi? Kararın siyasi ve Ankara kaynaklığı olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Bu yasak da Erdoğan’dan Bahçeli’ye mesaj? Şimdi, “Erdoğan’la Bahçeli arasında bilek güreşi var.” diyen Mümtazer Türköne haksız mı?

Şimdi Bahçeli’nin grupta söylediği, ‘yeni bomba’ diye nitelediğim şu sözleri birlikte okuyalım; “MHP her sözünün arkasındadır. 22 Ekim tarihinde ne dediysek onun arkasındayız. İmralı ile DEM grubu arasındaki yüz yüze temas olmalıdır. Görüşlerimizden kesinlikle vazgeçmeliyiz…”

Saray’daki buluşma da yetmedi!

Öcalan ile DEM arasında yüz yüze görüşmenin zeminini ve imkanını hazırlayacak olan kim? AKP iktidarı… Erdoğan yani. Tam ‘Buyur burdan yak!’ çıkışı bu. Avukatlara bile yasak koyan irade DEM ile Öcalan’ı yüzyüze görüştürür mü? ‘İlave adımlardan biri’ ve ‘aralarında görüş ayrılığı’ yoksa tabii. Erdoğan ne diyecek bu teklife? Duymazdan mı gelecek? “Terörsüz Türkiye konusunda mutabıkız!” sözleri vaziyeti kurtarmaya yeter mi? Bahçeli’nın çıkışını ‘sürekli el yükselterek’ sürdürdüğünün farkında olmaması mümkün mü?

Saray’daki buluşma da Bahçeli’nin hızını kesemedi. Bahçeli’yi ikna edebilmiş değil. Görünen o.

MHP lideri’nin ‘yeni bomba’ kapsamında değerlendirilmesi gereken başka cümleleri de var; ‘Terör çıkmaz sokaktır. Kürt kardeşlerimizin terör örgütleri ile ne ilgisi ne ilişkisi vardır. Yeterince çile çekildi, yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil, kucaklayıcı siyaset hedefimizdir…’. Bahçeli gerçekten kendisini aştı. MHP’nin katı, güvenlikçi ve devletçi siyasetini bir kenara bıraktı. ‘Savaş’ yerine ‘barış’ dedi. ‘Silah seçenek değil’ sözü Bahçeli’nin ağzından çıktı. Başka birisi söyleseydi, savcı çoktan harekete geçmişti.

Erdoğan’ın siyasetinin tamamen silahtan ibaret olduğunu bilmem hatırlatmaya gerek var mı?. Erdoğan, ‘güvenlikçi politika’ dışındaki diğer seçenekleri tümüylü devre dışı bırakmış durumda. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Suriye’ye operasyon her an olabilir.” dedi. İçeride ve dışarıda AKP’nin tek gündemi askeri operasyonlar. Bahçeli ise ‘silah değil, kucaklayıcı siyaset’ diyor. Erdoğan ile Bahçeli’nin zıt kutuptalara savrulduğunu siz de görmüyor musunuz? Bu manzara ‘iyi polis, kötü polis’ denklemiyle izah edilemez ki Erdoğan hiçbir zaman ‘kötü polis’ rolü oynamak istemez.

İşareti alan DEM hazırlıklara başladı

DEM’in Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, Bahçeli’nin yeni bombasının ardından Öcalan’la görüşme yapmak için Adalet Bakanlığı’na başvuracaklarını açıkladı. Avukatlarını bile görüştürmeyen AKP iktidarı DEM’e ‘Buyrun görüşün…’ diyebilir mi? Kararı bakanlık falan değil doğrudan Erdoğan verecek. Bahçeli’nin çıkışları ‘sürece veya projeye’ dönüşmeden DEM ile Öcalan arasında görüşme beklemek safdillik olur.

Burada, CHP lideri Özgür Özel’in gazetecilere söylediği bir cümlesini hatırlatmak isterim; “Erdoğan, Bahçeli ile ilgili meselede hala, daha tedirgin bekliyor…

Bahçeli’nin son bombası Erdoğan’ın tedirginliğini tavan yapmıştır herhalde. Tedirginliğin yerine öfkenin alması uzak değildir. “Bahçeli ne yapmaya çalışıyor?” diye sorduğunu sanmıyorum. Niyetini ve hedefini çözmüş olmalı. MHP lideri, ittifakı bozarak erken seçim bombasını patlatacağı ‘G’ gününün taşlarını döşüyor. Erdoğan ‘tedirgin’ olmasın da kim olsun! Seçim ve sandık bir devrin yani ‘Erdoğan döneminin kapanması’ demek.

Bahçeli’nin çıkışlarını barış ve çözüm sürecine katkı olarak yorumlayanlara cevabım, DEM’li Ayla Akat’ın şu sözleri olur; “Ben parlamentoda yıllarca bunun için mücadele vermiş, demokratik çözüm için ve nihayetinde barış için mücadele etmiş bir siyasetçi olarak Sayın Bahçeli bu cümleleri kurduğunda kaygılandıysam, birçok insan kaygılanmıştır. Hukuk düzenlemesi olmadan Türkiye’nin en hassas konularından biri hakkında konuşuyor. Bu, Türkiye toplumuna bırakılmış bir bombadır.”

Ne diyordu şair; “Anlatabildik mi arkadaş, acaba / Körebe bitti, duvarı kaldır at…”

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version