Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘OKAN BATO’ DOSYASI | Yargıtay, beraat ettirmeye utanınca… 

‘OKAN BATO’ DOSYASI | Yargıtay, beraat ettirmeye utanınca… 


ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Haberi, X platformunda tesadüfen gördüm. Erdoğan rejimi ve müttefiki ‘Ulusalcı’ cephenin ‘kahraman savcısı’ Okan Bato hapis cezası almış. Savcı Okan Bato’yu yıllardır takip ettiğim ve hakkında çok yayın yaptığım için hemen haberin detaylarını araştırmaya giriştim.

Fakat o da ne ?

Havuz medyasının manşetlerinden düşmeyen, Uğur Dündar gibi gazetecilerin, Oda Tv gibi platformların kefil olduğu Bato’nun hapis cezasına dair tek satır haber göremedim. Anadolu Ajansı başta olmak üzere, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve Anka Haber Ajansını taradım. Yargı çevrelerinden haberler veren haber sitelerini ve gazetecileri de tek tek gözden geçirdim.

Yok!

En popüler, ‘en kahraman savcı’ Okan Bato’nun hapis cezasına dair tek satır bilgiye ulaşamadım. Belki ertesi gün haber olur diye ikinci günü bekledim ama yine yoktu. Fakat pes etmedim ve araştırmalarım sonucu Yargıtay’ın ilgili kararını buldum. Evet, adı manşetlerden düşmeyen, Erdoğan rejiminin gözde savcısı Okan Bato işlediği suçlar nedeniyle Yargıtay’da hapis cezası almıştı.

Ama durun; hemen heyecanlanmayın!

Rejimin Yargıtay’ı ‘suçu sabit’ görülen Okan Bato’ya yatarı olmayan yani hapse girmesine yetmeyecek sembolik bir hapis ve para cezası vermiş. Yargıtay bu karar ile ‘Utanmasak beraat verecektik ama Okan Bato o kadar suç işledi ki biz bile ona beraat vermeye utandık!’ demiş oldu.

15 Temmuz kumpasında aktif rol oynadı

Davanın seyrini ve HSK‘nın Bato ile ilgili tespitlerini hatırlatayım ki Yargıtay’ın olay savcı için verdiği 2 yıl 11 ay hapis ve 33 bin liralık para cezasının nasıl bir ‘ödül‘ olduğunu görün.

Ama önce gazeteci meslektaşlara dair bir not düşmek şart.

Savcı Bato, başta Uğur Dündar ve Odatv olmak üzere Ulusalcı-Ergenekoncu  kadronun gözdesiydi. Çıkarlarına uyduğu için Havuz medyası da kendini pek sevdi. Bürokrasinin gözde ismi sayılırdı. Hatta Bato, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel ters hilalli bayrak hediye etti.

Okan Bato tam da rejimin aradığı; ‘gözlerimi kapar, emirleri uygularım’ diyen savcı türündendi. Bu yüzden 15 Temmuz kumpasında da aktif rol aldı.

İşlediği suçlar herkesin malumu olmasına rağmen bahsettiğim gazeteci ekibi, Okan Bato’yu göklere çıkarmaya devam etti. Hatta Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Ruşen Çakır, Nedim Şener ve Toygun Atilla gibi gazeteciler kitapları ve yazılarıyla kendilerine verilen rolleri oynadılar.

Düşünün; bir savcı beraberinde MİT ve Emniyet müdürüyle çete kuruyor, masum insanlara iftira atıp mallarına çöküyor, vermeyeni ‘terörist’ diye suçlayıp hapse attırıyor. Haksız hukuksuz hapse attırdığı sanıkları ‘tahliye’ vaadiyle bir daha soyuyor. Çöktükleri serveti bölüşemeyince cinayet bile işliyorlar.

Kötü insanlar!

Gazeteciler olarak siz bu olayı biliyorsunuz ama “Bu nasıl bir düzen; parayı bastıran tahliye oluyor!” diye haberler yapıyor, kitaplar yazıyorsunuz. Oysa ki zerre etik kaygısı olan bir gazeteci, “Parası olan neden çıkıyor?” değil, “Masum insanlar neden tutuklanıyor, mallarına neden çökülüyor?” diye sorardı. Ama sormuyorlar, yazmıyorlar; çünkü ideolojik saplantılarına yenik düşmüş kötü insanlar.

‘Terörist’ iftirası attıklarının masum olduğunu adları gibi biliyorlar ama Arena’da ‘Öldür öldür!’ diye tempo tutan halk yığınları gibiler.

Konumuza dönersek; Okan Bato İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekili iken ‘fetö borsası’ kurup bir düzine suçu işlemişti. Hakimler Savcılar Kurulu müfettişleri artık örtülemeyen, ayyuka çıkan rezaleti soruşturmuş ve Bato için kapsamlı bir teyit raporu sunmuştu.

Bu durumda ne olmasını beklersiniz?

Okan Bato’nun görevden alınıp, meslekten ihraç edilmesini, neden olduğu mağduriyetlerin ise giderilmesini beklersiniz; değil mi?

Hayır öyle olmadı!

Rejim, gözde ‘tetikçisini’ yalnız bırakmadı. İzmir’den ödül gibi bir tayinle Antalya‘ya gönderdi. Fakat Bato orada da rahat durmadı ve bir sonraki tayin döneminde tenzili rütbe ile Erzincan’a düz savcı olarak atandı.

Okan Bato bu tayini ‘onur kırıcı’ bulup rapor aldı, sonrasında da emekliliğini istedi. HSK müfettişlerinin 151 sayfalık raporunda 11 ayrı suçlama vardı ve Bato’nun birinci sınıf hakim/savcı olması nedeniyle Yargıtay’da sanık oldu.

Yargıtay 7.Ceza Dairesi’nde dün yapılan duruşmada karar çıktı. Daire üyeleri kararı oy birliği ile aldı ve 3 yıl 6 ay hapis, 40 bin lira da para cezasına hükmetti.

“Nasıl yani? Binlerce insanı mağdur etmiş, milyonlarca doları zimmetine geçirmiş birisi için 3 yıl 6 ay mı yani!” diye soranlardansanız acele etmeyin.

Çünkü Yargıtay, Okan Bato‘ya ‘indirim’ yaparak hapsi 2 yıl 11 ay’a, para cezasını da 33 bin liraya  düşürdü. İndirim gerekçesi ise ‘cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası olumsuz etkileri’ imiş. Kısacası Yargıtay, “Beraat verecektik ama Okan Bato ve çetesi öyle kör göze parmak işler yaptılar ki, biz bile onu taşıyamadık.Göstermelik bir ceza ile dosyayı kapattık!” demiş oldu.

Yargıda çete kurmak serbest, kermes düzenlemek suç!

Oysa ki  aynı Yargıtay, Bank Asya’ya para yatıran, kermese börek açıp çocuğunu  Milli Eğitim kontrolündeki okula yollayan gariban insana 6 yıl 3 ay hapis cezasını ‘adil‘ buluyor.

Peki Okan Bato nasıl bir suçun parçasıydı? Ne yapmıştı?

“Fetö Borsası” diye bilinen ve ülkenin her yerinde yaygın olarak kullanılan bu mafyatik yöntem siyaset-istihbarat-yargı ve medya ayağından oluşuyor. Bato’nun parçası olduğu ekipte AKP’li Nükhet Hotar, AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş, Başsavcı Okan Bato, İzmir Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen, MİT Bölge başkanı Gürbüz Yüksel ve  mayfa grubu lideri Serkan Kurtuluş var.

İstihbarattan gelen fişleme notları üzerine gözaltı listeleri oluşturuluyor. “Hakkınızda Cemaat soruşturması var, şu kadar verirseniz isminizi çıkarırız!” diye tehdit ediliyorlar. Çeşitli aracılar üzerinden masum insanlara çökülüyor.

Mesela bazı önemli isimler mafya Serkan Kurtuluş’un ekibi tarafından kaçırılıyor, dövülüyor, çıplak resimleri çekiliyor. Yüklü miktarda rüşvet alınıyor ya da fabrikasına-iş yerine çökülüyor. Aksi olursa yani şüpheli, “Ben suç işlemedim ki rüşvet verip kapatayım!” derse iki gün içinde gözaltı-tutuklama ve hapisle karşılaşıyor.

Tabi çetenin medya uzantıları hemen size yönelik linç kampanyasını başlatıyor. Kaçırılan isimler şikayetçi olunca soruşturma açıldı. Bu esnada AKP İzmir İl Başkan  Yardımcısı Ahmet Kurtuluş evinde, çocuğunun gözü önünde öldürüldü. Çünkü Kurtuluş konuşmaya karar vermiş, çeteyi ifşa etmekle tehdit etmişti.

Serkan Kurtuluş aynı akıbete uğramamak için yurt dışına kaçtı. MİT’çi Gürbüz Yüksel  görevine devam ediyor. Okan Bato’ya ve Kudret Dikmen’e bir şey olmadı. Nükhet Hotar ise Erdoğan tarafından büyükelçi yapılarak ödüllendirildi. Mal varlığının on kat arttığı tespit edilen Okan Bato‘nun 1,5 milyon dolara lüks ofis, Bayraklı, Eğridere ve Kazım Dirik’de lüks daireler, eşi adına Bayraklı’da daireler, kızı adına Büyük Çiğli’de daireler aldığı tespit edildi.

HSK raporunda herşey var

Mesela Okan Bato çete mensubu gazetecilerin ‘fetöcü‘ diye manşetlere çıkardığı iş adamı Metehan Kavuk’tan, Çağrı Durak aracılığıyla 5 milyon dolar istiyor. İşadamı “Ben suç işlemedim, ne rüşveti!” deyince Okan Bato ‘yakalama’ kararı çıkartıyor. HSK raporuna göre 2 milyon doları alınca yakalama kararı kaldırılıyor.

Bir başka örnek…

İşadamı Tamer Kömürgöz’e, “Fetö gerekçesiyle gözaltına alınacaksın, 500 bin verirsen ismini çıkartırız!” diye gidiyorlar. İzmir’deki ‘fetöborsası’nı soruşturan müfettişler benzeri onlarca olayı tespit etti.

Yani dün Yargıtay’ın 2 yıl hapis cezası verip kapattığı dosya bu kadar sağlam. Dahası işin içinde yukarıda da aktardığımız gibi bir de cinayet var.

Bu yargılamada konu edilmedi ama Okan Bato dosyasının bir de 15 Temmuz ayağı var. Hatta denebilir ki savcı Bato 15 Temmuz kumpasının en kritik hamlesini yapan isimlerden.

17 günde 1200 kişi gözaltına aldırmakla övünen savcı Bato Saray’ın talimatlarını eksiksiz yerine getirdi. Hatırlanacağı gibi İzmir merkezli Askeri Casusluk Davası 17 Aralık büyük yolsuzluk skandalı sonrası kapatıldı. Oysa ki bugünün Savunma Bakanı Yaşar Güler, o dönem Genelkurmay İstihbarat başkanıydı ve dosyanın ardındaki isimdi.

Buna rağmen soruşturmayı yürüten polis ve yargı mensuplarına kumpas davası açıldı. Okan Bato burada çok kritik bir misyon yüklendi. 15 Temmuz yargılamalarında karşımıza çıkan ‘şapka’ ve ‘kuzgun’ isimli gizli tanıkları ayarlayan savcıydı. Bu iki gizli tanık askeri casusluk soruşturmasında kumpas davası için hazırlanmıştı. Ancak sonra 15 Temmuz’a monte edildi.  Kimse, “15 Temmuz Ankara’da bir villa da planlandıysa hiçbir stratejik önemi olmayan hem de İzmir’de görevli iki askerin darbe planlamasında işi neydi?” demedi.

Okan Bato, rejimin ‘15 Temmuz hikayesi’nde yer alan “Tasfiye olacaklardı, o yüzden darbeye kalkıştılar!” söyleminin hayata geçirilmesi görevini üstlenmişti. 15 Temmuz öncesi çok sayıda generali ifadeye çağıracağı yönündeki haberleri yayarak Saray’ın kumpasına zemin hazırlamış oldu.

Yani 15 Temmuz gibi savcı Okan Bato da son derece şaibelidir. Kısacası Okan Bato tam anlamıyla bu dönemin sembol savcılarından birisi. Her türlü hukuksuzluğu gözü kırpmadan yapan, masum insanlara iftira atıp onları hapseden, mallarına çöken, parçası olduğu çetenin talimatları ile hareket eden ve rejimin HSK tarafından bile suçları örtülememiş bir savcı.

İşte Yargıtay bu kadar aleni bir dosya da bile göstermelik bir ceza vererek konuyu kapattı.

Peki ya adalet?

Şimdi adalet tecelli etmiş oldu mu? Bato ve çetesinin hapse attırdığı, malına mülküne çöküp mağdur ettiği insanların hakkı hukuku ne olacak?

Okan Bato’nun yürüttüğü soruşturmaların bozulup mağduriyetlerin giderilmesi gerek miyor mu ?

Ya sabah akşam ağızlarını yayarak ‘fetö mensubu iş adamları, bürokratlar vs’… diyerek Bato’ya methiyeler düzen medya mensupları; bir özür borcunuz yok mu ?

Son olarak; hep söyledim yine tekrar ediyorum. ‘Fetö’ diye bir şey yok. Gülen Hareketi ne terör örgütüdür ne de paralel devlet yapılanmasıdır. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda suçüstü yakalanan Erdoğan’ın kendini kurtarmak için uydurduğu bir yalandır ve ‘fetö’ ifadesini kullanan herkes bu suçun ortağıdır.

Okan Bato ve İzmir’deki çete sadece bir örnek. Ülkenin her yeri böyle ‘fetö borsaları’ ile dolu.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version