Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Metin Külünk, ‘Sedat Pekerleşme’ yolunda ilerliyor!

Metin Külünk, ‘Sedat Pekerleşme’ yolunda ilerliyor!


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

AK Parti içinden aykırı bir ses olarak duyulmaya başlanan Metin Külünk’ün son dönemde “Doğrucu Davut” tarzı çıkışları iktidardakiler değil ama muhalefet cephesinde hayli konuşulmaya başlandı. 40 yıllık muhalif gibi konuşan Külünk nereden geldi, nereye gidiyor ona bakalım.

63 yaşındaki Metin Külünk, Tayyip Erdoğan’ın Rize Güneysulu hemşehrisi ve çocukluk arkadaşı. Erdoğan, İETT’de top oynadığı yıllarda orta öğretim öğrencisi olan Metin, “Ağabey” diye peşinden koşardı. O yıllarda başlayan peşinden koşma, aradan geçen 50 yıl zarfında hiç değişmedi.

Metin Külünk, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği okurken, “İslamcılık” ortak paydası, iki ismi siyasette daha aktif olmaya yöneltti. İkisinin siyaset yaptığı platform o yıllarda Milli Görüş’ün parti yapılanması olan Milli Selamet Partisi (MSP) idi.

Ticaret yapan Külünk kardeşler, siyasete soyunup aday olduğu günden itibaren Erdoğan’ın sponsorluğunu üstlendiler. Abisi Ergün Külünk, 1980 öncesinde MSP Gençlik Kolları Başkanı olan Erdoğan’ın yardımcısı idi.  Metin, Ergün ve Nejdet Külünk kardeşler, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından itibaren yaptıkları sponsorlukların karşılığını, aldıkları ihalelerle çok fazlasıyla çıkarmış oldu. Basın Ekspres yolundaki şirket merkezi, o yıllarda arı kovanı gibiydi.

İnanç Grup bünyesindeki Çınar Gümrükleme, hızını alamayıp hayali ihracat yapan firmaların işbirliği için seçtiği adres haline geldi. Metin Külünk, adı hayali ihracata karıştığı gerekçesiyle Mart 2002’de tutuklandığında AK Parti İstanbul Yönetim Kurulu üyesiydi. O dönem hayali ihracatın sembol ismi gibi görülen Orhan Aslıtürk’ün gümrükçüsü idi.

Siyasi gerekçelerle geçmişte gözaltına alınmışlığı bulunan Metin Külünk, bu tutuklanmayı daha sonraki yıllarda bir gurur gibi aktardı. Ama tutuklanma gerekçesini hiçbir zaman açıklamadı.

SEDAT PEKER’LE İKİ “KÜÇÜK” ORTAK PAYDA

Suç örgütü dünyasının eli ve dili uzun ismi Sedat Peker ile Metin Külünk’ün ortak paydaları, sadece fonlayan/fonlanan olmak değil. Peker ve Külünk, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Yalçın Küçük ortak paydasına da sahip. İki isim de JİTEM’in acımasız yüzü Veli Küçük’ün görünen eli gibi hareket etti.

Sedat Peker, itiraflarında Ahmet Hakan ve Fevzi İşbaşaran’ı Metin Külünk’ün yukarılardan gelen talebi iletmesiyle kendisinin organize ettiğini anlatmıştı. Peker ve Külünk’ün ikinci ortak yönü ise Avrasyacı olması. Metin Külünk, gazeteci Özge Uzun’a verdiği röportajda Batı’yı şeytanlaştırıp, Avrasyacılığa övgüler düzerken herkesin Yalçın Küçük’ü iyi okuması gerektiği tavsiyesinde bulunuyor. (43. dakikada).

Üç dönem AK Parti milletvekilliği yapan Metin Külünk, Meclis’te görev yaptığı dönemde Tokat milletvekili Zeyid Aslan ile birlikte Erdoğan’ın “saldıray” takımında yer aldı. Kullanım süresi dolduktan sonra bizzat Erdoğan tarafından partiden uzaklaştırıldı. Uzaklaştırılma nedenlerinin başında, Erdoğan’ın çevresinden sadece kendini alkışlayan isimlerin bulunmasını istemesi öncelikli rol oynadığı biliniyor.

17/15’TE OYNADIĞI ÖNEMLİ ROL

Ülkeyi yönetenlerin hırsızlık ve yolsuzluklarının ortaya saçıldığı 17/25 Aralık sürecinde kamuoyu işin farklı taraflarını konuşurken, Metin Külünk ortaya çıkıp işin felsefi ve dini boyunu gündeme getirdi. Hırsızlıkların ortaya konulmasını, “insanların günah işleme özgürlüğüne” müdahale olarak nitelendirdi.

“İnsanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edilmiştir. Siyasilerin yolsuzluğu günah işleme özgürlüğüdür. Bunu ortaya çıkarmamalıyız. 17 Aralık operasyonu Allah’ın hududuna müdahaledir.” 

Tarihe geçen bu sözler o dönemde Habertürk kanalında konuşan Metin Külünk’e ait.

Öte yandan, Metin Külünk kapı dışına konulduktan sonra da Erdoğan’a “sadık kalmaya” devam etti. Saray’dan gelen talimat hattı kesildikten sonra da Beştepe adına bir dizi girişimlerde bulundu. Muhalefet eden hemen her sese had bildirmeye kalkan Milli Beka Hareketi’nin (MBH) arkasında yine Külünk vardı.

Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olduktan sonra yine Saray’dan gelen talimatla Milli Beka Hareketi’ni bütünüyle devşirmişti. Soylu’nun bakanlığı öncesinde yaşanan 15 Temmuz olaylarında MBH’nin aktif rol oynadığı, Boğaz Köprüsü’nde Erol Olçok’ın öldürülmesinde önemli rol üstlendiği o dönem hayli yazılıp çizilmişti.

KÜLÜNK’ÜN İBB ADAYLIĞI ‘NE HALİ VARSA GÖRSÜN’ DİYE KARŞILANDI

Parti içinde kendisinin çok önemli ağırlığı olduğuna inanan Metin Külünk, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak için ön almaya çalıştı. Beştepe Sarayı’nın kafasında ise İstanbul’un rant işini görecek başka biri vardı.

Külünk’ün adaylık girişimi bizzat birinci elden verilen talimatla, yandaş medyada görmezden gelindi ve yok sayıldı. Beştepe Sarayı’nın tavrı ise “Bırakın ne hali varsa görsün!” diye nitelendirilebilecek bir yaklaşımdı. Metin Külünk’ün suç dosyasına ilişkin bilgi ve belgelerin çoğu, bu dönemde bizzat yandaş isimler tarafından el altından kamuoyuna servis edildi.

Erdoğan’ın eski yol arkadaşı, şimdilerde hızlı muhalif gibi konuşuyor. En son 12 Punto YouTube kanalına konuşan Külünk, ekonomi tabanlı ağır eleştiriler yöneltti.

Metin Külünk:

Erdoğan zirvede bırakmalı

Sayın cumhurbaşkanı kredisini tüketti

Mutfak çözülemezse 2025’te erken seçim ko-nu-şu-lur

pic.twitter.com/HKww8qXgRH

— Tr724 (@Tr724) September 1, 2024

Metin Külünk’ün yönelttiği eleştiriler esas itibariyle iki temel üzerine oturuyor. Eskiden seçmenin, yapılan yanlışları çevresindekilerden kaynaklandığını, Erdoğan’ın bunda kusuru yok şeklinde nitelendirirken, şimdi etrafındaki koruma duvarının yıkıldığını ve eleştirilerin bizzat şahsına yöneldiğini söylüyor. Külünk’ün ikinci söylediği de bu haliyle ekonominin yürütülemeyeceğini ve insanların 2025’te “erken seçim” diye feryat edeceğini dillendirmesi, ardından da Erdoğan’a “zirvede bırakmalı” tavsiyesinde bulunması.

Ülkenin bu hale gelmesinde bizzat hayli katkısı bulunan eski AK Parti yöneticisi, bu sözlerinin Erdoğan tarafından ciddiye alınmasını istiyor. Erdoğan, kendisini dinlemek isteseydi onu çevresinden uzaklaştırmazdı. Metin Külünk gibiler, “Bakın içeride muhalif sesler de var. Erdoğan her şeye hakim. Biraz daha sabredin. Geçmişte sorunlar nasıl çözüldüyse yine öyle çözülecek.” algısında bir aparat olarak kullanılıyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version