NECİP F. BAHADIR | YORUM
Lig başladı ama bir ‘ciddi sorun’ var. Hayır, hakemleri kastetmiyorum. Gerçi daha ilk maçta penaltı pozisyonu tartışıldı, golün ofsayt olduğu çok konuşuldu. Fenerbahçe’nin teknik patronu Jose Mourinho, “Şimdi daha iyi anlıyorum.” dedi. Daha iyi anladığını söylediği şey, Galatasaray’ın ‘kollandığı’ iddiası. Elbette hakem meselesi de görmezden gelinemez fakat benim ‘ciddi sorun’ derken anlatmak istediğim başka…
Erdoğan, ‘skandalların adamı’ Mehmet Büyükekşi’nin Federasyon başkanı olarak devam etmesini istedi. En büyük rakibi Servet Yardımcı’yı istifa ettirdi. “Bir Rize’liyi ancak bir başka Rize’yi ‘ekarte’ edebilir.” diye yazmıştım hatırlarsınız. Trabzonspor Başkanlığı da yapmış olan ‘olayların adamı’ İbrahim Hacıoasmanoğlu ise kimilerine göre ‘zayıf’ rakipti. Büyükekşi’nin kazanması garanti gibiydi.
Erdoğan’ın, Büyükekşi adına yaptığı ‘mıntıka temizliği’ işe yaramadı. Hacıosmanlığı, ‘tepki oylarını’ topladı ve sandıktan ‘başkan’ olarak çıkmayı başardı. Adeta 31 Mart seçimlerinin bir benzeri yaşandı. AKP’ye veya ‘adaya’ tepki o raddeye vardı ki Erdoğan’la papaz olmayı göze alan kulüpler Büyükekşi’ye “Yeter!” diye haykırabildi. Başı çeken ise Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tu. Koç’u Beşiktaş Başkanı Hasan Arat izledi.
Tayyip Erdoğan, Hacıosmanoğlu’nu sadece sosyal medyadan tebrik etti. Bir telefon bile açmadı. Sporda herhangi bir gelişme üzerine telefonuna sarılan Erdoğan, belli ki Hacıosmanoğlu’nun sesini duymak istemedi.
Seçim sonucundan Erdoğan’ın memnun kalmadığını tahmin etmek zor değil. Hacıosmanoğlu’nun, kendisinin hayranı olması ve AKP’yle ilişkileri Erdoğan’ın öfkesini azaltmaz. Sözü paspas edildi. Seçimlerin üzerinden 25 koca gün geçti. Hacıosmanoğlu’nun. ekibini toplayarak Saray’a çıkması beklenirdi lakin kabul edilmedi. Randevusuna olumlu yanıt verilmedi. Oysa lig başlarken bir durum değerlendimesi yapmaları beklenirdi.
Erdoğan’ın tribünden izlediği Başakşehir’in Avrupa maçına bile davet çıkmadı. Bu arada Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın ‘aileden biri’ ve Büyükekşi’nin en büyük destekçisi olduğunu hatırlatmak isterim. Erdoğan’la birlikte verdiği fotoğrafın Hacıosmanoğlu’na mesaj içerdiği muhakkak. Federasyon Başkanı’nın yokluğu medyanın da dikkatini çekti ve yadırgandı.
İbrahim Hacıosmanoğlu, Erdoğan’a rağmen son seçimlerde TFF başkanlık koltuğuna oturdu.
MİT’te Hacıosmanoğlu için özel ekip kurulmuş!
Hacıosmanoğlu’nun dışlandığı bu iki olayı bir kenara not edin… Şimdi sıra ciddi soruna geldi. Aslında bu bir sır falan değil. Hacıosmanoğlu’nun bizzat kendisi kamuoyuna açıkladı. Ancak nedense üzerinde duran olmadı. Oysa günlerce konuşulmalı, önü arkası araştırılmalı ve tartışılmalıydı. Hacıosmanloğlu’nun ifşaatı unutulacak veya haberlerin arasında kaybolacak türden değildi. Bir ‘bomba’ gibi gündeme düşmeli ve ülkeyi sarsmalıydı.
Hacıosmanoğlu ne mi dedi? Şu sözlere bir bakın; “Türk kamuoyuna seslenmek istiyorum; geçen hafta bana bilgi geldi… Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kurumu var… Milli İstihbarat Kurumu… Dünya konuşuyor. Tahmin ediyorum ki onun içinde de klikler var… Geçen hafta toplantı yapıyorlar, Hacıosmanoğlu ile Sarallar’ın ilişkisi için ekip kuracaklarmış. Sayın İbrahim Kalın’ı tanırım, ‘haberi yoktur’ diye düşünüyorum! Varsa vahim bir durum, inanıyorum ki haberi yok,. İlk sefer buradan dillendiriyorum, gereğini yapar o. Biz kadere iman etmiş insanlarız. O toplantıyı yapıp bana sızdırıyorlar ki korkarım diye düşünüyorlar…”
Cümle bozuklukları Hacıosmanoğlu’na ait… Bir konuşma olduğu için tolere edilebilir. Bir de ‘the cemaate’ hakaret ettiği bölüm var, o cümleyi dışarıda bıraktım. Vakayı adiyattan oldu, zor durumda kalan hemen herkes önce ‘the cemaati’ suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Klasik ‘suçla taktiği’… Hacıosmanoğlu da kendisine dönük çalışmayı oraya bağlamanın derdinde. Bir taktik olmalı, yoksa aklından zoru olduğunu sanmam. Ama beyhude…
Ciddi sorun işte bu… Milli İstihbarat, Federasyon Başkanı Hacıosmanoğlu’nun Sarallar çetesi ile ilişkisini araştırmak, soruşturmak için bir ‘ekip kurmuş’. Neden? Kriminal bir şüphe olduğu için… O bilgi Hacıosmanoğlu’na nasıl sızdı? Bu başka bir tartışma konusu… Bu da çok önemli ama şu an konumuzun dışında. Klikler falan da öyle. Ben Hacıosmanoğlu’nu ‘korkutmak için’ bilgilendirildiği kanaatinde de değilim ayrıca. Mesele başka, bu kadar yüzeysel olamaz.
Tayyip Erdoğan’ın desteklediği Mehmet Büyükekşi, TFF başkanlığını kaybetmişti.
Kimseden ‘çıt’ yok!
Bu açıklamanın üzerinden 5 gün geçti. Bu uzun süreye rağmen ne yalanlandı ne de revize edildi. Medya da üzerine gitmedi. ‘Nedir bu?’ diye sormadı. Oysa devletin hassas birimleri ya doğrudan ya da dolaylı olarak her iddiayı dikkate alır, ‘ya tashih eder ya da yalanlar. Ortada bırakmaz. Bu satırların yazıldığı ana kadar tekzip edilmediğine göre Hacıosmanoğlu’un sözlerini ciddiye alabiliriz.
Hacıosmanoğlu bu bilgiye nasıl ulaştı?
Derin bağlantıları belki de trafikleri olmalı. Eğer öyleyse hiç de göründüğü gibi biri değilmiş… İstihbarat kendi inisiyatifi veya iradesiyle ‘ekip kurma’ kararı verebilir mi? Belki; ama zor… Başka bir iradenin devrede olduğunu düşünmek için çok sebep var. Sarallar’ın Hacıosmanoğlu’nun hemşehrisi ve büyük bir aile olduğu malum. Aile ile ilişki başka, suça bulaşmış çeteleşmiş, mafyalaşmış aile bireyleriyle irtibatlı olmak başka şey.
Suç örgütleriyle bağlantılı olmakla suçlanan kişi TFF başkanı!
Hacıosmanoğlu’nun ilişkilerini, bağlantılarına bilemem. Adını Trabzonspor Başkanlığı döneminde duydum, normal biri olmadığı, sıradışı tavır ve davranışlar sergilediği herkesin dikkatini çekti. Hakemleri sabaha kadar stattan çıkarmadığını bütün Türkiye biliyor. Bir kulüp başkanına, “Seni gömerim, bir daha bulamazlar!” dediğini de… Bu sözler normal birinin ağzından çıkmaz herhalde. Jargon mafyavari… Duruş da öyle.
İstihbarat Teşkilatı Federasyon Başkanı’nın organize suç örgütüyle irtibat ve bağlantılarını ‘takip etmek’ için bir ekip kurmaya karar vermiş ise orada ‘çok ciddi sorun’ var demektir. Ve Türk futbolunun başındaki ismin bir suç örgütüyle birlikte anılması hiç de hayra alamet değil. Sorunun sadece ekip kurmayla sınırlı kalmayacağını tahmin etmek zor değil. Hukukun konusu olması muhtemel. Belli ki yeni futbol sezonu birçok sürpriz gelişme ve olaylara gebe.
‘Bir ciddi sorun var’ derken haksız mıymışım?
Türkiye’nin ‘olağanüstü olayların’ ülkesi olduğunun farkındayım elbette… Ben normal ve olağan biri olduğum için diğer meslektaşlar gibi görmezden gelemedim. Olayın vahametine ve ciddiyetine en azından sizlerin dikkatini çekmek ve tarihe not düşmek istedim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***