Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kurşunlu tehditler mi, bowling oynayan kız öğrenciler mi daha tehlikeli?

Kurşunlu tehditler mi, bowling oynayan kız öğrenciler mi daha tehlikeli?


Sinan Ateş cinayeti davası ve Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç’ın gazetecileri açık ve aileni bir şekilde sosyal medya hesabından ‘kurşun’la tehdit eden paylaşımları önüme düştüğünde,  İstanbul’da üniversite okuyan öğrenciler, ev hanımları ve çoluk çocuğa yapılan bir operasyonla ilgili bir iddianameyi okuyordum.

İşte savcılar kurşunlu ölüm tehditleriyle değil bunlarla uğraşıyor dedim.

Hatırlarsanız 7 Mayıs’ta İstanbulda, aralarında 14-15 yaşlarında 15 çocuğun olduğu 41 kişi gözaltına alındı. Kimi Vatan Emniyet’e, kimi Üsküdar Sübyan Şube’ye götürüldü bu kişiler. Unutmayın Sübyan Şube’ye…

Serbest Görüş:

Ve çoğu KHK’lılar ve onların çocukları olan 24 kişi tutuklandı.

İşte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla yapılan bu ev baskınlarının iddianamesini okuyorum.

İlk duruşması 23 Eylül 2024’te.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame uzun. 529 sayfa…

Tabii gazeteci, hatta siyasetçi tehdit etmelerin, siyasi suikastların, ayaklara sıkmaların, torbacılara Ülkücü abi vurdurmaların normal sayıldığı ülkede dikkatimi çocuklara yönelik suçlamalar çekti en çok…

Hangi kelimeyle ifade edeceğimi bilemiyorum. Bir yandan üzücü, utanç verici, içler acısı, bir yandan da evlere şenlik…

Üstelik İstanbul Emniyet’i, bu suçları belirlemek için yememiş içmemiş, Beylikdüzü civarında yaşayan bir grup kadını ve öğrencileri fiziki takibe almış. Ve tabii telefon konuşmalarını dinlemiş.

Örgütsel faaliyetleri ve örgüt üyesi olduklarını kanıtlamak için aylarca mesai ve para harcamış.

Ne mi bulmuş?

BOWLİNG OYNAMAK DA SUÇ

İddianameden akratayım. Öğrencilere yapılan fiziki takiple ilgili bilgiler “eylem” başlığı altında maddelenmiş. 120’den fazla eylem belirlemiş Bakan Yerlikaya’nın kahraman polisleri.

Mesala..

-Akören Kamp Evi Sonrası-Marmara Park AVM-Bowling oynadılar.

E tabii, 3-5 arkadaşın bowling oynamaya, eğlenmeye gitmesinden tehlikeli terör faaliyeti mi olur?

-Youtube’ta Risale-i Nur sohbetleri yapan Emine Eroğlu’nu dinlemişler.

Hatta iki kadın ya da öğrenci birbirlerine Eroğlu’nun sohbetini beğendiklerini söylemesini örgütsel bir tavır olarak değerlendirmiş savcı bey. Aynen şöyle yazmış:

“Sosyal medyada  “5dkokuyorum” sayfanın eklentilerinde “bir.demetdua” ve “meal.okuyorum” ve youtube’ta  “@Emine Eroglu” kullanıcı adı şüphelinin EMİNE EROĞLU isimli şahsın örgütsel olduğu değerlendirilen Risale-i Nur ile ilgili sohbetlerini dinlettirdikleri ve birbirlerine tavsiyede bulundukları, örgütsel olarak dinledikleri sohbet programı ile ilgili olarak birbirleri arasında fikir alışverişinde bulunduklarının anlaşıldığı…”

“ZEMZEM TAKIMI GETİREBİLİR MİSİN”

Bu kadar da değil.

– İddianamenin yüzde 80’i, 41 kişinin telefon konuşmalardan ve fiziki takip çözümlemelerinden oluşuyor.

Nereye gidip oturdular, hangi eve girip çıktılar, nerede toplandılar, ne konuştular izlenmiş.

Ne bulunmuş? Zemzem. Evet zemzem.

E.M. ile G.E. adlı iki kadın “zemzem takımı” üzerine konuşuyor. Konuşma şöyle:

G.E: Canım çıktınız mı?

E.M.: Yok, ben arkadaşı bekliyorum, beni alacak, çıkmış o.

G.E: Tamam, bir de senden bir şey rica edeceğim. Zemzem takımını getirebilir misin?

E.M: Hangisi?

G.E: Vitrinde var ya, sarı, gümüş. Ortasında böyle şey var, kenarlarında kadehleri gibi var.

E.M.: Dur benim o iş yerinde, Mehmet’e söyleyeyim getirsin onu.
G:E.: Ha öyle mi? İş yerine niye götürmüş onu.
E.M.: Ya ben onun ilk zamanlar böyle umreden geldiğimizde bende evde gümüşlerim vardı, onları kullanıyorum bak onlar var, onlar duruyor, daha onda bir tane bardağı da kırılmıştı. Mehmet dedim ben bunu hani istersen götür orada kullan dedim, hani iş yerine çok gelen olmaz zaten, hani bir tane bardağı eksik ama o da o zaman onu götürdü, ben ona söyleyeyim getirsin ben sana veririm tamam.

G.E.: Tamam, ben de annemin zemzem takımlarını annem bana vermişti, işte bir gün gidersen bunları kullanırsın diye, ben onları aldım ama kararmış, şimdi ben onları vericem parlatmaya ama o seninkinde de böyle hep istiyordum görürsem oradan alırım da.”

Bu ifadeler ‘terör’ dosyasına suç delili olarak giriyor.

Savcının iddiasına göre, “arkadaş” diye bahsedilen kişi örgüt üyesi, terörist.

ÖRGÜTSEL PROGRAMLAR: ALTIN GÜNÜ BULUŞMASI, İFTAR DAVETİ

Altın günü eksik kalır mı? O da suç. İftar daveti de örgütsel amaçlı.

Ev hanım A.G., Turkcell Müşteri Hizmetlerini aramış. O da iddianameye girmiş.

Müşteri Hizmetleri ile ne gibi örgütsel faaliyet yürütmüş?

Telefonun neden kullanıma kapandığını sormuş ve bir an önce açılmasını istemiş.

Yurt dışı gezisi planı yaptınız? Suç.

Dua mı paylaştınız? Suç

Sinemaya gitmek için AVM’de mi buluştunuz ya da Florya’ya sahile mi gittiniz? Suç tabii ki.

Hatta diyor ki savcı “Dışarıdan bakıldığında Florya ilçesine normal bir gezmeye gideceklermiş gibi üstü kapalı söylemlerde bulundukları…”

‘Florya ilçesine normal bir gezmeye gideceklermiş gibi…’ Normal bir gezmeye gitmeyip ne yapmışlar?

Cevap yok.

İddianamede akla durgunluk veren başka bir suçlamalar da var.

Onlardan biri de şu:

“KHK ile ihraç edilenlerin yapmış oldukları ticari faaliyetlere yardımcı olmak amaçlı bu şahısların sattıkları ürünleri almak.”

GÜNCEL YAPILANMA UYDURMASI

Önceki gün yine vardı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, birkaç günde bir, büyük bir iş yapmışlar gibi bu operasyonları sosyal medya hesabından heyecanlı müziklerle yaptıkları videolar eşliğinde duyuruyor ya.

“Güncel yapılanma” diye..

Neymiş güncel yapılanma?

Suçlamaların bir kısmı şunlar:

– Cezaevlerinde yatan kişiler ve ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak.

– Yakınları cezaevlerinde olan kişileri misafir etmek ya da ziyarete gitmek.

– Yakınları cezaevlerinde olan insanlara ziyaret günlerinde kalacak yer bulmak.

– Ziyarete gitmeye imkanı olmayan aileleri araçlarıyla cezaevi ziyaretlerine götürmek.

– Ziyarete gelemeyen ailelere cezaevlerinden haber getirmek.

– Sosyal medyada grup oluşturup (Whatsapp grubu vb.) gelişmeleri ve haberleri paylaşmak.

– Hakkında adli işlem yapılan kişilerin ve tahliye olanların isimleri birbirlerine bildirmek.

– Cezaevleri ile ilgili ihtiyaç duyulan faaliyetleri yürütmek…

Bunların hepsi suç.

Bir de ‘Nizamiye Görevlileri’ diye bir başlık açmışlar.

İnanın hayatımda ilk defa duydum.

Onların suçları da;

– Ziyaret günlerinde cezaevi nizamiyesi önünde ‘İçeride işkence yapılıyor, yemek yok, su yok’ demek.

Bu ayrıca ‘aileleri kışkırtmaya çalışmak’ anlamına geliyormuş.

Nasıl bir hayal ürünü gerçekten akıl almıyor.

Yüzlerce haber yaptım, çok yakından biliyorum..

Yeni yapılan cezaevlerinde bile altyapı sorunları nedeniyle sular akmıyor.

Daha bir ay önce Çorum Sungurlu L Tipi Cezaevinde ne sıcak su, ne soğuk su veriliyordu.

Kadınlar kantinden fahiş fiyata aldıkları sularla günlük ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlardı.

Böyle çok ihlal varken, savcı oturmuş, nizamiye görevlileri icat edip sanki olmayan bir şey varmış gibi yazmış, sözde nizamiye görevlilerine görevler yüklemiş.

Bu iddianameleri yazan ve sırf bu iddialara göre 6 yıl 3 aydan başlayan cezalar verecek olan hakim ve savcılara küçük bir hatırlatma:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, daha geçen hafta Duymaz ve diğerleri – Türkiye  kararında, aralarında akademisyen, öğretmen, savcı ve hakimlerin bulunduğu 314 kişi hakkında hak ihlali karar verdi. Toplamda 1.620.000 euro tazminat ödenmesine hükmedildi.

Ayrıca Bylock delili olmayan 5 dosya (Çoban, Gümüş, Altıntaş, Berber ve Demir) hakkında da Türkiye’den savunma istedi. Mealen dedi ki, “bankaya para yatırmanın, kapatılan kurumlarda çalışmanın, Zaman gazetesi ya da Sızıntı dergisi aboneliğinin, Bosna gezisine gitmenin, sohbete katılmanın, himmet adı altında yardım etmenin, Kimse Yok mu derneğine bağışta bulunmanın nasıl terör faaliyeti olduğunu açıklayın.”

AKP iktidarı hukuk tanımadığı için AİHM yine bu dosyalar hakkında da hak ihlali kararı verecek.

“Hükmedilen tazminat paraları benim cebimden çıkmayacak” diyen hakimler, savcılar varsa…

Bilsinler ki ülkeye hukuk geldiğinde sadece tazminat da değil.

Hesap verecek, bedel ödeyecekler.

 

SEVİNÇ ÖZARSLAN
06 Temmuz 2024 YAZARLAR

Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version