Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yardım kamyonlarını engelleyen yerleşimcilerin önüne geçen ufak bir grup İsrailli


Lorenzo TONDO – Quique KİERSZENBAUM

Çeviren: Cankız ÇEVİK


Yerleşimcilerle karşı karşıya gelen barış aktivistleri, kendilerinin ‘azınlık içinde bir azınlık’ olduklarının farkında.

Kavurucu bir Pazartesi sabahı saat 10 buçuk sıralarında beş İsrailli yerleşimciden oluşan bir grup genç, Gazze’ye düzinelerce yardım kamyonunun gönderilmesinin beklendiği Batı Şeria’daki El Halil’in batısında yer alan Tarkumiye kontrol noktasına geldi.

Yerleşimciler, o sabah kontrol noktasından geçecek kamyonların zamanlaması, konumu ve sayısı hakkında ayrıntılı bilgi almıştı. Beklemedikleri şeyse, düzinelerce barış aktivistinin de özel bir görev için Tarkumiye’de toplanmış olmasıydı: Yerleşimcilerin araçları engellemesinin önüne geçmek ve yardımın Gazze’ye olan yolculuğunun sürmesini sağlamak.

İsrail’in, barış, eşitlik ve toplumsal adalet arayışındaki Yahudi ve Filistinli yurttaşlarının mobilize olduğu bir hareket olan Yahudi-Arap barış koalisyonu Standing Together’ın ulusal eş direktörü Alon-Lee Green, ‘Bu insani nöbeti oluşturmaya karar verdik çünkü bunun Gazze’deki masum insanların yaşamları için verilen bir mücadele olduğunu biliyoruz. Bunlar evlerini ve topraklarını kaybetmiş, açlıkla yüz yüze kalmış insanlar.’ diyor.

‘Ancak mesele yalnızca bundan ibaret değil, aynı zamanda toplumumuzun ruhu ile korku ve travma karşısında insan kalıp kalamayacağımız; ölüm yerine yaşamı seçeceğimizden ya da nefret ve açlık yerine dayanışmayı seçeceğimizden emin olup olamayacağımız sorgulamaları üzerine de bir mücadele.’

Geçtiğimiz haftalarda yardım konvoylarının İsrailli yerleşimciler tarafından engellendiğini, tahrip edildiğini ve kamyonların ateşe verildiğini gösteren videolar ortaya çıktı.

Araçların önünü kesenlerin iddiası, taşınan yardımın ihtiyaç içindeki sivillere dağıtılmak yerine Hamas tarafından yönlendirildiği olsa da yardım kuruluşları bu iddiayı reddediyor. Saldırılar öfke yaratarak Beyaz Saray tarafından da ‘tamamen ve kesinlikle kabul edilemez bir davranış’ olarak kınandı.

Tarkumiye’de ilk yardım kamyonu kontrol noktasından geçmeye başladığında genç yerleşimciler yolun ortasına gelerek kamyonu durmaya zorladılar. Kamyon yeniden hareket etmeye başladığındaysa Green ve birçok barış aktivisti, yerleşimcilerin etrafında bir bariyer oluşturmak amacıyla el ele tutuşarak onları sardılar.

Yerleşimciler barış aktivistlerine bağırarak ve onları Hamas’a yardım etmekle suçlayarak kendilerini insan bariyerinden kurtarmaya ve kamyonun önünde yeniden konumlanmaya çalıştılar.

İsrail askerleri yaklaştı ancak müdahale edemeyeceklerini söylediler.

Önceki görüntülerde İsrail askerlerinin yerleşimcilere karşı herhangi bir eylemde bulunmadan konvoylara eşlik ettiği görülüyordu.

Green, barış aktivistlerinin amacının polisi kontrol noktalarına gelmeye zorlamak olduğunu söyledi. ‘Onlarla (yerleşimcilerle) fiziksel çatışmaya giremeyiz’ derken, ‘Bu amaçladığımız ya da yapmak istediğimiz bir şey değil. Ancak kamyonlara yaklaşmalarını engelleyebilir ve polisin bunu görmesini sağlayabiliriz… O kamyonları korumak bizim görevimiz değil. Bu işi yapması gerekenler polisler.’ diye sözlerine devam etti.

Standing Together, onlarca videoyu inceledikten sonra konvoy saldırılarına katılan en az 20 yerleşimcinin kimliğini tespit etti ve “O kişileri biz tespit edebiliyorsak bunu polis de yapabilir.” dedi.

Birçok kaynak, İsrail güvenlik güçlerinin aşırı sağcı aktivistlere ve yerleşimcilere yardım kamyonlarının konumlarına ilişkin bilgi verdiğini söylüyordu. Bu ilişki, ablukaların ardındaki ana İsrailli aktivist grubun bir sözcüsü tarafından doğrulandığı gibi yerleşimcilerin sohbet gruplarında gönderilen mesajların Guardian tarafından incelenmesiyle ve tanıklar ile insan hakları aktivistlerinin ifadeleriyle de desteklendi.

Birleşmiş Milletler, Gazze’deki 1,1 milyon insanın (nüfusun neredeyse yarısının) korkunç düzeylerde bir açlıkla karşı karşıya kaldığını ve bölgenin kıtlığın eşiğinde olduğunu ifade etti. Yerleşimciler son üç gün içinde, bölgeye gitmesi beklenen onlarca yardım kamyonunun yolunu kesmeyi ve onları yağmalamayı sürdürdü.

Standing Together’ın taktikleriyse başarılı oldu. Kontrol noktasında uzun bir araç kuyruğu oluşmuşken yaklaşık yarım saat sonra, bir grup polis gelerek onlarca barış eylemcisi ve olayları filme alan muhabirin gözleri önünde yerleşimcileri yolu açmaya zorlayarak müdahalede bulundu ve kamyonların yoluna devam etmesini sağladı.

Yere yatmaya çalışan genç bir yerleşimci, polis tarafından zorla kaldırılarak bir araca bindirildi.

Yerleşimciler genellikle otomatik tüfekler taşıyorlar. Standing Together aktivistlerinin fiziksel bir çatışmadan korkup korkmadığı sorulduğunda, grubun 32 yaşındaki üyesi Stav şunları söyledi: ‘Silahlar işin içine girdiğinde elbette bir şeylerin kızışacağı korkusu da oluyor. Ancak Yahudi İsrailliler olduğumuz için bizlerin buradaki varlığının bir tür fark yaratacağını ve yerleşimcilerin silah kullanma konusunda tereddüt etmesine neden olacağını umuyoruz.’

Bir diğer barış aktivisti, 28 yaşındaki Emanuel Yitzhak Levi ise şunları söyledi: ‘Elbette korkuyoruz. Ancak yaptığımız şeyi yapmanın da gerekli olduğunu düşünüyoruz. Dinimize göre bile başka bir şehirle savaştayken halk aç bırakılamaz. Ne yazık ki İsrail’de azınlık içinde bir azınlığız.’

Tarkumiye olayına karışan yerleşimcilerden hiçbiri yorum yapmak istemedi.

İsrail’de barışı teşvik etmek ve Filistin topraklarının işgaline karşı çıkmak, 7 Ekim Hamas saldırılarından bu yana hiç de öyle basit bir iş değil.

Aynı ay, İsrail bu saldırıların dehşetiyle şaşkına dönmüşken iki Standing Together aktivisti polis memurlarının saldırgan bulduğu, ‘Yahudiler ve Araplar, bunu birlikte aşacağız’ mesajını içeren posterler astıkları gerekçesiyle gözaltına alındı.

Memurlar, aktivistlerin posterlerinin yanı sıra İbranice ve Arapça barış sloganlarının basıldığı tişörtlerine de el koydu.

Bu münferit bir olay değildi. İnsanlar İsrail genelinde, bazıları tarafından Hamas’a sempati gösterdiği şeklinde yorumlanan düşüncelerini ifade ettikleri için gözaltına alınıyor, işlerinden atılıyor ve hatta saldırıya uğruyor.

Green, ‘Savaşın başında Gazze’ye yardım tırları göndermeye çalıştık ancak uluslararası yardım kuruluşlarıyla koordineli çalışmamıza rağmen polis sınıra ulaşmamızı engelledi. Sonra sınırda birkaç eylem yaptık. Yardım tırlarının maruz kaldığı ablukaya dikkat çekmek için Kerem Şalom kapısına ulaşmaya çalıştık. Hiçbiri işe yaramadı.’ dedi ve ekledi:

‘O noktada, doğrudan eyleme geçme zamanının geldiğini hissettik.’


Fotoğraflar, Yahudi-Arap barış koalisyonu Standing Together’ın ulusal eş direktörü Alon-Lee Green’in X hesabından alınmıştır.

Kaynak: ‘Solidarity over hatred’: the small band of Israelis stopping settlers obstructing aid trucks

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version