Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bunlar nafile turlar; ‘Karanlık oda’ buluşması!

Bunlar nafile turlar; ‘Karanlık oda’ buluşması!


NECİP F. BAHADIR | YORUM

Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasında beklenen görüşme gerçekleşti. İki ayda üç kez görüşmüşler. Fazla mı? Az değil. Resmen bir koalisyon söz konusu olmasa da ‘ittifak ortaklığı’ var. Ve iki parti arasında çok ciddi problemler yaşanıyor. Problem hafif kalır, yaşananı ‘kriz’ diye nitelemek mümkün.

Siyasi gündem baş döndürücü hızla değiştiği için görüşmeyi doğuran saikler unutulmuş olabilir. Andy Warhol’a atfedilen, “Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak!” diye bir söz var. Bizde gündem de o hesap… 15 dakika olmasa bile birkaç saatliğine bir konu sanki hiç bitmeyecekmiş gibi tartışılmaya başlıyor… Kısa süre sonra tedavülden kalkıyor ve yeni bir gündem! Toplumun bu hıza ayak uydurabilmesi mümkün değil.

Devlet Bahçeli’nin iki hafta önce elinde dosya parmağında yüzük fotoğrafını hatırlarsınız elbette… Yüzüğün üzerinde ne yazdığını sorsam… Siyasi haberlerle içli dışlı olmama rağmen ben bile o yazıyı doğru yazabilmek için Google’a müracaat ediyorum. “Allah bana yeter!” yazıyormuş.

Doğru hatırladım. Bu mesajı kime verdi? Elbette Erdoğan’a… Elindeki dosyanın da bir anlamı var; Erdoğan’a sübliminal bir gönderme. “Açarım dosyaları haa…” şantajı.

MHP liderinin öfkesi boşuna değil. İttifak ortağı dururken Erdoğan gözünü dışarıya çevirdi ve CHP’yle flört etmeye başladı. Hiçbir ortak bunu kaldıramaz. Tepkisini koyar, öfkesini yansıtır. Çünkü ortaklık hukukuna uymaz. Normal hayatta bile ortağının bir başkasıyla yüz göz olmasına kim tahammül edebilir? Hemen her yerde ayrılık sebebidir.

MHP, AKP için ağır bir yüke dönüştü

Bahçeli’nin efkarlanmasını, kendisini arabeske vurmasını, yüzük ve dosyayla gözdağı vermesini anlıyorum ben. Ama Erdoğan anlamadı ya da anlamazlıktan geldi. CHP’ye yumuşamaya başladı. 31 Mart’tan önce muhalefetin varlığını tanımazdı. Seçim bozgunundan sonra yeni arayışlara yöneldi. O da haksız değil. Devri iktidar güneşinin batmakta olduğunu gördü. Üstelik hezimetin sebeplerinden biri de ortağı MHP. Düne kadar destekti ama bugün köstek… Ağır bir yüke dönüştü.

Devlet Bahçeli mesaj verirken Erdoğan boş durur mu? Aylardır randevu vermediği Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’i Saray’a davet etti ve çocuklarıyla birlikte fotoğraf çektirdi. Daha da önemlisi görüşmeye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u da çağırarak Sinan Ateş davasını sahiplendi. Erdoğan bu görüntünün Bahçeli’yi rahatsız etmeyeceğini düşünmemiş olabilir mi? Asla… Kuşkusuz Erdoğan’ın da bir oyun planı var. Ve bu yeni planda MHP yok!

Onca naza rağmen Erdoğan’ın umursamazlığını gören Bahçeli ima, dolaylı ve sübliminal mesajları bıraktı, doğrudan seslendi. Siyasette ‘muhtıra’ diye nitelenecek türden yazılı açıklama yaptı. Neler söylemedi ki… Erdoğan’ın ‘yumuşama’, Özel’in ‘normalleşme’ dediği sürece verdi veriştirdi. “MHP bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa…” dedi ve ekledi: “Her türlü fedakarlığı göze almak ve gereğini gönül rahatlığıyla yapmaktır.”

Erdoğan’a adres de gösterdi; “CHP ve altılı masayla ittifak kur!”

Erdoğan, Bahçeli’nin açıklamasını işine geldiği gibi yorumladı. ‘Anlamadı’ diyemiyorum, anlamak istemedi. Meselenin özünü bıraktı, yan yollara saptı. O sözler için, “Sorun yok. Güzel açıklama!” bile dedi. Bahçeli’nin ne demek istediğini gerçekten anlamamış olabilir mi? Sanmıyorum. Biraz makaraya sardı. ‘Makaram sarı bağlar / Kız söyler, gelin ağlar / Niye ben ölmüşmüyem…’ türküsünü sevmesi boşuna değil.

Türk siyasetinde koalisyon veya siyasi ortaklar arasında tatsızlıklar ve sürtüşmeler her zaman yaşanır. Bahçeli’nin açıklamasına yansıyan kırgınlık ve öfkeyi neredeyse ilk kez görüyorum ben. Ortaklar arasında hukuk ve siyasi nezaket her zaman korunurdu. Sorunu krize dönüşmeden ivedilikle müdahale edilirdi. Erdoğan nedense Bahçeli ile görüşmekte acele etmedi, ağırdan aldı, ateşten topu biraz soğuttu, epey sonra Saray’a davet etti.

Randevu haberini Erdoğan’ın danışmanı duyurdu. Acaba Bahçeli’nin rahatsızlığı görüşmenin ertelenmesine sebep olabilir miydi? Hayır, Bahçeli’nin beklemeye tahammülü yok. Sinan Ateş davasının duruşmaları pazartesi günü başlıyor ve davanın odağında da MHP ile Ülkü Ocakları var. Bahçeli her ne kadar inkar ve itiraz etse de kamuoyu aksini düşünüyor. Ayşe Ateş de öyle… Cinayetin üzerindeki MHP ve Ülkü Ocakları’nın parmak izlerine tek ve kadın başına büyük cesaretle dikkat çekmekten geri durmuyor.

‘Ateş’, MHP’nin bacasını sardı!

Onun için Bahçeli ölüm döşeğinde de olsa kalkar ve randevuya gelir. Grup konuşması için Meclis’e gittiği gibi… Salı günü ilk kez oturarak konuştu, sonrasında fenalaştı ama yine de mesajını vermekten geri durmadı. Randevu çok daha önemli. Eğer Erdoğan davaya ağırlığını koyarsa Ateş dosyası MHP’ye çok daha zor durumda bırakabilir. Ateş MHP bacasını sardı.

Saray’dan servis edilen görüntü ve fotoğraflara baktım. Bahçeli’nin durumu gerçekten vahim. Zor yürüyor. Ağır çekim modunda minik adımlarla ancak ilerleyebiliyor. Güçlükle kaldırdığı ayağına ileriye doğru atmakta sıkıntı çekiyor. Ve bu sırada yüzüne yansıyan acının, ızdırabın izlerini görmemek mümkün değil. İnanmıyorsanız dikkatlice siz de bakın. Bu hallere düşmeye değer miydi?

Beklendiği gibi görüşmeden sonra hiçbir açıklama yapılmadı. Erdoğan ve Bahçeli’nin çevresinde de ‘tık’ yok. ‘Herşeyin yolunda olduğunu’ söylemek için fotoğraf yetmez. Bunu sözlerle desteklemek gerekmez mi? Yapılacak açıklamaların da gerçeği yansıtmayacağını biliyorum. Fakat en azından satır aralarından, üsluptan bazı çıkarımlar yapmak mümkün olurdu.

Susmak niye? Karşılıklı restler ne oldu? Kriz bitti mi? Kırgınlık geçti, öfke dindi mi? Mesele tatlıya bağlandı mı? Kamuoyunun bunları öğrenme hakkı yok mu? Bu nasıl bir iletişim yönetimidir?

Medya mesaj gönderirken var, görüşmeden sonra yok. Olur mu bu? Sırf bu suskunluk ve sessizliği yorumlayarak bile AKP-MHP iktidarının şeffaflığı ve açıklığı üzerine hüküm vermek mümkün. Lafa gelince Erdoğan, şeffaflık konusunda mangalda kül bırakmaz fakat uygulama ortada… Bu gibi hallere rahmetli Erbakan “Karanlık oda yönetimi!” derdi.

Erdoğan – Bahçeli görüşmesi için pekala Erbakan’dan ilhamla ‘karanlık oda buluşması’ diyebiliriz.

Sonuç mu?

Vazo kırıldı, ittifak çatladı. Bunlar nafile turlar. Cumhur İttifakı siyasi ömrünü tamamladı. Bunu herkes biliyor. Herkes biliyor bir dönemin bittiğini…

Ve bir başka dönemin doğum sancısının yaşandığını…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version