M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME
Bir taraftan, “Türkiye’nin önünde seçimsiz 4 yıl var.” diyenler, öbür yandan CHP’nin adayının kim olacağının gündemden düşmesini istemiyor. Asıl konuşulması gerekenin AK Parti’nin adayının kim olacağını gözden kaçırmaya çalışıyorlar.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa tartışmalarıyla asıl amacının kendisini yeniden seçtirecek bir yöntemi ortaya çıkarmak olduğunu hemen herkes biliyor. Anayasa değişikliğinden muradının bu olduğu siyasetle hiç ilgisi olmayanların bile bildiği bir gerçek.
Erdoğan’ın 14 Mayıs 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde aday olamayacağı anayasada açıkça belirlenmiş bir gerçekti. Buna rağmen, muhalefetin o dönemde, “Biz onu sandıkta yenmek istiyoruz!” ve “Yeniden mağduriyet oluşmasın!” yaklaşımı yüzünden yeniden seçilmesinin önü açıldı. Sonradan anlaşıldı ki muhalefet liderlerinden bir kısmı buna farklı şekilde angaje olmuş durumda.
Bu tabloyu bilerek önümüzdeki döneme bakmak gerekiyor. Ancak önümüzdeki dönemde kimin aday olacağı konusunda polemik yanlış sahada yürütülüyor. Muhalefetin 31 Mart seçimlerinde Ankara ve İstanbul’da adaylık konusundaki tavrını, önümüzde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için takınması gerekiyor.
Yerel seçimler öncesinde, “Bizim adaylarımız belli Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, sen kendi adaylarını açıkla!” taktiği uyguladılar. Son güne kadar iktidar kanadı bu illerde adaylarını açıklayamadı. Bu da seçmende kendine güvensizlik olarak algılandı.
Şimdi Genel Başkan Özgür Özel’in tabiriyle CHP’nin “iki forveti” var. Duruma göre Mansur Yavaş’ın mı, yoksa Ekrem İmamoğlu’nun mu adaylığına karar verilecek.
AK PARTİ’DE HANGİ İSİM ADAY OLABİLİR?
Tayyip Erdoğan, CHP’de adaylık tartışmasını sahip olduğu medya gücüyle gündemde tutmaya çalışıyor. Bir ölçüde de bunu başarıyor. Gözden kaçırdığı ise AK Parti’de Erdoğan’ı bir kenara bırakırsanız bırakın kazanma ihtimali olan ismi, aday gösterilebilecek bir isim bile yok.
İktidar partisinde kim aday gösterilebilir? Bu soruya cevap aramadan önce, AK Parti’de göz dolduran birinci adamdan sonra kim var?
- Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş mu?
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan mı?
- Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar mı?
- Damatlar Berat Albayrak mı, Selçuk Bayraktar mı?
- Oğul Bilal Erdoğan mı?
Bu isimlere ekleyebileceğiniz hangi isim cumhurbaşkanlığına aday olup da kazanabilir. Hiçbirinin Erdoğan faktörü olmadan bir anlamı ve ağırlığı yok. Erdoğan, bu kişiler için sıfırların solundaki rakam gibi. Hiçbirinin tek başlarına toplumda karşılığı bulunmuyor.
Biz konuşup bu basit değerlendirmeyi yaptığımıza göre, Erdoğan kendi elinin altındaki bu kişilerin ‘özgül ağırlığının’ olmadığını bilmemesi mümkün değil. MİT’in başında iken efsaneleştirilmeye çalışılıp parlatılan kişi olan Hakan Fidan bile sesi duyulmaya başladıktan sonra balon gibi sönüp gitmeye başladı.
(Hakan Fidan’ın, birinci adam olma hayali sona ermiş değil. Şu sıralar adından çokça söz edilen bir partide yapılanmaya çalıştığı konuşuluyor. Buna ilişkin başka ayrıntılar bekliyorum. Geldiğinde detaylarıyla birlikte paylaşacağım.)
İşte bundan dolayı Beştepe Sarayı, bütün gücünü kullanarak adaylık konusunda topu hep karşı tarafın sahasında tutmaya çalışıyor. Özgür Özel, gazeteci Nevşin Mengü’ye verdiği röportajda buna dikkat çekti:
“Bugünden aday tartışmak kadar bizim partiye ve muhalefete zarar verecek bir şey yok.
Ben doğruları tekrar edeceğim, hataları tekrar etmeyeceğim. Erkenden aday tartışması yanlıştır nokta.
Kendi adaylığını dayatmak demek, daha doğru başka adaylar varken, kendisinin adaylığını dayatmak ve seçimi riske atmak demek. Ben böyle bir hata yapmam.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı kim kazanacaksa o olur. En iyi sonuç kimle alınırsa o olur.”
https://x.com/i/status/1791537655269748746 /V/ ÖÖ -Nevşin Mengü aday
ERDOĞAN, İMAMOĞLU’NUN ÖNÜNÜ AÇIYOR
Muhalefetteki kendine güvensizlik ilginç boyutlarda. Boş güven ne kadar sorunsa, kendine güvensizlik de en az o kadar sorun. Muhalefet, yıllardan bu yana iktidar yüzü görmediğinden güven konusunda ikinci şıkkı yaşıyor.
Özgür Özel, Nevşin Mengü röportajında, kendisinin seçim sonuçlarını sandığa gitmeden 10 gün önce gördüğünü söylüyor. Kimi partililer arasında yaşanan özgüven sorunu hakkında, “Benim gördüğüme Allah’tan seçmen inandı. Bu beni eleştirenlere kalsaydı hepimiz mahvolmuştuk. Allah’tan seçmen bize inandı onlara inanmadı.” diye ekledi.
Özel, kendisi için teknik direktörlük rolü biçmiş: “Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Teknik Direktör, ‘Penaltıyı ben atacağım’ demez. En formda oyuncusuna attırır. Günü geldiğinde arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak.”
Mansur Yavaş Ekrem İmamoğlu / FOTO
İki forvetli oyunda en büyük sorun bu kişiler arasında rekabetin yaşanması ve birinin diğerini saf dışı bırakmak isterken bel altı vuruş yöntemlerine kayması değil. Bu öngörülebilir bir durum olduğu için “teknik direktör” ve yardımcıları bunun önüne geçebilir. Bundan daha büyük sorun, Beştepe Sarayı’nın bu adaylar arasında manipülasyon yapmaya çalışması olacak.
Dünyada entrika çevirme konusunda eline su dökebilecek başka lider çok az bulunan Erdoğan, iki forvetle ilgili yapacaklarının bir kısmı öngörülebilecek durumda. Bir kısmını ise öngörebilmek çok kolay görünmüyor.
Bugünden görülen bir tablo var orta yerde. Erdoğan, medyası aracılığıyla toplumda ciddi bir karşılığı olan Mansur Yavaş’ı görmezden gelip adını silik hale getirmesi. Buna karşılık, takındığı tavırlarla Özgür Özel’i parlatıyor görünmeye çalışması.
Burada en önemlisi Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu üzerine oynayacak gibi görünüyor. Hangisinden daha verim alınacaksa ona bazan düz vuruş, bazan ters vuruşlarla yapacak bunu. Anlaşıldığı kadarıyla Özgür Özel’i doğrudan parlatıyor görünecek. Özgür Özel’e, “Bütün bunları ben yapıp başardım. Cumhurbaşkanlığı gibi ülkenin bir numaralı makamını niçin başkasına hediye edeyim.” dedirtmeye çalışacak.
Ekrem İmamoğlu’na ise ters vuruş yaparak omuz verecek. Bir dönem Erdoğan’ın ima ettiği kişi bile onun için talih rüzgârı gibiydi. Bu büyü bir süre önce bozuldu. Şimdi omuz verdiği değil, ters vuruş yaptığı kişinin önünün açıldığını görüyor olmalı. Önünü kesmeye çalışıyor görünse de İmamoğlu’nun önünü açacak. Bunu Erdoğan da biliyor.
Peki bunu yapacak mı dersiniz? Bugünden bakınca bu soruya “Hayır” cevabı vermek kolay görünmüyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***