Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Çetin Doğan’ adaleti; ya diğer yaşlı hastalar? 

‘Çetin Doğan’ adaleti; ya diğer yaşlı hastalar? 


NECİP F. BAHADIR | YORUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gece yarısı imzaladığı kararlarla 28 Şubatçılara hapishanenin kapılarını açtı. Çetin Doğan ve arkadaşları tahliye edildi. Gerekçe; kocamışlık hali ve kronik rahatsızlıklar… Çok önemli bir gelişme. AKP cenahı ve medyasında ise sessizlik hakim. Aff-ı şahanenin bahanesi olan iki unsur bugün ortayı çıkmış değil, daha önce de vardı. Buna rağmen ‘özel takıntısı’ olduğu bilinen Erdoğan, Çetin Doğan’ı serbest bırakmaya yanaşmadı.

Peki şimdi ne değişti? Sebebi ne ola?

Çok geçmeden anlaşıldı ki Çetin Doğan ve arkadaşlarının serbest kalmasını sağlayan CHP lideri Özgür Özel imiş. Erdoğan’la baş başa yaptığı görüşmede sorunu gündeme getirmiş ve tahliyelerini istemiş. Erdoğan’ın jesti sadece Doğan’a değil, aynı zamanda Özel’e… CHP’ye yani. Özel Kalem’in sıcağı sıcağına Özel’i bilgilendirmesinden de Erdoğan’ın CHP’yi memnun etme arzusu anlaşılıyor.

‘Yaşlı ve hastalıklı’ mahkum 28 Şubat mahpuslarıyla mı sınırlı? Çetin Doğan gibi hatta ondan daha kötü durumda olan başka mahkum yok mu hapishanelerde? Doğrusu ilgisini 28 Şubatçılar’la sınırlı tutması Özel’e yakışmadı. Lafa gelince, “Mazlumun, masumun kimliği sorulmaz, düşüncesine ideolojisine bakılmaz.” denir. Fakat CHP lideri dosyasını kimliklerine bakarak, siyasi görüşlerini gözeterek hazırlamış.

28 Şubatçıların tahliyesine itirazım yok

Yine de yaşlı ve hasta 28 Şubatçılar’ın evine dönmesine itirazım yok. Olumlu bir gelişme midir? Evet… Çetin Doğan da olsa fark etmez. İçeriden her çıkış ve kapının aralanması kalanlar için bir umut ışığıdır. Günün birinde sıranın kendisine geleceğini düşünür mahpus ve moral bulur. Açılmayan kapı mahkumu karamsarlığı iter, günlerini kabusa çevirir.

Medyada Çetin Doğan ve arkadaşlarını ‘aklama’ çabası gözden kaçmıyor. 28 Şubat’ın siyasete ve demokrasiye müdahale olduğunu herkes biliyor. “Demokrasiye balans ayarı” yapıldığını söyleyen bizzat dönemin kudretli ismi Çevik Bir’di.

‘Postmodern darbe’ nitelemesi de yine 28 Şubat aktörlerine ait. Çetin Doğan 28 Şubat’ın en kritik ve en sert ismi. “Gerekirse silah bile kullanırız!” diyen ekibin başı. Hedefinde sadece siyaset kurumu değil içeriden Hilmi Özkök gibi mutedil isimler de vardı.

Artık üzerinden çok zaman geçti, 28 Şubat bugünün konusu değil. Köprünün altından çok sular aktı. 28 Şubat’ın verimli hale getirdiği siyasi iklimden AKP ve Erdoğan doğdu. 28 Şubat süreci yaşanmamış olsaydı meydan Erdoğan’a kalmazdı. AKP kadro ve politika olarak güçlü bir çıkış yapamazdı. Erdoğan, 28 Şubatçılara borcunu mu ödüyor? Bu yazıyı yazmamın amacı bu sorunun cevabını vermekti. Fakat konu çok dallı budaklı…

Erdoğan, ‘demokrasi ve hukuku rayından çıkararak’ 28 Şubat’a ve sürecin aktörlerine rahmet okuttu. Nasıl mı?

Erol Özkasnak da tahliye edildi.

Erdoğan, 28 Şubat zulmünü fersah fersah aştı 

Saadet Partisi’nin eski lideri Mustafa Kamalak, Erdoğan’ın baskıcı politikalarını yorumlarken “28 Şubatçılar daha onurluydu.” çıkışını unutmak mümkün mü? Ya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Hanım’ın şu sözü: “Bu süreçte yaşadıklarımızı 28 Şubat’ta benim başörtümün tartışıldığı günlerde bile bu kadarını görmedik.” Daha birkaç hafta önce İsrail’e ticareti protesto eden başörtülü kızlar, “Biz 28 Şubat’ta bile böyle yerlerde sürüklenmedik.” demedi mi? Erdoğan 28 Şubat zulmünü fersah fersah aştı.

Bugün yolu mahkemelere düşmüş sıradan bir kişiye sorun; “28 Şubat döneminin hukuk ortamında mı yargılanmak istersin yoksa AKP’nin yargı düzeninde mi” diye? Cevabı tartışmasız ‘28 Şubat’ olur. İsrail’le ticareti protesto eden gençler dahil buna. 1071’den bu yana yargı hiç bu kadar adaletten, hukuktan, haktan yoksun olmamıştı. AKP iktidarı adını inkar ederek adaletsizliğe ‘altın çağını’ yaşattı. Ve hale de yaşatmakta. AKP ile birlikte adalet bu ülkeyi terk etti.

Erdoğan, Çetin Doğan’dan ‘teşekkür beklemese’ bile en azından susmasını isterdi. Ama Doğan, Erdoğan’ın canını sıkacak şekilde, “Anayasa işledi, bu bir af değil, gecikmeli işlem!” mealinde tepki verdi. Doğan’a cevap AKP’den değil ortaktan geldi. Bahçeli, “Ben cezaevi müdürü olsaydım aftan yararlananların listesine bakar, ‘Çetin Doğan sen orada yoksun’ der, geri içeri alırdım.” dedi. Bu sözler çok önemli, tarihe not edilmeli.

Şecaat arz ederken, sirkatin söylemek!

Neden mi? Hapishanelerdeki keyfi uygulamaların perde arkasına nüfuz etmek için… Denetimli serbestlik hakkı vermeyen hapishane idarelerinin sırtlarını nereye dayadığını görmek için… Bahçeli gibi düşünen hapishane müdürleriyle dolu Türkiye. Adalet ve İçişleri Bakanlıkları MHP’nin kontrolünde. O yüzden mahpuslara ‘özel infaz sistemi’ uygulanıyor. Bahçeli, Doğan’a tepki gösterirken ‘sirkatini’ söyleyiverdi. Hapishaneler Bahçeli’nin bu zihniyeti tarafından yönetiliyor.

Şimdi Erdoğan’a sorma zamanı… Af neden sadece Çetin Doğan ve arkadaşlarına? Bu paşa adaleti değil mi? Diğer yaşlı ve hastalara adalet yok mu? Adli Tıp raporu gerekli demeyin… Orası da Erdoğan’ının elinin altında. Mahpusun kimliğine göre raporlar tanzim ediliyor.

Ey milliyetçi muhafazakar AKP kitlesi!

28 Şubatçılar salıverilirken mahallenizdeki yaşlı ve hasta hacı amcanın karanlık duvarlar arkasında kalması içinize siniyor mu? Bir itirazınız yok mu?

Hapishaneler bankaya paraya yatırdığı, sohbetlere katıldığı, gazeteye abone olduğu gibi saçma sapan gerekçelerle tutuklanan ve mahkum olan yaşlı, kadın ve çocuklarla ağzına kadar dolu. Aralarında tekerlekli sandalye ile hatta yatalak olduğu için yatağıyla hapishaneye taşınanlar var.

Ey AKP’ye omuz verenler!

Bu mahpusların hepsini camiden, mahalleden tanıyorsun. Aff-ı şahane Çetin Doğan’a var da onlara yok mu? Bu tablo vicdanına sığıyor mu? Bak, mümini olduğun Erdoğan, ‘Özgür Özel istedi’ diye 28 Şubatçılar’a hapishanenin kapısını açıverdi. ‘Ya diğerleri?’ diye sormayacak mısın? Derin uykudan Çetin Doğan da mı seni uyandıramayacak?

Anadolu toprakları tepki ve itiraz konusunda çok cimri ve kendine özgü karaktere sahip. O kitle bugün sessiz kalsa, herhangi bir tepki vermese de Çetin Doğan serbest bırakılırken hapishanelerin yaşlı ve hasta mahkumlarla dolu olmasından rahatsız olur. Bu Çetin Doğan adaletinin AKP’nin muhafazakar tabanında derin yaralar ve çatlar açması kaçınılmaz. Anadolu vicdanı vaktini bekler ve hesabını mutlaka sorar. 31 Mart’ta olduğu gibi. Muhafazakarlar bu tabloyu kabullenemez. AKP’ye ‘tepki ve öfke’ böyle böyle birikiyor işte.

Erdoğan, affı şahanesini, Çetin Doğan için kullanırken hem 28 Şubat’a borcunu ödedi hem de CHP’ye jest yaptı. Adaleti gözetmedi. Mahpusun kimliğine baktı. Vicdanları yaraladı. AKP’nin bagajına taşıması zor bir yük yükledi.

Acısı sandıkta çıkar.

NOT: 28 Şubat davasında “darbeye teşebbüs” suçundan müebbet hapis cezası almış olan emekli askerler Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Çetin Doğan ve Çevik Bir’in kalan hapis cezaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 16 Mayıs’ta kaldırılmıştı.
Af kararının ardından Çetin Doğan, tutuklu bulunduğu Buca Kırıklar 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden; Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak Sincan Cezaevi’nden tahliye edilmişti.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version