TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 24. Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu’na katılmış ve dün bir konuşma yapmış. İsrail’le ticaretten mi bahsetmiş? Tabii ki hayır.
Hitler Almanya’sından kaçan Yahudi bilim insanlarına (Kurtulmuş ‘bilim adamları’ diyor) Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açarak bilime katkı vermelerini sağladıklarını hatırlatmış ve şöyle demiş:
‘Dünyanın dört bir tarafında Siyonist baskılar karşısında bulunan bütün bilim adamı dostlarımıza çağrı yapıyoruz; Türkiye’nin kapısı bilimle uğraşan, gayret eden bilim adamlarına açıktır. Siyonist baskıdan kaçanlar, bilimsel faaliyetlerini burada sürdürebilirler.”
Bu ifadeleri büyük bir ‘başarı’ gibi sosyal medya hesabından da paylaşmış.
İçinde bulunduğu gafletin ve Türkiye’de yaşananların farkında değil galiba.
Ya da farkında ama umurunda değil.
Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye kaçan insanları örnek gösteriyor, bugün de Siyonistlerden kaçanlar -artık kimlerse onlar- bize gelsin diyor. Türkiye’den Almanya’ya ya da başka ülkelere gidenler peki?
Sadece bir örnek vereceğim: KHK’lı akademisyen, Prof. Dr. Zekeriya Aktürk Türkiye’nin ilk aile hekimlerinden biriydi. Bilim hayatı 15 Temmuz bahane edilerek alt üst edildi.
Önce işinden atıldı. 14 ay hapis yattı. 2020 yılında mecburen Almanya’ya iltica etmek zorunda kaldı.
İyi ki de öyle olmuş. Daha Almanya’ya gelir gelmez Münih Teknik Üniversitesi Aile Hekimliği Enstitüsü’nden kabul aldı ki, bu üniversite dünyanın sayılı eğitim kurumlarından biri. Daha sonra Ausburg Üniversitesi’ne geçti.
Aktürk, Bayern Tabip Odası’nda 7 Aralık 2022’de verdiği sınavı kazandı ve uzman doktor oldu.
Birkaç gün önce de muayenesini açarak yarım kalan mesleğine devam etmeye başladı. Böyle birçok başarı örneği var.
En acısı ne biliyor musunuz, hakkındaki suçlamalardan beraat etti Aktürk.
Buna rağmen o dönemde Türkiye’de hiçbir yerde iş bulamadı.
Neden? Terörist diye damgalandığı için.
Evinin balkonunda çeviri yaparak geçimini sağlamaya çalıştı ve mahkemesi devam ederken hakim bey kendisine “Çeviriyi kaça yapıyorsun?” diye sorarak dalga geçti.
Numan bey ve AKP’liler idrak edemese de durum şu:
Siyonistlerden kaçan bilim insanları varsa gidecekleri yer Türkiye değil ve olmayacak.
Demokrasiyi, insan haklarını ve insan onurunu önceleyen yönetim anlayışının olduğu ülkeler olacak.
AKP iktidarı bunu başaramazsa yenilgi yenilgi büyüyen zaferler değil, hezimetler kaçınılmaz.
İDEOLOJİK KÖRLÜĞÜN BÖYLESİ…
Üniversite yıllarından beri severek okurum Ataol Behramoğlu’nu.
Ama “Devlet suç işliyor” adlı son yazısı gerçekten büyük bir hayal kırıklığı.
28 Şubat hükümlüsü olarak 2,5 yıldır mahpus emekli orgeneral Çetin Doğan‘ın durumunu yazmış.
Biliyorsunuz, hasta mahpuslara yönelik hukuksuzlukları yakından takip ettiğim için Doğan’ın durumunu da takip ediyorum. İzmir F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan 84 yaşındaki Doğan’ın gerçekten ciddi rahatsızlıkları var.
Mart ayının başında yüksek tansiyon nedeniyle hastaneye kaldırıldı, ölümden döndü. Safra kesesi ameliyatı geçirmesine rağmen taburcu edilip tekrar hapse gönderildi. Kesinlikle tahliye edilmesi gereken bir mahpus. Ancak AKP, 28 Şubat’ın intikamı uğruna Doğan’ı hapiste tutmaya devam ediyor.
Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan geçen hafta bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, belli ki aile dosları da olan Ataol Behramoğlu’na da göndermiş.
Behramoğlu yazısında Doğan’ın hasta bir mahpus olmasını gündeme getirmiyor sadece.
Diyor ki, “Çetin Doğan ve arkadaşları suç işlemediler, o dönemde bulundukları yüksek sorumluluk görevinin gereğini yerine getirdiler.”
İnanılmaz.
28 Şubat döneminde birçok insan, birçok üniversite öğrencisi korkunç bir haksızlığa uğradı.
Bir edebiyatçı, yazar, şair bunu nasıl görmezden gelir?
Doğan’a yapılan hak ihlallerine tepki göstermek için 28 Şubat dönemindeki hukuksuzlukları görmezden gelmek ideolojik körlükten başka bir şey değil.
Çetin Doğan ile birlikte, 28 Şubat davası nedeniyle tutuklu başka emekli askerler de hapiste.
Hepsi yaşlı ve sağlık sorunları olan insanlar. Umarım AKP bu intikam hırsından vazgeçer.
Behramoğlu’nun dahil olduğu cenah da bu ideolojik körlükten.
SEVİNÇ ÖZARSLAN
19 Nisan 2024 GÖRÜŞ
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***