“bana yaz diyorsun
nasıl yazayım
ellerimi alıp gitti”
Rupi Kaur’ın 22 yaşında kendi imkanlarıyla çıkardığı ilk şiir kitabı Süt ve Bal, 2014 yılında The New York Times’ın çok satanlar listesinde ilk sırada yer aldı. 2015 yılında Instagram’da yayınladığı, tartışmalı fotoğrafı ise onun popüler bir şair olmasını sağladı. Sonraki yıllarda İnstapoetry ’nin kraliçesi sayıldı.* Şu an 21. yüzyılın en çok satan şairi unvanına sahip.
2015’ten sonra zirvede kalmayı başarmasının en önemli sebebi toplumsal cinsiyet konusunda farkındalık yaratan cesur şiirleri ve performansları. Güçlü bir diğer özelliği ise Pencap’tan Kanada’ya göçmüş bir melez olarak doğu ve batı ayrımında bize şiirleriyle üçüncü bir mekan yaratması.
Toplumsal cinsiyet, aşk, kayıp, cinsel istismar ve göçmenlik şiirlerinde öne çıkan temalar. Yaşamında ve şiirlerinde dört yaşında amcası tarafından maruz kaldığı cinsel istismarın izleri hep var.
“damarlarımda
senin kanın akarken
söyle
nasıl unutayım”
Cinsel istismardan hayatta kalma mücadelesi onda büyük bir yaşam ateşi yaratıyor. Paramparça bir ruh ve bedeni yazarak onarıyor. Ve acısını dönüştürüyor.
“dünya
öyle acılar
veriyor ki sana
alıp tüm acıları
bal eyliyorsun”
“Acıyı bal eylemek…” konuşmalarımda çok kullandığım Hasan Hüseyin’in dizeleri… Dünyanın farklı yerlerinde, büyük yalnızlıklar içinde hayatta kalanların benzer yolculuklar yaptığını öğrenmek hem şaşırtıyor hem de güç veriyor.
Köklerine bağlı bir şair Kaur. Travmatik geçmişi gibi geldiği yeri de hiç unutmuyor. Sih kökenli ailesi soykırımdan kurtulmak için Kanada’ya yerleşiyor.
“çetrefilli bir ilişkim var
doğduğum ülkeyle
erkekler sokaklarda katledildi
kadınlara tecavüz edildi
binlerce insan işkence gördü
polisin eline düşenlerden haber alınamadı
hindistan inkar ediyor olanları
fakat ne kadar yoga yapılırsa yapılsın
ne kadar bolivud filmi izlenirse izlensin
unutturamazlar bize
sih katliamını”
Anadilini korumayı çok önemsiyor. Bu nedenle şiirlerinde büyük harf ve küçük harf yok. Gurmukhi alfabesinde olduğu gibi.
Onu daha iyi anlayabilmek için Google haritalara girip Pencap sokaklarında dolaşıyorum. Göz alabildiğine büyük pirinç tarlaları yine alabildiğine yoksulluk. Yoğun bir bisiklet, motosiklet trafiği… Durakta bekleyen sırtında okul çantası olan bir kız çocuğu. Tenha bir yerde ve tek başına olduğu için korkuyorum. Çünkü Hindistan’da kız çocuklarının %53 ünden fazlası cinsel istismara maruz kalıyor.
KAPLANI ÖLDÜRMEK
Kaur, bu konuya dikkat çekmek için bir belgeselin de yapımcısı. Geçen ay Netflix ’te yayınlanan belgeselin adı Kaplanı Öldürmek. Oscar’a aday olan belgesel; Hindistan‘ın bir köyünde toplu tecavüze uğrayan bir kız çocuğunu ve ailesinin mücadelesini anlatıyor. Köylülerin bütün tehditlerine ve baskısına rağmen aile direniyor. Köyün ileri gelenleri, kızın tecavüzcülerden biriyle evlenerek namusunu temizlemesini ve konuyu kapatmasını öneriyor. Dünyanın bir ucunda hayatta kalanlarla benzerlik nasıl şaşırtıyorsa faillerin benzerliği de şaşırtıyor. Babanın çocuğunu desteklemesi hele de hukuk mücadelesi vermesi Hindistan’da rastlanan bir durum değil. Aile davayı kazanıyor. Saldırganlar şimdiye kadar verilmiş en yüksek cezayı alıyor ve dava Hindistan’da emsal oluyor.
Kaur Amerika’da en çok yasaklanan şairler arasında da ilk sıralarda. Ona bu onuru veren sadece aile içi cinsel istismardan bahsetmesi değil, toplumsal cinsiyet konusunda yazdığı çok cesur şiirler.
“bir dahaki sefere gösterdiğinde
bacaklarında
uzamaya başlayan tüyleri
şunu hatırlat ona
senin vücudun
onun evi değil
bir konuk o sadece
ve uyar onu
aşmasın bir daha
haddini”
Süt ve Bal dışında, diğer iki şiir kitabı da Türkçeye çevrildi şairin: ‘Güneş ve Onun Çiçekleri’ ile ‘Bu Beden Benim Evim’. Travmadan iyileşmek, aşk acısı ve toplumsal cinsiyet konusunda cesur ve samimi şiirler arıyorsanız Rupi Kaur’u tavsiye ederim.
* İnstapoetry: Sosyal medyada, özellikle instagramda paylaşılan şiirleri tanımlamak için kullanılan kelime.
Meliha Yıldız: 1975’te, birçok ihmal ve istismarın yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşında, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı ifşa etti. Bu, onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan Kutsal Tecrit’i 2021 yılında yazdı. İkinci kitabı Uçurum Kenarındaki Salıncaklar 2023 yılında yayınlandı. Özellikle yazılarıyla çocuğun cinsel istismarı konusunda aktivizm çalışmaları yapmaya devam ediyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***