Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Trump geliyor ama… 

Trump geliyor ama… 


ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Malum olduğu üzere 2024 dünyada seçim yılı. Rusya, Hindistan ve Türkiye gibi çok sayıda ülkede seçim var. Dünya nüfusunun yarıdan fazlası sandığa gidiyor. Otoriter rejimlerin dünyanın her yerinde yükselişe geçmesinden endişe ediliyor.

Herkesi gözü ise tartışmasız bir şekilde ABD seçimlerinde. Dün ABD seçimleri için önemli bir aşama geçildi. ‘Süper Salı’ olarak adlandırılan ve 15 eyalette birden yapılan ön seçimlerde Trump, beklenenin üstünde bir performans gösterdi. Donald Trump Alabama, Arkansas, Colorado, Maine, Kuzey Carolina, Oklahoma, Tennessee, Teksas ve Virginia’da rakibi Nikki Haley’e karşı üstünlük sağladı.

Açıkçası dünkü sonuçlardan sonra Nikki Haley’in havlu atması an meselesi. Bu saatten sonra Trump için ön seçimler formalite sayılır.

Iowa’da 15 Ocak’ta başlayan ön seçimler 8 Haziran’da sona erecek. Cumhuriyetçi partinin 15-18 Temmuz’da Milwaukee’deki parti kongresinde kesin aday açıklanacak. Ardından da Biden ile Trump bir kez daha karşı karşıya gelecek. Zaten hayli bölünmüş vaziyetteki ABD toplumu daha da gerilecek. Çünkü Trump’ın sosyal medya paylaşımları ve konuşmaları bu potansiyeli barındırıyor.

Mesela dünkü zafer konuşmasında göçmenleri kastederek ‘ABD’nin tarihte görülmemiş bir işgal altında olduğunu ve ülkeyi geri alacağını’ söyledi. Sandık yaklaştıkça Trump’ın tansiyonu yükseltmesine kesin gözüyle bakılıyor. Demokratların umudu Trump’ın önünün yargı eliyle kesilmesiydi ama Anayasa Mahkemesi pazartesi günü itibariyle bu ihtimali de ortadan kaldırdı.

Gerçi Trump ile ilgili 4 ayrı dava sürüyor ve oradan ceza alması seçmenlerin tercihini etkileyebilir. Ancak söz konusu davalar seçime kadar bitmeyebilir. En azından Trump’ın hukuk ekibi davaları uzatmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Biden 81, Trump 77 yaşında!

Ön seçimlerden Trump çok güçlü çıkıyor.  Demokratlarda da Biden’in adaylığı kesin. Ancak ister Demokrat ister Cumhuriyetçi olsun Amerikan seçmeni hayli endişeli. Çünkü her iki başkan adayı da çok yaşlı ve zihni melekeleri konusunda ciddi şüpheler var. Nitekim pazartesi günü açıklanan bir ankete göre ABD halkının onda altısı Biden ve Trump’ın başkanlık yapabilecek zihni kapasiteye sahip olmadığını düşünüyor. Yani halkın büyük bir kesimi, üstelik parti ayrımı yapmaksızın başkan adaylarının zihni yeteneklerinden şüphe ediyor.

Aslında son derece haklı bir kaygı. Sonuçta Başkan Biden 81, Donald Trump ise 77 yaşında. Biden’in kırdığı potlar ve unutkanlıkları Demokrat Parti seçmeninde bile ciddi bir kaygı kaynağı.  Hangi aday seçilirse seçilsin seçim sonrası ‘bunama’ tartışmaları sıklıkla yaşanacak.

Bu arada ABD tarihinde bir ilk de yaşanabilir.

Çünkü ABD Anayasası’nın 25. Ek maddesi (25. Amendment) başkanın görevini yürütemeyecek hale gelmesi, sağlık vb nedenlerle görevini yapma ehliyetini kaybetmesi durumunda kendi kabinesi tarafından görevden alınabiliyor.

Başkan yardımcısı ve sekiz bakan ‘patronun çıldırdığını’ düşünürse Temsilciler Meclisi ve Senato’ya bir mektupla başkan yardımcısının görevi devraldığını bildiriyor. Siyasi analistler böyle bir ihtimali yabana atmıyor. Yani Trump’ın seçilmesi de Biden’in tekrar seçilmesi de tansiyonu düşürmeyecek. Sıradışı olayların yaşanacağı bir döneme giriyoruz.

Peki bu durum Türkiye Amerika ilişkilerini nasıl etkiler?

Erdoğan’ın Trump’ın seçilmesini beklediğini söylemek abartı olmaz. Zira Trump ile kafa yapısı paralel ve ilk döneminde çok iyi anlaştı.  Trump’ı ne zaman arasa ulaştı ve Trump tarafından sırtı sıvazlandı.

Gerçi Trump’ın sağı solu da belli değil. Bir gün överken öbür gün ‘aptal olma’ diye mektup yazıp bunu da sosyal medyadan paylaşabiliyor. Ancak Trump’ın kazanması halinde Erdoğan’ın da kazanacağını söylemek mümkün.

Biden ikinci döneme devam ederse ne olur?

Erdoğan rejimi bu ihtimali de yabana atmıyor. Biden ile Erdoğan’ın yıldızı pek barışmadı ama son dönemde iki ülke arasındaki ilişkiler de yeni bir sayfa açma çabası var.  Nitekim MİT Başkanı İbrahim Kalın bugünlerde Washington’da. CIA Başkanı ile görüşmeleri var. Aynı zamanda Kongre ve Dışişlerinde de temasları olacak.

Perşembe ve Cuma günü ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD Başkentinde. O da mevkidaşı ile görüşecek. Her ikisinin de ajandası dolu. Irak ve Suriye gündemi yanında Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze’de yaşanan dram da masa da.

Bu arada şunu da not etmekte fayda var. İktidar medyası ve sözüm ona muhalif medya da ne zaman Türkiye-Amerika ilişkileri masaya yatırılsa aynı ezber cümleler tekrar ediliyor. Şimdi de aynısı oldu. İki ülke arasındaki sorunlu alanlar sayılırken Fethullah Gülen de gündeme getiriliyor.

Uzun zamandır Washington’u takip eden birisi olarak şunu net olarak söyleyebilirim; ABD’nin öyle bir gündemi yok. ABD’nin tutumu net… “Elinizde somut belge bilgi varsa verin gereğini yapalım aksi halde bu konuyu masaya getirmeyin!” diyorlar.

Peki Kalın ve Fidan dönerken çantasında ne götürecek?

Erdoğan’ın sınır ötesi operasyon mesajları verdiği bir dönemde rejimin bu iki kritik ismi bir takım ‘ev ödevleri’ ile dönebilir mi? Rusya lideri Putin, bu ‘ev ödevlerine’ nasıl bakar?

Sonuçta Erdoğan rejimi Rusya’nın oyun planındaki en kullanışlı oyuncu. Mevcut durum hem Putin’in hem Erdoğan’ın işine geliyor. Washington’un Ankara’dan beklentileri ile Putin’in beklentileri uyuşmadığında ne olacak?

Her ne kadar Türkiye ABD ile yeni bir sayfa açma çabasında olsa da Ankara-Washington ilişkilerinde aşılması gereken çok fazla sorun var. Biden yönetiminin özellikle de seçim öncesinde Suriye ve YPG gibi başlıklarda tutum değiştirmesi beklenmiyor.

Bu durumda yeni sayfa ancak Erdoğan rejiminin bugüne kadar savunduklarını, söylediklerini yutmasıyla olur.

Peki Erdoğan ABD’ye karşı ettiği lafları yutar mı? Bugüne kadar yaptıklarına bakarsak; yutacağından şüphe yok.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version