Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Kadir İnanır fenalaştı’ dedikodusunun çıktığı gece neler yaşandı?

‘Kadir İnanır fenalaştı’ dedikodusunun çıktığı gece neler yaşandı?


TARIK TOROS | YORUM

Türkiye gittikçe otoriterleşirken Kürt sorunu çözülemez. Otoriter bir ülkede çözüm konuşulmaz. ‘10 önce, 10 yıl sonraya’ birlikte bakalım mı?

***

1 Eylül 2014’te bir grup gazeteci ve sanatçı grubuyla Hakkari’deydim. Barış Günü kutlamaları vardı. Hoş, Dünya Barış Günü 21 Eylül’dür. Türkiye’de hangi akla hizmet 1 Eylül’e çekildi bilmiyorum. Lakin konu bu değil.

Gün boyu kutlamalar, çekilen halayların ardından akşam çok sayıda ismin sahne aldığı konsere katıldık. Kürtçe şarkılar söylendi, zılgıtlar çekildi. Otele çekildiğimiz esnada Twitter’da, “Kadir İnanır’ın fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.” şayiası çıktı. Lobiye indim, Kadir İnanır oradaydı, Milliyet’ten Ali Eyüpoğlu da vardı. Bir fotoğraf çekip paylaştık, dedikodular şak diye kesildi. Sonra laf lafı açtı. Hiç unutmam, Kadir İnanır birkaç kere, “90 güne kadar barışı davul zurnayla kutlayacağız.” dedi. Oysa öyle bir hava yoktu. Buna inancı güçlüydü, kimse itiraz etmedi, edemedi belki de.

O gün ve ertesi gün Hakkari’de ne polis ne de asker gördük. Devlet, kum torbalarıyla desteklenmiş bariyerlerin arkasındaki karakoluna çekilmişti. Fidanlar dikildi, Zap Suyu kenarında yemekler yendi, Hakkari’den Van havaalanına kadar yolda tek çevirme dahi olmadı.

***

Birkaç ay sonra 28 Şubat 2015’te AKP ile Kürt siyasiler arasında Dolmabahçe mutabakatı yapıldı. Öcalan PKK’ya silah bırakma çağrısı yaptı, Kandil teyit etti, Erdoğan “Önemli bir eşik.” dedi. Açıklamalar coşkulu olsa da atmosfer gergindi. Nitekim 22 Mart’ta Erdoğan seçime 2.5 ay kala ‘çözüm sürecini’ bitirdi, Dolmabahçe toplantısını doğru bulmadığını açıkladı, “Mutabakat metninin nesini kabul edeceğim!” diyerek masayı devirdi.

***

Onun için Kürtler, her şeyin baş aşağı gitmeye başladığı bu dönemin miladı olarak 2015’i kabul eder. Oysa 2012-2015 arasında götürülen çözüm sürecinin Erdoğan’a bakan yönüyle hiçbir samimiyeti olmadığı gibi, 4 Nisan 2013’te oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti de büyük oyalamacaydı esasen.

Erdoğan’ın bütün ayarları 2013 Gezi eylemiyle değişmiş, 17 Aralık yolsuzluk skandalının patlamasıyla birlikte kimyası bozulmuştu. Bir daha hukuka ve demokrasiye dönemezdi. Kürt siyaseti o gün anlayamadı bunu.  

***

AKP, 7 Haziran 2015’te tek başına iktidarı kaybedince (Cumhurbaşkanını halk seçse de parlamenter sistem devam ediyordu) silahlar konuşmaya başladı, sonraki süreçte Kürt siyasetçiler tutuklandı, Öcalan’a tecrit uygulanmaya başladı. Belediyelere kayyım atandı, Kürt medyası kapatıldı, gazeteciler hapsedildi.

Partililer, ‘kapatılacak’ diye HDP’yi boşalttı, yeni kurulan DEM Parti’ye geçti. HDP, iktidarın “terörle eş” tuttuğu bir partiydi. DEM Parti ise kurulmasıyla birlikte muhalefetin de hışmına uğradı.

Kürtçe müzik, devlet halaya katılırsa serbest. Kayyım politikasının gevşeyeceğine dair hiçbir işaret yok. Bilakis TSK, Irak’ın kuzeyine harekat için gün sayıyor.

***

Şu koşullarda çözüm uzak bir olasılık bile değilken nasıl ve nereden ortaya çıktı bilmiyorum. Fakat bir kafa karışıklığı olduğuna eminim. Olmasa Ahmet Türk, 8 Şubat’ta KRT’de, “Erdoğan isterse çözer!” diye konuşurken bunu 17 Mart’ta Rudaw’da düzeltmezdi: “Bu iktidara güven olmaz, Kürtlere en çok zulmeden Erdoğan’dır.”

***

1 haftadır, PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın Newroz’da ne müjde vereceği merak ediliyordu. Halk Savunma Merkezi, SİHA’ları etkisizleştirme imkanı yakaladıklarını ve bugüne kadar 15 adet SİHA düşürdüklerini açıkladı. (Esasen Şubat 2023’ten beri böyle bir teknolojileri varmış.) Karayılan’ın gece yarısı paylaşılan 2 dakikalık mesajında ise ulusal birlik ve direniş çağrısı dışında somut bir konu yoktu.

***

10 yıl önce 10 yıl sonra, durum pek iç açıcı değildir. Bırakın iyileşmeyi, daha da kötüye gitmiştir. Nedeni çok açıktır: Türkiye gittikçe otoriterleşirken Kürt sorunu çözülemez. 

Çözümsüzlüğün üzerinde yükselen rejimin barış çubuğu tüttürmesi kendi intiharı olur. Ömrümüz varsa barışı davul zurnayla kutlayacağımıza inancım tamdır, lakin 90 gün sonra mı olur, 90 ay sonra mı; bilemem…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version