Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Jesus’a haksızlık etmişiz; top yuvarlak ama futbol kirli!

Jesus’a haksızlık etmişiz; top yuvarlak ama futbol kirli!


HASAN CÜCÜK | YORUM

Türk futbolu yine kaosun içine itildi. Gerçi ne zaman kriz ve kaos eksik oldu ki? Bu kez kriz daha derin. Trabzonspor – Fenerbahçe maçı sonrası çıkan olaylar, önceki krizleri gölgede bırakacak cinsten. Fenerbahçe, 2 Nisan’da olağanüstü genel kurul kararı aldı. Ligden çekilme dahil, yol haritası için yönetim, Genel Kurul’dan onay alacak. Peki bu olaylar futboldaki şiddet ve kirliliğin son bulması için milat olur mu? Sonda yazacağımı baştan belirteyim; sanmıyorum.

Ve ne yazık ki ümidim yok. Neden mi? 

Türkiye’de futbol her zaman kirliydi. Şike, hatır şikesi, teşvik primi adeta futbolumuzun bir parçası oldu. 3 Temmuz şike operasyonu temizlenme yolunda kaçırılan bir fırsat olarak kayıtlara geçti. Herkesin kirli olduğu ortamda temizlenme fırsatı tepildi. Temiz futbol yolunda adım atanlar demir parmaklılar arkasına gönderilirken, futbolun kirli aktörleri tekrar sahneye alındı. Bu tarihi fırsatın kaçmasında başrol oyuncusu Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi.

Ülkede tüm kaleleri bir bir ele geçiren Erdoğan’ın futbola bigâne kalması düşünülmezdi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başkanlığına yakın dostu Hasan Doğan’ı seçtirdi. Hasan Doğan’ın ani ölümü sonrası Türk futbolu Mahmut Özgener ve Mehmet Ali Aydınlar dönemini yaşadı.

Türk futbolu ‘aklanma’ fırsatını kaçırdı 

Raydan çıkma Aydınlar döneminde oldu. Koltuğu oturduktan sadece 4 gün sonra şike skandalı patlak verdi. Türk futbolunun muktedirlerinden Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dahil önemli isimler tutuklandı. Deliller kusursuzdu. Bugün operasyona ‘kumpas’ diyen Ali Koç’un bile deliller karşısında söyleyecek sözü yoktu. Yıldırım’ı ‘kulübü yakmakla’ suçladı. Devreye Erdoğan’ın girmesiyle işler değişti. TFF Başkanı Aydınlar, ‘emirsiz’ karar alamadı. Erdoğan, “Başkanın yaptığı kulübü bağlamaz.” deyip, temiz futbol yolunda atılan adımı akim bıraktı. Ardından gelen 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası hukukun paspas edilmesiyle şike sürecinin aktörleri içerden çıktı. Yeniden sahne aldı.

Türk futbolu 2012’de Yıldırım Demirören’in başkanlığıyla iktidarın tam kontrolüne girdi. Beşiktaş’ı iflasın eşiğine getiren Demirören adeta ödüllendirildi. 7 yıl süren Demirören sonrası koltuk meşhur ‘beşli çete’ üyesi Nihat Özdemir’e teslim edildi. 16 Haziran 2022’den beri başkanlık koltuğuna Mehmet Büyükekşi emanetlik ediyor.

Erdoğan sadece TFF yönetimini kontrolüne almadı. Kulüpleri belediyeler ve bakanlık aracılığıyla bağladı. Mali açıdan çöken kulüplere bir de kamu bankaları kancası attı. Bankalar Birliği ile antlaşmaya yanaşmayan Ali Koç’u sopayla terbiye edip, imzaya mecbur bıraktı.

Bu ortamda TFF başkanı sadece bir figüran. Yoksa bu kadar kaos ve karmaşaya sebebiyet veren biri onurlu davranıp, istifa ederdi. İradelerini Saray’a bağladıkları için ancak görevden aflarını isteme hakkına sahipler. Bunun için bile Saray’dan işaret gelmesi gerekiyor.

Oysa futbol federasyonu kâğıt özerinde özerk. Siyasetin emri altında değil. Buna inanmak için Türkiye’yi tanımamak lazım! Televizyonda geçen bir altyazıya bile taa Fas’tan müdahale eden, futbolu başıboş mu bırakır?

Son 2 ayda yaşananlara bakın… 

TFF özerk olsa başkan ve yönetim şimdiye çoktan giderdi. Sadece bu sezonda yaşananlara bir bakın. Fatih Terim Fonu vurgunu… Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fatih Terim, Semih Kaya, Aylan Akman… Haksız kazanç elde etmek için birbirleriyle yarışmışlar…

İstanbulspor Başkanı takımı sahadan çekti, Riyad’da oynanacak Süper Kupa finalinde kriz çıktı. Maç oynanmadan takımlar Türkiye’ye döndü. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, hakem Halil Umut Meler’i yumrukladı ve son olarak Trabzonspor – Fenerbahçe maçı sonrası yaşananlar…

Hakemler ayrı bir facia. VAR var ama neden var kimse bilmiyor. Güçlüler korunuyor, zayıflar eziliyor. Federasyon başkanı, makamına hakemleri çağırıp fırçalıyor. Bunu dili çözülmüş eski hakemlerden öğreniyoruz. Amedspor’a yapılan ırkçı saldırıları da unutmadan yazalım. Bu kadar kaos ve skandalın olduğu bir sezonda onurlu her insan istifa ederdi.

Jorge Jesus’a haksızlık etmişiz!

Portekizli teknik adam Jorge Jesus geçen yıl “Süper Lig’de maçlar sahada kazanılmıyor! Bu ligin sportif bir gerçekliği yok!” dediğinde kızmıştık. Hatta ‘Başarısızlığına kılıf arıyor’ demiştik. Şimdi haksızlık ettiğimizi anlıyoruz.

Ne yazık ki uzun yıllardır Türk futbolunun sportif gerçekliği yok. ‘Kral çıplak’ diyecek cesur yürekler de yok. Günah keçisi belli. 8 yıldır ülkeden sökülüp atılan bir grubu suçlu ilan edenler, failin kim olduğunu adı gibi bilip, semere vurmaya devam ediyor. Çivisi çıkmış ülkede futbol temiz kalamazdı. Futbol zaten çivi çıkmadan önce de kirliydi, şimdi daha kirli. Kulüpler ise sadece ‘ben daha az kirliyim’ yarışında.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version