Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Canavar kim?



‘Canavar’ oyunu, adına düzenlenen imza günü için taşraya gelen Kemal’in hala kızlarını ziyaretini anlatıyor. Daha önce ki imza günlerinde kente gelmiş olan Kemal’in kuzenlerini ziyaret etmemiş olması merak konusudur. Kuzenler kırgınlardır ama yine de iyi bir şekilde ağırlamaya çalışırlar Kemal’i. Oyunun ortalarına kadar birbirlerini uzun zamandır görmemiş olan klasik akraba sohbeti sürer, görüşmedikleri dönemde neler yaşadıklarını özetle anlatırlar. Bir arada Kemal ziyaret amacını açıklayacağı çentikleri atar.

Yeni bir kitap yazmaya başlamıştır. Adı ‘Canavar’. Hasta olduğu günlerde bakıcılık yaptığı kuzeni Çağlar ilham olur kitaba. Genç yaşta vefat eden Çağlardan bahsetmek hepsi için rahatsız edicidir. Ama Çağlar’ın kaybından daha rahatsız edici bir şeyden bahseder Kemal. Çağlar babası tarafından cinsel istismara maruz kalmıştır… Kızlar şok olurlar.

Kemal’in başka konuşacakları da vardır, İrfan eniştenin Çağlar’a yaptıkları sadece bir giriş. Derya’ya dönüp İrfan eniştenin ona yönelik tacizini sorar. Derya sanki hiç taciz yaşamamış gibi, sanki unutmuş gibi algılayamaz Kemal’in sorusunu. Yakın çevrenin ve toplumun baskısıyla çok derinlere gömülmüştür taciz. O dönem herkes yalnız bırakır Derya’yı, annesi de dahil…

“Sen yanlış anlamışsındır…

Anne iç çamaşırlarım elindeydi!

Niye ortalığa koyuyorsun çamaşırlarını?”

Suçlu hep mağdurdur…

Kızlar ve anneleri susarlar çünkü babalarının terk ettiği bu üç kadının başlarını sokacak bir evleri yoktur. Sönmez Apartman 5 Numara, İrfan enişte tarafından üç kadına tahsis edilir. Kızlar ağır öderler kira bedelini. Teyzeleri ev işlerinde sömürür kızları, enişte cinsel yönden. Evet kızlar “ı”…

Bütün araştırmaların gösterdiği gibi İrfan enişte tek bir çocuğu istismar etmemiştir. Çocuklar içinde Derya’nın yaşadığı taciz en hafifidir. En hafif diyoruz ama istismarın sonuçları bakımından ağırlığı ölçülüp tartılacak bir şey değildir. Derya için de öyledir. Çok zeki ve başarılı bir öğrenci olan Derya tacizin sonuçlarından kaçmak için erkenden evlenir. Evliliğini yürütemez boşanıp ablasının yanına gelir. O gün bu gündür ablasının yanında sığıntı bir hayat yaşar.

Aslı da uzun yıllar İrfan eniştenin cinsel istismara maruz kalmıştır. Bir çocuğun yalnızlığını ve çaresizliğini çok iyi ifade eder Aslı. O anlattıkça gözyaşlarımı tutamıyorum. Çaprazımdaki seyircinin de ağladığını görüyorum. Şükür ki ağlayabiliyoruz, biz ağlayamıyorduk bile. Başka kimler ağlıyor, seyircilere bakıyorum. Gözlerini silenler az değil…

“İrfan enişte her yerdeydi, duvarlardan geçerdi…” Evet duvarlardan geçerler çünkü fail, % 90 çocuğun tanıdığı biridir. Aslı konuştukça gözlerimi oyunculardan kaçırıyorum utancımdan refleksle yere bakıyorum.

Anlatmaya devam ediyorlar; neden sustuklarını, nasıl susturulduklarını, yakın çevrenin sessizliğini… Faillere inanılmaz bir güç veren sessizliği… “En çok şaşırdığım da bir kere bile korktuğunu görmedim…

Kemal’in gitmekle kalmak arasında sürekli bocaladığı ziyaretinin asıl sebebi, gömülmüş olan travmalarının üzerindeki toprak atıldıkça ortaya çıkıyor. Kemal de bir mağdurdur. Ziyaretin sebebi de, daha önce ziyaret edememesinin de sebebi budur. İstismara maruz kalanlar istismarı hatırlamak istemedikleri için olayı hatırlatacak her şeyden herkesten kaçarlar.

“O yıl yaz tatilinde İrfan enişte yazlıkta…” Halam bizi görmüştü, bana parmak salladı… “Ben yıllarca hep bunu İrfan eniştenin bana yaptığı değil, benim İrfan enişteye yaptığım bir şey olarak hissettim.” Suçlu hep maruz kalandır… Toplum mağduru yeniden mağdur eder. Çünkü biz insanoğlunun ve kendimizin de karanlık tarafını görmek istemeyiz. Bu yüzden mağdurlardan kaçarız. Mağdurlar karanlık tarafımızın aynasıdır.

Çocukların yaşadıklarını bilen hiçbir yetişkin Aslı kadar sorumlu hissetmemiştir kendini; “Keşke ben konuşsaydım. Ben konuşsaydım belki bunlar sizin başınıza gelmezdi…” Yüzleşmek, hesap sormak istediğinde her zaman savunmaları vardır yetişkinlerin. “Ben bilmiyordum, ben görmedim.” Gördüler ve biliyorlar! Ki, görmemenin bilmemenin de bir cezası olmalı. Bir çocuk ne kadar görünmez olabilir ki yıllarca yaşadığı istismar fark edilemez?

Gerçek bir bomba gibi düştükten sonra mutfağa, artık ne kendileri ne de ilişkileri eskisi gibi olmayacaktır. Derya Kemal’e sarılır… Bir gün önce tanıştığımız ve tesadüfi olarak oyuna birlikte gittiğimiz tiyatro öğrencisi hayatta kalanla, oyundan önce kucaklaşmamız geliyor aklıma. Başka hayatta kalanlarla kucaklaşmalar… Yıllarca yalnız bırakılan, hikayelerine inanılmayan çocukların kucaklaşmaları… Kucaklaşabiliyoruz. Artık yalnız değiliz! İrfan’ın hayaleti sahnenin, bütün salonun üstünden geçse de bize sus dese de, oyun kucaklaşmadan yana alıyor tavrını.

İYİLEŞMENİN TEK YOLU YÜZLEŞME

İyileşmenin tek yolu kaçmak değil yüzleşmek. Unutmak değil hatırlamak. Bu yüzden hala kızlarına göre bu kitap Kemal’in düşündüğü gibi kurmaca ve mahlaslarla değil bütün çıplaklığıyla yazılmalı. Mağdurların cesareti var ve yüzleşiyor, artık bu toplumda buna cesaret etmeli ve yüzleşmeli!

Bu konuda sahneye konan başka bir oyun var mı bilmiyorum ama ‘Canavar’, benim izlediğim ilk tiyatro oyunuydu. Canavarların her yerde olduğu sanatta da daha çok konuşuluyor. Çocuk cinsel istismarını konuşmak bir tabu olmaktan çıkıyor. Salon doluydu ve oyuncular uzun süre ayakta alkışlandı. Tülin Özen (Aslı) kadın ve çocuğa cinsel şiddetle ilgili birçok projede yer almış bir oyuncu. Gülçin Kültür Şahin de (Derya) öyle. Birçok ortak proje de yer alıyorlar. Neredeyse 20 yıl önce amatör bir tiyatro topluluğunda dans dersi aldığım Tülin Özen’in hem oyuncu hem de hayattaki duruşuyla çok yol almış görmekten gurur duydum. Yönetmen Tunç Şahin’in kaleme aldığı ‘Canavar’, çocuk cinsel istismarının psikolojik ve özellikle sosyolojik boyutu üzerine çok iyi bir metin ve performans.


Meliha Yıldız: “1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı. Bu, onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan “Kutsal Tecrit”i 2021 yılında yazdı. İkinci kitabı Uçurum Kenarındaki Salıncaklar 2023 yılında yayınlandı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor”

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version