Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Burcu Köksal’ın derdi ‘kent uzlaşısı’ ve DEM, hedefi İmamoğlu ve Özel


Özgür TOPUZ


CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Afyon’dan belediye başkan adayı oldu. Köksal, memleketinde önceki gün (6 Mart) yapılan seçim mitinginde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önünde, hayli coşkulu bir tonla, “Seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak” diye seslendi ortalığa.

Seçimde İstanbul başta olmak üzere bazı il ve ilçelerde DEM Parti’nin desteğine ihtiyacı açık olan CHP için bu sözler, soğuk duş etkisi yarattı. Bu sözlerin en çok da Ekrem İmamoğlu için ürkütücü olduğunu tahmin etmek güç değil. Zira çok sayıda Kürt seçmen ve siyasetçi için, özellikle İstanbul’da, önceki seçimlerin aksine İmamoğlu’na destek yerine DEM Parti’nin aday çıkarmasının ne kadar doğru olduğunun göstergesiydi Köksal’ın sözleri.

Peki Köksal ne yapmaya çalışıyordu? Bu sadece milliyetçi söylemle İç Anadolu seçmenine yönelik bir çıkış mıydı? DEM Parti’nin geçen seçimlerden farklı bir çizgi izlemesi üzerine bu parti ve tabanını hedef alma konusunda rahatlığın getirdiği bir söylem miydi?

Köksal’ın çıkışının altında yatan motivasyonu, sonraki açıklamalarında bulabiliriz. Özgür Özel’in “Köksal sürçülisan etmiş” açıklamasına Köksal, Barış Yarkadaş üzerinden şu yanıtı verdi:

“Burcu Köksal, bana telefonda ‘Ben Belediye Başkanı seçildiğimde, Afyonkarahisar Belediyesi’ni DEM Partililerle yönetmeyeceğim. Ben bir dil sürçmesi sonucu değil, verdiğim söz üzerine konuştum. Ben bu sözü ilk günden beri verdim. Bu sözümün de arkasındayım.”

Burada “Afyonkarahisar Belediyesi’ni DEM Partililerle yönetmeyeceğim” sözüne dikkat çekmek gerekiyor. Kim O’na “Afyon’u DEM Partililer ile yönet” demiş olabilir ki?

Köksal, Yarkadaş’ın, “DEM Partililer sizden hizmet alamayacak mı?” diye sormasına rağmen de “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşlarına ayrımsız hizmet yaparım ama DEM Partili hiçbir yönetici benim belediyemde görev alamaz” diye yanıt vermiş.

Soru, “DEM Partililer sizden hizmet alamayacak mı?” iken, yanıtı “DEM Partili hiçbir yönetici benim belediyemde görev alamaz” olmuş; “Açık ve net Afyonkarahisarlıları DEM’lilerle ve HÜDA PAR’lılarla yönetmeyeceğim” diye eklemiş. (HÜDA PAR’ı eklemesi de ayrı konu. Bu eşitlemedeki hinliğe şimdilik girmeyelim, konu dağılmasın)

Sanırsın Burcu Hanım’a “Burayı DEM Partililer ile yöneteceksin” diye baskı yapan var. Afyon’da önceki seçim sonuçlarına bakın, DEM Parti öncülü partilerin esamisi okunmaz. Öyle bir yer. Batıdaki birçok ile göre Kürt sayısı hayli azdır. Ama ne hikmetse “Belediyenin kapısı DEM Partililer hariç herkese açık olacak” sözüyle ilgili eleştirilere sürekli “DEM Partililer ile yönetmem” diye yanıt veriyor. Peki yönetime açıkça bayrak açan Köksal’ın nedir derdi? Anlaşılan o ki, aynı zamanda CHP Grup Başkanvekili olan Köksal’ın “DEM Partililer ile yönetmem” sözünün geriye tek bir hedefi kalıyor: Özel ve İmamoğlu yönetiminin bu seçimlerde DEM Parti ile yaptığı ‘kent uzlaşısı’ görüşmeleri.

İMAMOĞLU: KENDİSİNE BAŞKA PARTİ BULACAK

‘Kent uzlaşısı’ kapsamında İstanbul’un en büyük nüfusa sahip ilçesi Esenyurt’ta ortak aday çıkarıldı. Bazı ilçelerde DEM adayı yok. DEM Parti İstanbul Büyükşehir için aday çıkarmış olsa da, İstanbul’daki yüzde 12’yi aşan Kürt seçmen tabanının bir kısmı AKP’nin kazanmaması için yine İmamoğlu tercihinde bulunabilecekken edilen bu söz tabii en çok İmamoğlu’nu yerinden zıplattı. Genel Başkan, kendisini yalanlayan Köksal’ın sözlerini yutarken, İmamoğlu “Ya kendine iş bulacak ya başka parti bulacak” diyerek kapıyı gösterdi.

CHP’nin aday tercihlerinin en çok eleştirildiği, tartışıldığı seçim bu olsa gerek. Tam da yönetim değişikliğinin yarattığı rüzgâr ve ekonomik sıkıntıların kitleleri iktidardan uzaklaştırdığı bir dönemde gelen bu seçimde ana muhalefet kent uzlaşısında cesur davranamadı. Üstelik adayların profilleri nedeniyle zor duruma düştü. Parti içinde bu yönetimden memnun olmayan ve Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapıldığına inanan kesimler de düşünüldüğünde yeni yönetim için gidişat çok parlak görünmüyor.

Bir yandan da Köksal’ın sözleri, geçen yerel seçimde iktidarın sürekli “Belediyeyi PKK’lılar yönetecek” diye propaganda yapmasını da hatırlatıyor.

Köksal’ın aslında münferit bir durumdan ibaret olmadığını DEM Parti Ankara adayı Öztürk Türkdoğan çok iyi izah ediyor:

“Türkiye’de 2015’ten beri fiilen oluşmuş bir siyasi yapı var. 2018’de adı Cumhur İttifakı oldu. Cumhur İttifakı’nın içinde olmamış gibi gözüküp dışarıdan destek veren ulusalcıları veya ‘ulusolcular’ dediğimiz bir kesim var. Bunların bir kısmı CHP’nin içinde. CHP’nin artık sosyal demokrat ilkelere uygun bir tavır takınması gerektiğini düşünüyoruz. Bir parti sosyal demokrat bir parti olduğunu söylüyorsa bu tarz düşüncelere sahip insanlarla yollarını ayırmalı kanaatindeyim.”

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version