Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ankara’daki son senaryolar ve dövizdeki zıplamanın perde arkası

Ankara’daki son senaryolar ve dövizdeki zıplamanın perde arkası


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Genel algıya baktığınızda bir yerel seçimi genel seçim atmosferine dönüştürmek iktidarların değil, muhalefetin işine yarar. Muhalefetin darmadağınık hali, 31 Mart yerel seçimlerini, iktidarı genel seçim ortamına dönüştürmeye sevk etti. Seçim sonrasına ilişkin Ankara’daki senaryolar ise hayli farklı.

Ankara’daki seçim sonrası senaryolarına geçmeden önce dövizde seçim öncesi pek alışık olunmayan hareketliliğin perde arkasına bakmak gerek. Türk Lirası, önemli para birimleri karşısında hızlı bir değer kaybı yaşıyor. Bu yazının yazıldığı dakikalar itibariyle ABD Doları 32, Avrupa para birimi Avro 35, İngiliz para birimi Sterlin 41 TL’nin üzerinde.

Döviz hareketlendiğinde alım satıma konu olan hiçbir şeyi Türkiye’de yerinde tutabilme imkanının olmadığını, ekonomiyle hiç alakası olmayan insanlar bile bilir. Bu tablonun piyasalarda nasıl bir tedirginlik yaşattığını anlatmak abes olur.

Ortaya çıkan sonuçtan en fazla rahatsız olansa şüphesiz ekonominin patronu konumunda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Yaşananlar, Mehmet Şimşek’i açıklama yapmak zorunda bıraktı. Her önemli açıklamasını İngilizce yaptığını bildiğimiz Şimşek, bunda da aynı yola başvurdu.

Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin notunu yükseltmesinin Türkiye’nin sağlam ekonomi politikalarının gücünü yansıttığına vurgu yapan Şimşek, sağlam politikalar sürdürmeye ve yapısal reformları uygulamaya olan kararlılığını dile getirdi:

Bakan Şimşek’in vurgu yaptığı önemli iki nokta daha vardı. Bunlardan birisi fiyat istikrarının zaman alacağı, diğeri de döviz piyasasındaki dalgalanmanın geçici olduğu vurgusu.

‘BAKAN ŞİMŞEK GİDECEK’ HABERLERİ DÖVİZİ TIRMANDIRDI

Hazine ve Maliye Bakanı’na bu “teminat” niteliğinde açıklamaları yapma yoluna iten sebepse, geçtiğimiz hafta Mehmet Şimşek’in seçimden sonra görevinden ayrılacağı yolunda ‘fısıltı gazetesinde’ çıkan haberler oldu.

5 Mart’ta bu köşede okuduğunuz, Mehmet Şimşek kalıcı mı gidici mi? başlıklı yazının bu iddiaların kaynağı olmadığından emin olun. Ben o yazıda daha bu iddia çok dar çerçevede konuşulmaya başlandığında aktarma gereği duymuştum. Dövizdeki hızlı hareketlenme bu yazının yazıldığında başlamamıştı henüz.

Politik gündemdeki konuları iyi takip edip yansıtmasıyla tanıdığımız Murat Yetkin, dövizdeki hızlı tırmanışın arkasında seçimden sonra Mehmet Şimşek’in görevden alınacağı haberlerinin İstanbul’daki mali piyasalarda yol açtığı paniğin yattığını bütün detaylarıyla anlattı.

SEÇİM SONRASI ÖTEKİ SENARYOLAR

Bilimin güçlü olduğu ortamlarda fiziksel konulardaki deneyler laboratuvarlarda yapılır. Demokrasinin köklendiği toplumlarda ise sosyal konulara ilişkin simülasyonlar think tank adı verilen düşünce kuruluşlarında gerçekleştirilir.

Bizim gibi kör topal yürürken felç edilmiş demokrasilerde ise think tank tarzı bağımsız kuruluşların mevcudiyeti mümkün olamayacağından bunun yerini çoğu zaman birbiriyle çelişen haberlerin yer aldığı ‘fısıltı gazetesi’ doldurmaya çalışır.

Bu iddialardan birisi Türkiye’ye girecek 64 milyar dolar tutarındaki bir kaynağa ilişkin. 64 milyar doların seçimlerden önce ülkeye girmesi için çok çabalandığı ama yürütülen pazarlıklara rağmen “Seçimden sonra!” denilerek ötelendiği konuşuluyor.

Dövizin seçimden sonra hızlı yükselmeyeceği, dolaşan iddianın aksine istikrarlı bir fiyatlama sürecine girileceğinden söz ediliyor. Ekonomi yönetiminin “Döviz artarsa hiçbir şeyi tutamayız!” temeline oturttuğu fiyat istikrar politikası uygulanıyor. Mehmet Şimşek de sık sık bu noktaya vurgu yaparak, seçim sonrasına ilişkin oluşturulmak istenen kara bulutları dağıtmaya çalışıyor.

Seçim sonrasına ilişkin bir başka senaryo ise son dönemlerde çok irileşen dini cemaatlere yönelik yapılacak operasyonlar. Hangisinden başlanacağına ilişkin uzun süredir papatya falı bakılıyor. Nedense bakılan papatya fallarının çoğundan Menzil cemaati çıkıyor.

İsmailağa veya Süleymancılardan başlanacağını söyleyenlere karşı, “Görmüyor musunuz, operasyon için her türlü altyapı oluşturuldu. Şeyh babaları Abdülbaki Erol öldükten sonra cemaatin üçe bölünmüşlüğü yetmiyormuş gibi, kardeşler birbirine operasyon yapmak için devletten yardım istiyorlar. Devlet de bu talebi kırmayacak ve seçimden sonra gerekeni yapacak.” diyenlerin fısıltısı daha çok duyuluyor.

ESAS FISILTI ERDOĞAN ODAKLI KONUŞULUYOR

Yerel seçimlerde istediği atmosferi bulmakta zorlanan Tayyip Erdoğan, partisinin oy oranını artırmak için ülkeyi genel seçim atmosferine çekmeye çalışıyor. Erdoğan’ın adaylığının söz konusu olmadığı 31 Mart’ın kendisi için son seçim olacağını söylemesi, bunun en çarpıcı adımı oldu.

Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra AK Partili Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın, Erdoğan’ın istediği kadar başkan adayı olabileceğinin yöntemini ortaya koyan Anayasa paylaşımı hayli dikkate değer bulundu. Bozdağ, Anayasanın 116’ncı maddesinin 3 fıkrasında yer alan, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” ibaresini hatırlatarak nasıl yeniden aday olacağının yolunu gösterdi.

Bekir Bozdağ ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, “Ölüm bizi ayırana kadar!” diyen çıkışı işin mutlak Erdoğancılar tarafını yansıtıyor. İşin bir de “Realist düşünmek zorundayız.” yaklaşımında olanların bakış açıları var.

Bu kesime göre Erdoğan’ın sağlık durumu istikrarsızlığını koruyor. Bu seçim kampanyasında, 14 Mayıs seçimleri öncesinde olduğu gibi bir sağlık sorunu henüz yaşanmadı. Ancak yarınların ne getireceği belli olmuyor. Bu kesime göre seçimlerden sonra bir yıldan kısa, muhtemelen 5-6 ay gibi uzun olmayan bir sürede zirvede zaruri bir değişiklik yaşanabilir.

Bu değişimin temel dayanağı da “sağlık” konusu olacak. Kim bilir, Mehmet Şimşek, “2028’e kadar olan sürede yeni bir seçim yok. Ekonominin gerekleri tam olarak uygulanmaya başlayacak.” dediği dönemde bir de bakmışsınız Türkiye, hiç beklenmedik bir seçim sürecine girmiş olabilir.

İstikrarlı bir 4 yıl beklerken, istikrarsızlığın zirve yaptığı bir dönemin kapıları açılır mı endişesi, fısıltı gazetesinin yeni nüshalarında konuşulmaya başlanacak gibi görünüyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version