Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘1984’ romanı gerçek oldu; AKP’liler geçmişini siliyor

‘1984’ romanı gerçek oldu; AKP’liler geçmişini siliyor


AV. MEHMET TAHSİN | YORUM

AKP’lilerin en sevdiği kavramlardan biri ‘günah işleme özgürlüğü’ ise diğerinin ‘unutulma hakkı’ olduğunu çok yazdık, konuştuk. Pervasızca işledikleri suç ve günahların unutulması için her şeyi yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Dolayısıyla ileride bugünlerin tarihi yazılırken gırtlağına kadar yolsuzluk ve suça batmış bir güruh yerine; hak, hukuk ve demokrasi aşığı pırıl pırıl insanlar göreceksiniz.

Tıpkı George Orwell’in meşhur romanı, 1984’te olduğu gibi… Hatırlarsanız orada da rejim, sürekli geçmişi değiştiriyordu!  Zira geçmiş kayıtların, arşivlerin, şimdinin söylemiyle tutarsızlığa düşmesi durumunda değiştirilmesi gereken arşivler olarak görülüyordu. Okyanusya’da tüm kayıtlar liderin söylemini doğrulayacak şekilde yeniden düzenleniyordu… 

O yüzden bugün de iktidar temsilcileri gözümüzün içine baka baka hakikati eğip bükerek, geçmişi ‘güncelleyerek’ tarihe geçmek istedikleri gibi konuşuyorlar. Onlara göre Türkiye, dünyanın en iyi ekonomisi, en iyi demokrasisi, en özgür basına sahip, en adil ülkesi vs.

Daha birkaç gün önce Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şunları söyleyebildi: “(…) Temel hak ve özgürlük alanını daha da genişlettik. Hak arama hürriyetini hak arama yollarını, yaptığımız mevzuat ve anayasa değişiklikleri ile alabildiğine genişlettik. Demokratik hukuk devleti ilkesini güçlendirdik. Birileri “Türkiye’de hukuki güvenlik yok öngörülebilirlik yok” diye bir kara propaganda yapsa da (…) bu kara propagandanın hiçbir aslı ve astarı yoktur.”

Adalet Bakanı Tunç, AİHM tarafından verilen ihlal kararlarında en çok öne çıkan konunun hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik olduğunu bilmiyor olamaz. Çünkü yakın zamanda AİHM önünde bekleyen ihlal başvurusu sayısında Türkiye’nin açık ara önde olduğunu AİHM kendisi açıkladı.

Bu açıklamayı gerçekliğine inandığı için değil, tarihe öyle geçmek istediğinden yapıyor.

Önceki gün önüme düşen bir mahkeme kararı yüzünden bu yazıyı kaleme almak ihtiyacı hissettim. İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Hakimliği, 4 Mart 2024 tarihli kararıyla bazı haberlere hem erişim engeli getiriyor hem de ‘silinmelerine’ hükmediyor. Aslında pek çoğumuzun unuttuğu haberlerdi oysa; bu karar vesilesiyle tekrar hatırlamış olduk!

Bu konu önceki gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da gündemindeydi. İmamoğlu, seçim konuşmasında İBB’den aldıkları yüksek burslarla yurtdışında eğitim gören üç kişiden bahsetti ve “İşe giriyorlar ardından burs alıyorlar. İşte o 3 kişiden biri buna yayın yasağı koydurmuş. O yüzden naklen anlatıyorum.” dedi.

İBB’nin şanslı bursiyerlerinden biri de maalesef benim Zaman Gazetesi’ndeki mesai arkadaşımın (!) eşi Rabia Kalender İlhan. Mesai arkadaşım derken sözün gelişi, yoksa bir defa kendisiyle yüz yüze görüştük, ardından pek çok gazeteci arkadaşım gibi ben de hukkusuzca kapının önüne kondum. Zaman’a atanan üç kayyımdan biri olan Avukat Metin İlhan’dan bahsediyorum.

Metin İlhan, kendi ifadesine göre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte’sini bitirdikten sonra 2003 yılında dil ve yüksek lisans eğitimi için Almanya’ya gitmiş. Eşi Rabia İlhan da aynı tarihte Almanya’ya gidiyor. AKP Kadın Kolları’nın internet sitesinde Rabia İlhan’ın 2005-2015 yılları arasında yurtdışında bulunduğu yazıyor. Yani Şubat 2007’de Kiptaş’ta işe başladığı zaman zaten yurtdışında.

Kalender, KİPTAŞ’a iş başvurusunda bulunmuş. Akabinde 5 Şubat 2007’de avukat olarak işe alınmış. 7 Kasım 2008’de, Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan VRIJE Üniversitesi Avrupa ve Uluslararası Hukuk bölümünde, doktora eğitimi için kabul aldığını söylemiş. Sponsorluk talep etmiş. 11 Kasım 2008’de, hızla KİPTAŞ ile Kalender arasında burs sözleşmesi imzalanmış.

Kayyım Metin İlhan özgeçmişinde 2007-2008 yıllarında Atv Televizyonu ve Sabah Gazetesinin içerisinde olduğu medya grubunda avukatlık ve danışmanlık yaptığını yazıyor. Nedense bu danışmanlığın Avrupa’da olduğunu yazmamış.

Metin İlhan Almanya’da bulunduğu süre zarfında UETD adı verilen AKP’nin Almanya yapılanmasında genel sekreterlik yapmış. Sedat Peker’in ayda 10 bin dolar ödeme yaptığı AKP’li Metin Külünk’e yakın olarak biliniyor. Bu yüzden UETD yönetiminde krizler çıkmış. En sonunda 2015 yılı sonunda Türkiye’ye dönmüş.

İBB bursuyla doktorasını yurt dışındaki eşinin yanında tamamlayan Rabia Kalender İlhan, 2015’te Türkiye’ye döndüğünde ise İBB’de ‘zorunlu hizmet’ vermek yerine partisi AKP’nin kapsını çalıp, İstanbul Kadın Kolları Başkanı oluyor… Şu anda da AKP sıralarında milletvekili…

İşin özü; eşi Metin İlhan kayyım olarak atandığı Zaman’ı talan ederken, Rabia Kalander İlhan da İBB’den ‘burs’ adı altında o dönemin parasıyla 2 milyon TL’yi lirayı iç etmiş…

Ve şimdi İlhan ailesi, tıpkı Okyanusya’da olduğu gibi geçmişlerini mahkeme kararlarıyla ‘değiştirmenin’ derdine düştü…

Yazıyı, kocası Metin İlhan’ın avukatlık ofisine astığı Ziya Paşa’ya ait şu beyitle sonlandıralım;

Zâlim yine bir zulme giriftâr olur âhir 

Elbet olur ev yıkanın hânesi vîrân… 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version