Balkan TALU
Artı Gerçek – Filistin’de ‘Üçüncü Arap-İsrail Savaşı’ hız kesmeden devam ediyor. ABD yönetimi İsrail’e yavaş yavaş ateşkes yönünde adımlar atması gerektiği yönünde telkinlerde bulunmaya çalışıyor ama İsrail pek oralı değil. İsrail, Gazze’de Hamas yönetimini yok etmekte kararlı görünüyor. Öte yandan, Üçüncü Arap-İsrail Savaşı da bittiğinde Filistin’de nasıl bir düzen kurulacağına, Filistin Yönetimi’nin kime emanet edileceğine ilişkin tartışmalar da devam ediyor. Sonuçta ABD 1990’lardan beri Filistin sorunuyla ilgili iki devletli çözüm önerisini gündemde tutuyor.
Tabii bunun ön koşulu olarak da ABD ve Batı’yla ihtilafa düşmeyecek bir Filistin Yönetimi’nin kurulması gerekiyor… Vakt-i zamanında Edward Said gibi isimler, halkın gözünde de efsane olmuş Yaser Arafat gibi bir lideri bile bu yüzden eleştirmişti. Şimdi ise Batı medyasında, Gazze Savaşı’ndan sonra Filistin’de barışı sağlayabilecek yeni lider olarak eski Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan pazarlanıyor.
Son haftalarda ismi gündemde tutulan Muhammed Dahlan epey spekülatif bir isim. Şu sıralar Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşayan Muhammed Dahlan, Türkiye’nin de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hakkında kırmızı bülten çıkarttırdığı bir isim.
Peki kim bu Muhammed Dahlan? Son günlerde ismi neden tartışma konusu oldu?
Muhammed Dahlan, 1961’de Gazze’nin Han Yunus kasabasında doğdu. 1981’de El Fetih’e katıldı. Yıllarca kaldığı İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi. 1990’larda Oslo müzakerelerinde aktif rol oynadı, Oslo Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından da Gazze’de ‘Önleyici Güvenlik Gücü’nün başına getirildi. Dahlan, İkinci İntifada’nın başlamasıyla Mahmud Abbas’la beraber masadan kalktığı için Yaser Arafat’ı eleştiren El Fetih kurmayları arasında yer aldı. Şimdi gelinen noktada, Batılı liderlerin Dahlan’dan medet umması çok da şaşırtıcı değil.
ARAFAT’I DAHLAN MI ÖLDÜRDÜ?
Dahlan 2000’lerde Filistin Yönetimi’ne reform çağrıları yapmaya başladı. 2002’de, İçişleri Bakanı olma umuduyla Gazze’deki Önleyici Güvenlik Birimi’ndeki görevinden istifa etti. 2003’teyse Arafat’ın itirazlarına rağmen Güvenlik Bakanı olarak atandı. Dahlan 2011 yılında, Arafat’ı öldürdüğü iddiasıyla Filistin topraklarından sürüldü. Hakkındaki “Arafat’ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği” iddiaları nedeniyle bu tarihte Batı Şeria’yı terk ederek BAE’nin başkenti Abu Dabi’ye yerleşti.
Arafat’ın ölümüyle ilgili dokuz aylık soruşturmada, eşyalarının arasında radyoaktif polonyum zehri kalıntıları bulunmuştu. Lozan Adli Tıp Enstitüsü’nün 2013’te hazırladığı 108 sayfalık rapora göreyse, Arafat’ın ölüm nedeni zehirlenerek öldürülmüş olma ihtimali yüzde 83’tü…
Muhammed Dahlan, Hamas’ın Filistin Yönetimi seçimlerini kazandığı 2006 yılından Gazze’de Filistinliler arasında patlak veren çatışmalarda da suçlandı. Bu dönemde, Filistin Yönetimi’nin eski İçişleri Bakanı ve el Fetih Merkez konseyi üyesi Hani El Hasan, El Cezire kanalına verdiği röportajda “iç savaşın Fetih ile Hamas arasında değil, Hamas ile ABD-İsrail işbirlikçileri arasında olduğunu” söyleyecekti. 2007 yılına gelindiğindeyse, Bush yönetiminin Dahlan’ı vekil olarak ataması için Mahmud Abbas’a baskı yaptığı yönünde haberler yayımlandı. Vanity Fair dergisinin 2008 tarihli bir haberine göre de, 2006’da ABD’nin de baskılarıyla yapılan demokratik seçimleri kazanmış Hamas’ı devirme amaçlı Washington merkezli komploya Muhammed Dahlan da dahil olmuştu. Hatta, ABD’nin para ve silah desteğiyle Hamas’a karşı darbe girişimi içinde yer almıştı.
DARBE DESTEKÇİSİ DAHLAN
Muhammed Dahlan, Türkiye’de de AKP hükümeti tarafından 15 Temmuz darbe girişimine dahil olmakla suçlanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 9 Mayıs 2017’de verdiği bir demeçte şöyle demişti: “Türkiye’de darbe girişimi olduğu zaman Körfez’de kimlerin buna sevindiğini çok iyi biliyoruz. Birilerinin istihbarat örgütleri varsa bizim de istihbarat örgütümüz var. Kimlerin o geceyi nasıl geçirdiklerini çok iyi biliyoruz.”
Muhammed Dahlan’ın 15 Temmuz darbe girişimine dahil olduğu iddiaları ilk defa Middle East Eye genel yayın yönetmeni David Hearst tarafından ortaya atılmıştı. Darbe girişiminin BAE tarafından desteklendiğini yazan ilk gazetelerden biri de Middile East Eye’dı.
Dahlan gazeteye önce tazminat davası açtı. Öte yandan dava uzadıkça ve Hearst mahkemeye yeni belgeler sunmaya devam ettikçe Muhammed Dahlan epey müşkül bir duruma düştü. Daha sonra 11 Eylül 2019’da Dahlan davayı, üstelik 500 bin sterlinlik dava masrafını da cebinden ödeyerek, geri çekti.
Muhammed Dahlan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fettullah Gülen’e para yardımı yapıp darbeye destek vermekle suçlanıyordu. Türkiye bu nedenle INTERPOL’e başvurarak Dahlan hakkında kırmızı bülten talep etmişti. Bir diğer iddiaya göre de Dahlan, Fettullah Gülen’le röportajlar yapıp yayınlanan TEN TV’nin yöneticisiydi.
19 Nisan 2019’a gelindiğinde, Türkiye’de iki kişi BAE adına casusluk yapma suçlamasıyla yakalandı. Bu iki kişinin Muhammed Dahlan tarafından görevlendirildiği belirtiliyordu. Dönemin içişleri bakanı Süleyman Soylu, 22 Kasım 2019’da Dahlan için Onu kırmızı kategoriye alacağız” diyordu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Dahlan hakkında kırmızı bülten talebinde bulunmasının ardından da İçişleri Bakanlığı, Dahlan’ı “terörden arananlar” listesinde kırmızı kategoriye aldı. Kendisi için 4 milyon lira ödül konulacağı söyleniyordu, daha sonra ödülün miktarı 10 milyon liraya kadar çıkarıldı.
‘KÖRFEZ ÜLKELERİNİN TETİKÇİSİ’
Ahmet Yesevi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cengiz Tomar, Independent Türkçe’ye verdiği demeçte Muhammed Dahlan için “Körfezin pis işlerini gören bir tetikçi durumuna düştü” diyor. Tomar, 11 defa İsrail hapishanelerine girmiş çıkmış olan Dahlan’ın aslında Filistin lideri olmak istediğini, olamayınca da İsrail ve bölgedeki diğer istihbarat kuruluşlarına yanaştığını düşünüyor. Tomar, Dahlan’ın Arafat’ın ölümünde de parmağı olduğuna inanıyor. Tomar, Dahlan’ın Türkiye’de “terör istesine” alınmasına ilişkin değerlendirmesinde de, Ankara’ya karşı bazı Körfez ülkelerinin içinde olduğu bir “Güney Cephesi” kurulduğunu, İsrail, Mısır ve ABD’nin de Güney Cephesi’ni kullandığını söylüyor.
Peki, Muhammed Dahlan Filistin’i neden terk etti? Gazeteci yazar Faik Bulut bu soruya cevaben, Dahlan’ın uzun yıllar El Fetih’in Gazze’deki tek temsilcisi olarak bölgede bir “derebeylik” kurduğunu, daha sonra da Arafat’ın ardından Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın koltuğuna göz diktiğini söylüyor Faik Bulut, Dahlan’ın 2007’de Gazze’de çıkan iç savaşın da baş müsebbibi olduğuna işaret ediyor. 2011’de El Fetih’den sürülen Dahlan, 2014’te de gıyabında yargılandığı bir yolsuzluk davasından mahkum edilmişti.
BATI MEDYASININ GÖZDESİ MUHAMMED DAHLAN
İşte hakkında böylesi iddialar ve suçlamalar olan Muhammed Dahlan, ana akım Batı medyası tarafından son dönemde “Filistin’de işleri yoluna koyacak yeni lider” olarak lanse edilmeye başlandı. New York Times ve Economist gibi gazete ve dergiler Dahlan hakkında haberler yaptı. Time dergisi, Muhammed Dahlan’ın kendisiyle de bir röportaj yayımladı.
14 Şubat 2024’te New York Times’da yayımlanan haberde, Dahlan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’yle de yakın bağları olduğu anımsatılıyordu. Dahlan da Filistin’de iki devletli çözüm modelinin korunduğu, bağımsız Filistin devleti kurulduğu koşullarda Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve BAE gibi ülkelerin Filistin sorununun çözümüne ve barışa destek vermeye hazır olduğunu; Hamas’ın yerini bırakacağı yeni bir Filistin liderinin birleşik bir Arap Barış Gücü’nün himayesiyle Gazze’yi yeniden inşa edebileceğini söylüyordu.
CNBC televizyonunun Ortadoğu temsilcisi Hadley Gamble de Time dergisi için Muhammed Dahlan’la bir röportaj yaptı. Gamble röportaja başlamadan önce Dahlan’ı Fetih’in eski güvenlik danışmanı ve -pek de öyle olmadığı halde- “lideri” olarak tanıtıyordu. Dahlan “Hamas’ın cezalandırılması gerektiğine inanıyor musunuz?” sorusuna, “Diyelim ki Hamas ortadan kalktı. Şu anda İsrail’de 1967 sınırlarını ve Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir Filistin devletini kabul eden bir cesur lider var mı?” diye yanıt veriyordu. Mahmud Abbas’ın yeniden seçim yapılmadan koltuğunu korumaya devam etmesi konusunda uluslararası kamuoyunu suçluyor., “Batı, ABD ve İsrail bizim yerimize karar verdi” diyordu. “Yeni hükümette yer alır mısınız?” sorusuna ise “Kesinlikle hayır” yanıtını verdikten sonra “Eğer fırsat tanınırsa Filistin siyasi sisteminin yeniden kurulmasına destek olmak isterim” diye ekliyordu.
Economist dergisinde yayımlanan kısa haberde ise Muhammed Dahlan’ın “Filistin sorunu bir tek adam tarafından çözülemez” cümlesine vurgu yapılıyordu. 30 Ekim 2023 tarihli, “Savaş sonrasında Filistinliler için bir vizyon” başlıklı haberde, Dahlan için “İsrail’in Gazze’yi yönetmesi için seçtiği isim mi?” sorusu soruluyordu. Bu iddiayı ısrarla reddeden Dahlan ise onun yerine “Gazze ve Beti Şeria’nın iki yıllık bir geçiş sürecinde teknokrat bir ekip tarafından yönetilmesi gerektiğini”, Hamas’ın bir anda ortadan kaybolmayacağını ve onları dışlamanın mümkün olmayacağını söylüyordu. Aynı zamanda, Hamas da dahil olmak üzere tüm partilere açık parlamento seçimleri yapılmasını savunuyordu.
Haberde Dahlan’ın BAE’den Gazze’ye 50 milyon dolarlık mali yadım gönderdiği, Batı Şeria’da kamplara yardım ettiği, Covid 19 salgını ortaya çıktığında bölgeye binlerce aşı yolladığı belirtiliyordu. Medyascope’un France24 sitesinden aktardığına göreyse, Dahlan’ın Mısır ile iyi ilişkileri, Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye sorun yaşamadan para aktarabilmesine de imkan verdi. Örneğin 2015’te Mısırlı yetkililer, Dahlan’ın eşi Celile’nin BAE’nin gönderdiği nakit dolu bavullarla Gazze’ye girişine izin vermişti…
ARAP ÜLKELERİ BARIŞA KATKI SAĞLAR MI?
İsrail’in son savaştan önce İbrahim Anlaşmaları adı altında önce diğer Arap devletleriyle pozitif ilişki kurarak Hamas yönetimini bu şekilde izole etmeye çalıştığı çok büyük bir sır değil. Muhammed Dahlan da ısrarla “Mısır, Ürdün, BAE gibi Arap devletlerinin geçiş ve barış sürecinde yapıcı bir rol oynayabileceklerini, söz konusu devletlerin 20 yıldır ilk defa bu kadar yapıcı olduklarını” savunuyor. New York Times, Dahlan’ın savaşın başlamasından beri diğer Arap liderlerle özel toplantılar da yaptığını yazmıştı….
France24’teki haberdeyse, Paris Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Frederic Encel, “Hamas’ın yenilmesi halinde İslamcı gruplarla yakın ilişkileri olan Katar’ın yeniden inşa sürecinde yer alamayacağını ve BAE’nin anahtarlardan birini elinde tuttuğunu” vurguluyordu.
Muhammed Dahlan’ın savunduğu “Arap Barış Gücü” içinde esasında Katar’a da yer var ama asli olarak Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’in güvenlik danışmanı olduğu Abu Dabi’nin, yani BAE’nin bölgedeki sözcüğünü yapıyor.
Bölgede Mısır, Libya ve Türkiye’deki darbelere veya darbe teşebbüslerine destek vermesiyle bilinen Dahlan’ın, son dönemde Sedat Peker’in BAE’ye yerleşmesine yardım ettiği de iddialar arasında…
Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Gökhan Bozbaş’ın Anadolu Ajansı için yazdığı “Filistin siyasetinde Dahlan tehlikesi” başlıklı analizdeyse, Dahlan’ın isminin Biden’ın selefi ce Cumhuriyetçilerin kasım seçimlerindeki favori başkan adayı Donald Trump tarafından parlatılmaya başlandığı savunuluyor. Diğer yandan, Mısır ve Suudi Arabistan medyasında da Muhammed Dahlan’ın “kurtarıcı” olarak propagandasını yapan haberler ve makaleler yayımlandı.
İsrail’in bölgede hakimiyet kurmak için “İbrahim Anlaşmaları” stratejisini tedavüle soktuğu bir dönemde, bugüne kadar Filistin krizinin çözümü için ne yaptığı şüpheli olan Arap devletlerinin “pozitif katkılarını” ön plana çıkarmaya çalışan Muhammed Dahlan’ın tartışılmaya başlamış olması çok da tesadüf olmasa gerek…
Merak edilen soru ise şu: Adı darbelerle, yolsuzluklarla, cinayetlerle ve Hamas mensuplarına yaptığı işkencelerle anılan bir figür, nasıl hem Arapların, hem bazı Hamas yöneticilerinin, hem İsrail’in, hem de Gazze halkı için ‘dost’ ve birleştirici bir güç olarak anılabiliyor?
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***