Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

MÜSİAD Başkanı bu yalana kendisi inanıyor mu?

MÜSİAD Başkanı bu yalana kendisi inanıyor mu?


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Milli Görüş’ün kurucusu Necmettin Erbakan’ın, “Bakkal Mehmet’i işadamı Mehmet’e dönüştürme” projesi olan MÜSİAD, bugün kapitalizmin en hoyratça uygulandığı bir sistemin katalizörü olma suçlamasıyla karşı karşıya. Bu kuruluş, şimdilerde Filistin’de masum sivilleri öldüren İsrail’in baş tedarikçilerini bünyesinde barındırdığı için ağır şekilde eleştiriliyor.

MÜSİAD’ın öyküsü aslında “mücahitlikten müteahhitliğe” diye özetlenen değişimden ibaret. Turgut Özal’ın Anadolu kökenli işadamlarının önünü açma çabasından sonra Necmettin Erbakan, bir grup insanı işadamları derneği kurma konusunda teşvik etti. Mehmet Turgut, Natık Akyol, Ali Bayramoğlu, Erol Yarar ve Abdurrahman Esmerer Beyoğlu’ndaki Abdullah Lokantası’nda son şeklini verdikleri derneğin resmi adımını 9 Mayıs 1990’da attı.

Kamuoyuna duyurmak için yaptıkları organizasyonda, derneğin ismi gazetecilerin dikkatini çekti. ‘Müstakil İşadamları Derneği’ adı biraz da kurucuların kimliklerinden dolayı farklı algılanınca Ali Bayramoğlu, Karadenizli yaklaşımıyla esprili bir şekilde “Müstakil diye yazılır, Müslüman diye okunur!” demişti.

Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı, ANAP’ın iktidarda olduğu dönemde işadamları pek ilgi göstermese de MÜSİAD’ın önünü kesecek bir adım da atılmadı. Refah-Yol diye bilinen Refah Partisi-Doğruyol Partisi iktidarı (28 Haziran 1996-30 Haziran 1997) döneminde yıldızı parlar gibi oldu ama ardından gelen 28 Şubat fırtınasında üyeleri sonbahar rüzgarına tutulmuş yapraklar gibi savruldu.

3 Kasım 2002’de başlayan AK Parti iktidarının ilk yıllarında artık işadamı kıvamına gelmeye başlayan üyeler, adlarının MÜSİAD ile anılmasından yine de çekiniyorlardı. AK Parti kapatma davasının Anayasa Mahkemesi’ne taşındığı 14 Mart 2008’de 28 Şubat benzeri bir tablo yaşanır oldu.

11 Eylül 2010’da AK Parti’nin ülkede bütün ipleri teker teker eline geçirmeye başlamasıyla birlikte MÜSİAD üyeleri, “Yürü ya kulum!” komutunu almış gibi büyük işler yapmaya giriştiler. Dahası, büyük diye bilinen şirketler de iktidar nimetlerinden daha iyi yararlanmak için kendilerini MÜSİAD çatısı altına taşımaya başladı.

İslamcılıkla kapitalizmi evlendirince MÜSİAD doğdu

Bir dönem kiranın nasıl ödeneceği, gelen misafirlere ikram edilecek kuru pastanın nasıl temin edileceğinin hesabını yapan MÜSİAD ve üyeleri, 2010’lu yıllardan itibaren büyük işler yapmaya başladı. Anadolu’daki toplantılara yöneticiler, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın özel uçağı ile gidip gelir oldu.

Fuat Tosyalı Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı / FOTO

Kısa sürede MÜSİAD üyesi şirketler, şehir hastaneleri, otoyollar, hava limanları ve büyük inşaat projelerini üstlendi.

Derneğin kurucu Genel Başkanı Erol Yarar’ın, görüşme sırasında Erbakan’a, “Biz işadamları derneği diyoruz ama daha hepimiz esnafız!” diye yakındığı günler geride kalmıştı. Erbakan’ın cesaretlendirmek için söylediği, “Erolcuğum, biz Bakkal Mehmet ile yola çıktık. O Bakkal Mehmetler, işadamı Mehmetler olacak.” dediği günler artık gelmişti.

İslamcılıkla kapitalizm evlenince nasıl bir melez yapı ortaya çıkacağını merak edenler bugünkü MÜSİAD’a baktıklarında somut örneğini görmüş olurlar. Kapitalist bir yapıya bürünen dernek, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı ardından başlayan İsrail katliamları ile net tablo olarak ortaya çıktı.

Belki de 1 Ocak 2024 sabahı, veliaht Bilal Erdoğan ve damatlar Berat Albayrak ve Selçuk Bayraktar’ın katılımıyla yapılan Beştepe Sarayı güdümündeki Filistin’e destek mitingi olmasa, MÜSİAD’ın iki yüzü bu kadar net çıkmayacaktı.

MÜSİAD, bir taraftan Filistin’e destek İsrail’e lanet diye çağrılara öncülük etmemiş olsa kamuoyu, belki de dernek üyesi İÇDAŞ’ın, 2023 yılında “İsrail’e en çok ihracat yapan Türk şirketi” olarak yer aldığını bilmeyecekti. (İsrail’in resmi domain uzantısı “il” ve “gov” devlete ait itrade.gov.tr sitesi)

İÇDAŞ, İsrail ile ticaret yapmaya 31 Aralık 2024’e kadar yıllık uzatma belgesini de resmen almış durumda. İşin ilginç tarafı, İÇDAŞ bu belgeyi MÜSİAD’ın Filistin organizasyonunu yaptığı aynı günlerde İsrail’den aldı.

Adnan Aslan’ın başında bulunduğu İÇDAŞ, 7 Ekim’den bu yana geçen 4 aylık dönemde İsrail’e 50 bin ton çelik sattı. İsrail, bu çeliklerin önemli bir bölümünü Gazze’ye attığı bombaların yapımında kullandı. Sadece İÇDAŞ değil,

MÜSİAD, dışarıda İsrail’in içeride Filistin’in destekçisi oldu. Böylelikle bu yapı, kapitalizmin en koyusunu İslami kimlikle yapmanın adına dönüşmüş durumda.

Bu ikiyüzlülüğü ortaya koymak isteyen bir avuç genç, geçtiğimiz günlerde MÜSİAD önünde protesto mitingi yapmaya kalktığında polis engeliyle karşılaştı.

Biz yüreği Filistin ile atan gençler onlardan öğrendiğimiz direniş ruhuyla; yalnız Müsiad değil, İsrail’le işbirliği yapan tüm suç ortaklarıyla mücadeleye devam edeceğiz.

Herkesi bu kanlı ticarete son vermeye, #müsiadıdurdurun demeye çağırıyoruz! pic.twitter.com/LtBhFDzoXx

— Filistin İçin Bin Genç (@filistinicinbin) February 8, 2024

Gençler bu çağrıları yaparken, içeride Başkan Mahmut Asmalı, MÜSİAD üyelerinin İsrail ile yaptığı ticarete kılıf uydurmaya çalışıyordu. Üyelerinin İsrail ile ticaret yaptıkları iddialarını tamamen reddeden Mahmut Asmalı, yapılan ticareti ikiye ayırarak şu açıklamayı yaptı: “Oradaki ticari durum siyonizm destekçisi Yahudiler ve İsrail vatandaşı olan Filistinli Müslümanlar olarak ikiye ayrılıyor. Yapılan ticaretler de oradaki siyonizm destekçisi Yahudilerle değil Filistinliler ile yapılıyor.”

Protestocu gençler, Asmalı’nın Genç MÜSİAD toplantısında söylediklerine bir video ile cevap verdiler:

İfşa ettiğimiz gerçeklere karalama kampanyası diyen Müsiad başkanına soruyoruz. Hiçbir üyemiz siyonistlerden tek kuruş kazanmamıştır diyebilir mi?
Dilinde dava, elinde Filistin kanı olanlardan samimiyet öğrenecek değiliz.Siyonistlerle ilişkileri kesene kadar ellerimiz yakanızda! https://t.co/43fZYAj2Et pic.twitter.com/hI5i9eaNyj

— Filistin İçin Bin Genç (@filistinicinbin) February 9, 2024

Siyasal İslamcı yapı, önce Kapitalizmle birleşti, sonra faşizmle işbirliğine girişti şimdi de Siyonizmle uzlaşmayı başardı. Filistin’de 4 ayda 50 bin ton çelik alabilecek büyüklükte şirket var mı? Varsa bu şirketin adı niçin açıklanmaz?

İki şıktan birisi yanlış. Ya Gazze’de insanların İsrail katliamına uğradığı, yiyecek bir tas çorba, içecek bir bardak su bulamadığı, neredeyse taş üstüne taş kalmadığı görüntüleri yanlış. Eğer bu yanlış değilse 50 bin ton demir çeliği Filistinli işadamlarının aldığı iddiası doğru değil.

Dünyanın farklı ülkelerinden sivil toplum kuruluşları açlıktan ölmek üzere olan insanlara yiyecek yardımı ulaştırma konusunda çektikleri sıkıntıları anlatırken, bizim işadamlarımız fiber kabloyu, çeliği, prefabrik konutları adrese teslim Filistinli işadamlarına ulaştırıyorlar demek ki?!

Filistin’de katliam sürerken İsrail’in elektriğinden betonuna, çeliğinden kablosuna kıyafetinden gıdasına her türlü malzemeyi Türkiye kökenli şirketler sağlıyor. MÜSİAD üyeleri ise Filistin’e yardım organizasyonu göz boyamalarıyla ballı ticaretine devam ediyorlar.

Kafelerde milletin kahvesini döküp Filistin’e destek olduğunu sanan kimileri, İsrail’e can suyu taşıyanları görmezden geliyor.

Mahmut Asmalı, “İsrail ile ticaret yapan birkaç firma nedeniyle tüm grubumuz töhmet altında bırakılıyor.” diye açıklama yapıyor. 5 aydan bu yana bu şirketlerin yaptıkları biliniyor, kamuoyunda konuşuluyor. 15-20 dakikalık bir araştırmayla hangi şirketlerin İsrail’de kimlerle ticaret yaptığı ortaya çıkarılabiliyor. Türkiye bir süredir gemi trafiğini gizlese de İsrail kaynakları hâlâ açık.

Bir kısım Hıristiyanlar, menfaatleri icabı zaman içerisinde Siyonistleşti. MÜSİAD çatısı altındaki işadamları da bu ödüllü ticaret sonunda Siyonistleşme yolunda ilerleyecekler gibi.

Erdoğan’ın hemşehrisi dünün mücahidi bugünün gerçek müteahhidi Mahmut Asmalı yönetimindeki MÜSİAD, kendisinin bile inanmadığı şeyler söyleyerek yepyeni ufuklara yelken açmış durumda.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version